Mesleğe yazık oluyor
- GİRİŞ14.11.2008 09:30
- GÜNCELLEME14.11.2008 09:30
Gazeteci milletinin işi her yerde ve her dönemde zordur da, şimdilerde ülkemizde daha da zorlaşıyor. Sadece resmi çevrelerin tavrı değil bunun sebebi; elbette zorluğun bir sebebi resmi çevrelerin uygulamaları, ancak bazı meslek erbabının yakışıksız tavırları ve bazı patronların sınır tanımazlığı da gazetecilerin hayatını çekilmez hale getiriyor...
Başbakanlık Basın Merkezi'nin değişik gazetelerden yedi muhabirin kartlarını iptaliyle yeniden gündeme gelen 'akreditasyon' yanlış uygulaması sözgelimi; pek çok başka kurumda da değişik biçimlerde yürütülüyor. Genelkurmay Başkanlığı bazı gazeteler ve televizyon kanallarının temsilcilerini hiçbir faaliyetine almıyor. Başbakanlık da bundan böyle istemediği muhabirin Başbakan Tayyip Erdoğan'ın katıldığı etkinlikleri izlemesine izin vermeyecek...
Kim ne derse desin, bu tür 'ayrımcı' uygulamalar ters teper. Nitekim Genelkurmay Başkanlığı kendi uygulamasını yumuşattı ve yasaklı bazı kanallarla gazeteleri çatısı altındaki etkinliklere ve bilgilendirme toplantılarına davete başladı. Gönül, ayrımcılığın bütünüyle kaldırılmasını arzu ediyor.
Sadece Genekurmay'da değil Başbakanlık'ta da...
Sürekli öküz altında buzağı arayan, hep kötülükler ve çirkinlikleri eşeleyen, bulamadığında yalana ve çarpıtmaya başvurmaktan da çekinmeyen tiplerle nasıl baş edilecek peki? Başbakanlık yeni uygulamayı savunurken yasaklı kılınan muhabirlerin yanlış haberlerinden örnekler vermekte. Yalan ve yanlışa bulaşana mesafe koymakta da mı mahzur var?
Tabii var. Bu sütunda defalarca yazıldığı üzere, basın özgürlüğünün kötüye kullanımına karşı en büyük teminat yine özgür basındır. Hayatımız ve pek çok meslektaşımızın hayatı başkalarının yanlışlarını, çarpıtmalarını sergilemekle geçti, geçiyor. Birkaç muhabirin yasaklı kılınması, diğerlerinin yazdıkları ve yazacaklarına doğruluk sertifikası yerine geçer. Bu da başlatılan uygulamanın öngörmediği bir başka vahim yanlışlıktır.
Bırakın, gazetecilerin aşırılıklarını ve yanlışlarını başka gazeteciler düzeltmeye devam etsin.
Resmi çevreler gazetecilerin önüne kabul edilemez uygulamalar koyuyorlar da ekmeğini bu meslekten kazanan bazıları başka meslektaşlarına karşı pek mi yumuşak ve sevecen davranıyorlar? 'Yandaş' ve 'yalaka' ile başlayıp ağza alınmadık küfürlere kadar varan bir edebi türe dönüştü gazete yazarlığı... Hiç acımaksızın karakter cinayetleri işlenebiliyor gazete ve televizyonlarda...
Kendilerinden olmayan, çizgilerine uymayan, farklı düşünüp yazanlara müsamahası bulunmayan bir medya ortamı var ülkemizde. Kısıtlama getiren resmi çevrelere kızıyoruz kızmasına, ama kendi birbirimize acımasızlığımız onlardan fazla. Biri bizden ise yaptığını görmezden gelip kusurlarını örtüyoruz, 'öteki' ise ver yansın ediyoruz.
Böyle bir ortamda haklı ile haksızı ayırt etmesi de güç oluyor.
Başbakanlık yalnız kendisi kaldırmakla yetinmemeli, 'akreditasyon' uygulayan bütün devlet kurumlarına, medya kuruluşları arasında ayrımcılık yapmayı da yasaklamalı. Medya kuruluşu kisvesi altında grup çıkarlarını savunmaktan öte bir şey yapmayan örgütler de, artık bu sahtaciliğe bir son versinler.
Mesleğe yazık oluyor.
Fehmi Koru - Yeni Şafak
Yorumlar7
-
mehmed akif
17 yıl önce
Şikayet Et
emre genç'e. kardeş şu klasik sokrat mantığı ile gidersen tabiki akreditenin iyi olduğu kanatine varırsın.aydın doğan tabiki yalan yazar o onun karakteri ve herkes kendisine yakışanı yapar.ha ayrıca aydın doğan konusunda hükümetin istikrarı olmadı.22 temmuz seçimlerinden önce petrol ofisinin vergi kaçırdığı yenişafakta belgeleri ile yayınlandı.sonrasında kemal unakıtan 1.200.000 ytl lik vergi borcunu alacaklarını söyledi ama seçime az bir süre kala adamın vergi borçlarını çok büyük bir bölümü affedildi.
Beğen
Cevapla
-
emre genc
17 yıl önce
Şikayet Et
herkes kendi basınını akredite ediyor.. Ee hükümet bunun önüne geçemediğine göre hiç kimse geçemez. demekki bu gerçeği kabullenmek gerekiyor,açıkcası budur. beni yanlış anladın. Genelkurmay kendi kafasına göre, CHP kendi kafasına göre, yargı kendi kafasına göre akreditasyon uygularsa bizde kendi kafamıza göre akreditasyon uygularız. bal gibide yaparız. Yalan, yalaka, sahtekar medyacıları hükümette görmek istemiyorum. aydın doğan olduğu sürece yine yalan yazar, yine yanlış yazar yine tekzip hep tekzip. bu iş böyle yürümez, o zaman akredite iyidir.
Beğen
Cevapla
-
mehmed akif
17 yıl önce
Şikayet Et
emre genç'e. kardeş ya hayret bir şeysiniz açıkçasaı.sayın koru bence çok doğru yazmış.siz yalan yazdıkları gerekçesi ile adamları akredite etmezseniz geri kalanlar doğru yazmıştır anlamına gelmiyor mu??bence çok doğru ve yerinde bir tespit bu.
ikincisi bugüne kadar ağazınızdan akreditasyonun gerekli olduğuna dair herhangi bir şey çıktı mı lütfen düşünün biraz??önemli olan doğru bildiğini daima savunmaktır.
Beğen
Cevapla
-
emre genc
17 yıl önce
Şikayet Et
Fehmi Koru senin dediğin gibi olmaz bu işler.. Akreditasyon gerekli ve şarttır. bu uygulama ile yalan yanlış haber yapan gazeteler ve her gün tekzip yayınlayan yandaş ve yalaka basınla ancak böyle savaşılır. sen boşver şimdi, senin aklınla hiç kimse bir yere gidemez. yalancı yine yalancı, sahtekar yine sahtekarlığını yapmaya devam eder. 'Bırakın, gazetecilerin aşırılıklarını ve yanlışlarını başka gazeteciler düzeltmeye devam etsin', diyorsunda herkes mecbur mu bu yalancı, yalaka ve sahtekarları düzeltip durmaya? senin bu yazına kargalar bile güler!!
Beğen
Cevapla
-
ERDEM ESİN
17 yıl önce
Şikayet Et
ÖZEL BASIN MAHKEMELERİ KURULSUN. Medyanın yalan haberleriyle hayatı kararan yüzbinler milyonlra var bu ülkede. Akreditasyon, yalanda sınır tanımayan bu yalancılardan çok az bir kısmını kapsıyor ve bazen doğruyu yazdığı için yasaklananlar da oluyor. Mesela; genelkurmayın akrediteleri genelde yalancılıklarıyla meşhur olanlardır. Özel basın mahkemeleri kurularak yanlış yapanlara hızlı ve etkin cezalar verilirse akreditasyona lüzum kalmaz tüm yalancı ve iftiracılar temizlenir meslek namuslu gazetecilere kalır.
Beğen
Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle