AK Parti kongreleri başlamadan önce ‘değişim’in önemli ölçüde gerçekleşeceğini bu satırlarda okumuştunuz.

12 Ekim 2024’te başlayan kongre maratonu sonrasında ilçe başkanlarının üçte ikisi, il başkanlarının dörtte üçü, yönetimlerinin de üçte ikisi değişmiş oldu.

Pazar günü de dışarıda eksi 9 derecede 60 bin kişi, içeride de 10 binin üzerinde partilinin katılımıyla gerçekleşen kongrede genel merkez yönetimi de belirlenmiş oldu.

MKYK’nın yüzde 60’ı, MYK’nın ise yüzde 40’ı yeni isimlerden oluşuyor.

Gençlerin MYK’da önemli görevler üstlenmesi göze çarpıyor.

32 yaşındaki eski gençlik kolları başkanı Eyyüp Kadir İnan Genel Sekreterlik, 34 yaşındaki Ahmet Büyükgümüş ise Teşkilat Başkanlığı gibi önemli görevlere geldi.

Gençliğin sadece lafta önemsenmediğini de görmüş olduk.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 31 Mart 2024 gecesi seçim sonuçları netleştikten sonra yaptığı konuşmada; “Mesajı aldık” demişti.

Değişimi de sindire sindire, topluma kulak vere vere sakin bir biçimde başlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın siyasetteki tecrübesinin belirgin özelliklerinden biri de süreçleri ilmek ilmek büyük bir sabırla işlemesi…

Ani reaksiyon verdiği anlar yok denecek kadar azdır.

2018 genel seçimlerinde Cumhur İttifakı ve Recep Tayyip Erdoğan ipi göğüsledikten sonra 2019 yılında yapılan yerel seçimlerde muhalefet önemli şehirleri almayı başarmıştı.

2020 yılına geldiğimizde ise; “muhalefet gümbür gümbür geliyor AK Parti’nin bu son dönemi, hazır olun, geliyor gelmekte olan” gibi cümleleri sık sık duyuyor, takvimler 2022 yılınının son aylarına geldiğinde ise duyduğumuz cümlelerin sesleri daha bir gürleşiyordu.

2023 yılının şubat ayında ‘asrın felaketi’ dediğimiz depremi de yaşayan Türkiye’de bazı siyasi analistlere göre Erdoğan’ın hiç ama hiç şansı yoktu.

Muhalefet cephesi oluşturduğu masada, “vura kıra geliyoruz, en az yüzde 60 alacağız” diyordu.

2023’ün mayısında Erdoğan yine kazanmayı başardı.

2024 yılının mart ayında da tıpkı 2019 yılında olduğu gibi muhalefet yerel seçimlerden önemli bir başarı elde ederek çıktı.

Muhalefet, bu sefer birinci parti olmayı da başarmıştı.

Şimdilerde yine 2020 yılındaki psikolojinin bir benzerini oluşturma gayreti içerisindeler…

Ben bu günleri ‘dejavu’ olarak değerlendiriyorum.

Ancak unutulmaması gereken bir konu var ki; o da birinci partinin ne AK Parti ne de CHP'nin olduğu…

Şu an için birinci parti yapılan araştırmalara göre yüzde 35’in üzerinde bir orana sahip olan küskünler ve kararsızlar…

İşte bunu fark eden ve pozisyonunu buna göre alan bir Recep Tayyip Erdoğan var karşımızda…

Partiye katılanlarda, MKYK ve MYK listelerinde yer alan ‘şaşırtıcı’ bazı isimlerin bulunmasının nedenlerinden biri de bu…

‘İlmek ilmek’ tabirini unutmayın.

Siyasetteki en tecrübeli ve seçim kazanma konusundaki en mahir lider tartışmasız Recep Tayyip Erdoğan’dır…

Kararsız ve küskünleri kendisine çeken kazanacak…

Milletvekillerinin parti değiştirmesini ilkesel olarak doğru bulmam ama hayatın bir gerçeği olduğunu da bilmek gerek…

İyi Parti’den, Gelecek Partisi’nden ve Yeniden Refah Partisi’nden katılan isimlerin MKYK’da kendilerine yer bulması aslında altında bir mesaj da barındırıyor.

Adeta; “AK Parti Türkiye’nin buluşma noktasıdır” diyor.

Yanı sıra yüzde 50+1 alma koşulunun olduğu cumhurbaşkanlığı seçiminde ve parlamentoda çoğunluğa sahip olarak yasama konusunda elinde tutmak isteyen bir ittifakın da seçmen kitlesi kendisini farklı şekillerde tanımlar…

Muhafazakâr, seküler, milliyetçi, Atatürkçü, Kürt, dindar vb…

Cumhur İttifakı’nın seçmenlerinin yelpazesi oldukça geniş.

Merkeze oturmuş olmanın bir gerçeği bu…

Partideki yönetim katının da buna göre şekillendirilmiş olduğunu görüyoruz.

AK Parti 24 yıldır hedefine doğru durmadan giden bir lokomotif gibi…

Ayak uyduramayanlar trenden iniyor, yorulanlar güç toplamak için istasyonlarda mola verip dinleniyor, yorulanların yerine duran trenlerde yolda kalan, aradığını bulamayanlar da AK Parti’nin trenine biniyor.

AK Parti’nin son dönemi olur mu hep beraber göreceğiz ama seçim kazanma konusunda adeta bir makine olan Recep Tayyip Erdoğan faktörünü göz önünde bulundurmakta büyük fayda var.

Şimdi sırada kabine var…

Son olarak; seçimin en erken iki buçuk yıl sonra yapılacağının hesaba katılması, o dönemde de ekonomideki makro düzeydeki bugün vatandaşın hissedemediği iyileşmenin vatandaş tarafından hissedildiğinde bugünkü psikolojinin çok farklı olacağının bilinmesi gerekir…

Muhakkak Cumhurbaşkanı Erdoğan, planlamasını buna göre de yapıyordur.