Keşke günlük tutmuş olsaydı...
- GİRİŞ04.08.2012 09:41
- GÜNCELLEME04.08.2012 09:41
Alınacak cevap için sorunun nasıl sorulduğu da önemli; soruda bir boşluk gördüğünde sorulana temas edip diğer ayrıntılara girmiyor. ‘Ağzından kerpetenle lâf alınır’ denilen türden bir tanık...
Buna rağmen ‘Balyoz darbe planı’ hakkında söyledikleri, inkâr edilenleri doğruladığı için, mahkemenin gidişini etkileyecek önemde...
Ergenekon davasına bakan mahkeme önünde ikinci gün söyledikleri arasında çok önemliler vardı tabii, ancak en dişe dokunur olan 1 Mart tezkeresiyle ilgili sözleriydi: “ABD savaşa girmemiz için hükümet üzerinde baskı yapmamızı istiyordu, ama biz reddettik” dedi Org. Özkök ve ABD adına baskı yapan bir adı mahkemeyle paylaştı: Paul Wolfowitz...
Soruyu soran zaten Wolfowitz’in adını geçirmişti. Soruda ad zikredilince Org. Özkök’ün kendisi de adı gizlemiyor...
Bunu özel olarak kayda geçirmemin sebebi, o dönemde komutanlar üzerinde yalnızca Wolfowitz’in baskı uygulamadığı gerçeğidir. Yolu Washington’a düşen her komutan, orada bulunduğu süre içerisinde, yalnızca Pentagon’la görüşmedi; onları heyecanla karşılayan kişiler Başkan Yardımcısı Dick Cheney’in ofisinin elemanlarıydı. ABD’den Ankara’ya gelen her düzeyde yetkili, bir yolunu düşürüp Genelkurmay Başkanlığı’na da uğruyordu.
Aslında 1 Mart tezkeresiyle ilgili soruya verdiği cevaptaki sorunlu bölüm baskıyı Wolfowitz’e indirgeyen cümle değil; ondan sonraki “Biz hükümete baskı yapmayı reddettik” bölümü... Askerler de 1 Mart tezkeresinin geçmesini istiyorlardı ve bunun için hükümete baskı da yaptılar. O günlerin manşetleri bu baskının ‘psikolojik harp’ örneği uygulamalarının tanığıdır.
Yorumlar3