‘Terörsüz Türkiye’ ve TÜSİAD
- GİRİŞ04.03.2025 09:18
- GÜNCELLEME06.03.2025 08:44
Türkiye'nin ekonomik ve sosyal gelişimi, istikrar ve güvenlikle doğrudan ilişkilidir.
Terörsüz bir Türkiye, hem vatandaşların güvenliği hem de ekonomik kalkınma açısından kritik öneme sahiptir.
Terörün sebep olduğu toplumsal ve ekonomik zararlar, yalnızca Türkiye'nin değil, tüm dünyanın ortak problemidir.
Ancak, Türkiye'nin jeopolitik konumu ve tarihsel bağlamı, terörle mücadeleyi daha karmaşık hale getirmektedir.
Terörsüz bir Türkiye'nin sağlanması, yalnızca güvenliği artırmakla kalmaz, aynı zamanda ekonomik büyümeyi ve dış yatırımları da teşvik eder.
Terör olaylarının azalmasıyla birlikte, toplumsal refah ve güvenlik düzeyi artar.
Bu durum, vatandaşların günlük yaşamlarını huzur içinde sürdürmelerine olanak tanır.
Ayrıca terörsüz bir ortam, gençlerin eğitim ve iş olanaklarından daha iyi faydalanmalarını sağlar. Böylece geleceğe umutla bakabilen nesiller yetişir.
Terör olaylarının son bulması, yabancı yatırımcıların Türkiye'ye olan güvenini artırır.
İstikrarlı bir ortam, ekonomik faaliyetlerin kesintisiz devam etmesini sağlar ve işsizlik oranlarını azaltır.
Türkiye'nin turizm potansiyeli de terörsüz bir ortamda daha fazla ziyaretçi çekerek artar.
Bu bağlamda, Türkiye Sanayici ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) gibi önemli sivil toplum kuruluşlarının terörün sona erdirilmesi ve sürdürülebilir barışın sağlanması için önemli roller üstlenmesi gerekir.
TÜSİAD, kâğıt üzerinde Türkiye'nin ekonomik ve sosyal kalkınmasını desteklemek amacıyla kurulmuş, önde gelen bir sivil toplum kuruluşudur.
Ama öyle mi çalışmaktadır?
Cümlemi “Terörsüz bir Türkiye hedefi doğrultusunda çeşitli faaliyetler yürüten TÜSİAD, barış ve güvenliği sağlamak amacıyla pek çok projeye imza atmaktadır.” şeklinde kurmak isterdim.
Lakin; Türkiye’yi terörize etme, sokakları karıştırma amacı taşıdığı konusunda şüphe götürmeyen ‘Gezi Olayları’nın finansörlüğünü yapmaktadır’ demek durumundayız…
Gezi Olayları’nın ekonomimize ne denli büyük bir darbe vurduğunu anlatmaya gerek yok sanıyorum.
Buna benzer hemen her kritik dönemde Türkiye ekonomisini ateşe atmaktan çekinmeyen bir tutum sergiledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kayıt dışı siyaset olarak tanımladığı o malum toplantıda; TÜSİAD yöneticilerinden ‘Terörsüz Türkiye’ye dair ne duyduk?
Güya Menajer Ayşe Barım, kayyum atanan belediyeler gibi konular yabancı yatırımcıyı etkileyecek de ‘Terörsüz Türkiye’nin’ tesis edilmesi Ayşe Barım kadarcık dahi bir etki oluşturmaz mı?
TÜSİAD, ekonomi dışında hemen her konuya girdiği, CHP’li belediyelerin ihmalleri nedeniyle ölen insanları sunumuna koymayı unuttuğu!, Ayşe Barım ve arkadaşlarının hegemonyasını önemsediği kadar Türkiye’nin terör bataklığını tamamen kurutmasını önemsememiş.
Türkiye’nin sanayici ve iş insanı olsalardı önemsemeleri gerekirdi.
Demek ki; isminde kâğıt üzerinde yer alan ‘Türk’ ifadesi kâğıdın ötesine geçemiyor.
Küreselcilik ağır basıyor.
Terörsüz Türkiye’nin tesis edilmesinde bizden gibi gözüken ‘Türk’ sandıklarımızın da temizlenmesi büyük önem taşıyor.
Aksi halde mücadele eksik kalabilir.
ZORLU SINAV
Vestel Şirketler CEO'su Ergün Güler, Ramazan Ayı’nın başlaması dolayısıyla çalışanlarına bir tebrik mesajı gönderdi.
Paylaşımlarda, Zorlu Holding CEO'su Cem Köksal'ın bir e-posta ile Güler'e sert bir cevap vermesi gündemi ‘haklı’ olarak meşgul etti.
Zorlu Holding CEO'su Cem Köksal'ın bir e-posta ile Ergün Güler'e; "Bizim kurumsal olarak kutlanacak günler listemizde Ramazan yer almıyor. Dini günlerden Şeker ve Kurban bayramları yer alıyor. Bunlar dışındaki dini günleri kurumsal olarak kutlamamız doğru değil. Bu grubun 70 yıllık tarihinde de Ramazan Ayı kutlaması yer almadı. Şirket olarak dinden bağımsız bir duruşumuz var." ifadeleriyle sert bir biçimde cevap vermesi ve Vestel Şirketler Grubu’nun tüm çalışanları tarafından bu yazışmanın görülmesi Cem Köksal’ın istifa etmesiyle sonuçlandı.
İstifa öncesinde de İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Cem Köksal hakkında hem çalışanların şikayeti hem de resen “İnanç, düşünce ve kanat hürriyetinin kullanılmasını engelleme suçu” nedeniyle soruşturma başlatılmıştı.
Şimdi burada enteresan bulduğum şey; Yahudi sermayesi dahil birçok global şirket Ramazan Ayı’nı tebrik ederken, İsrail’i destekleyen kola markaları Ramazan sofra temalı reklamlar yayınlarken, dünyanın en büyük markalarının CEO’ları ‘dinden bağımsız bir duruşumuz var demezken, Zorlu Holding iştirakleri sosyal medya hesaplarında Merry Christmas, Halloween (Cadılar Bayramı) paylaşımlarında olmayan dinden bağımsız duruş, Ramazan Ayı’nda nasıl oluyor da bir anda zuhur ediyor?
Bunu anlamak çok güç…
Bu açık seçik eziklikten başka bir şey değil.
Zorlu Holding’ten 70 yıllık bu duruş ile ilgili açıklama gelmemesini de yadırgadım doğrusu…
TOGG’un ortakları arasında yer alan, ‘babayiğit’ ünvanına sahip Zorlu Holding bu toprakların değerlerinden bu kadar uzak olmamalı…
Acilen bu konuyu düzeltmeli…
İlginç bulduğum bir diğer konu da Vestel ürünlerine ‘boykot’ çağrısının yapılması…
Yahu Ramazan’ı kutlayan Vestel’in CEO’su…
O kutlama sonrası çarşı karıştı…
Boykot çağrısı yaparak Vestel’i Ramazan’ı tebrik ettiğine pişman etmemek gerek.
Aksi halde Cem Köksal’ın ‘dinden bağımsız duruşu’ meşru bir zemin bulur…
Yorumlar99