Bugün 1 Nisan
- GİRİŞ01.04.2012 07:15
- GÜNCELLEME01.04.2012 07:15
Önce, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar konuşma yaptığı üniversitede pabucunun tekini kendisine fırlatan kız öğrenci için,”Keşke diğer tekini de atsaydı da birine verebilseydim” dedi... Sonra da, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, Özgür Gündem gazetesini kapatma kararını, “Yasa koyucunun tanıdığı takdir hakkı özgürlükler lehine yorumlanmalıdır” gerekçesiyle kaldırdı.
Ne yalan söyleyeyim, alışık olmadığımız için, bana ‘şaka gibi’ geldi bu iki olay; birer erken ‘1 Nisan şakası’ gibi...
Alışık olduğumuz davranış tarzı, protestocunun karga tulumba salondan çıkartılması ve pabuç yiyen siyasetçinin hiddetli bir biçimde olayı kınamasıdır. Sonradan pişman olup şikâyetini geri alanlar çıkıyor çıkmasına, ama ilk tepki zihinlere yerleşiyor...
Mahkemeler konusunda da, birinin verdiği karar ‘yanlış’ da olsa, diğerinin yanlışta ısrarına alışkınız biz. Pek çok kişi sırf bu inat sebebiyle cezaevlerinde yatıyor bile olabilir; hiç değilse bazılarının tespiti bu... 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin gerekçesi bütün yargı organları tarafından benimsense bugün cezaevlerinde tek bir kalem erbabının yatmaması gerekir; özgürlüklerin ‘asıl’, özgürlüğü kısıtlamanın ‘istisnai’ olduğunu yetkililer her fırsatta ifade etmiyor mu?
Dünyanın bugün geldiği nokta, hak ve özgürlüklerin kalkınmanın itici gücü olduğu noktasıdır. En aşırı veya akıl almaz görünen fikirlerin bile -eğer ‘fikir’ denmeyi hak
ediyorlarsa- ifade edilebildiği ortamlar toplumlara hayatiyet kazandırır. Unutmamamız gereken gerçek şudur: Fikir adamlarını, gazetecilerini, düşünürlerini cezaevlerine dolduran son ideoloji ‘hür dünya’ karşısında ayakta kalamadı.
Yazının devamını bu linkten okuyabilirsiniz >>>
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol