CHP yine bildiğimiz gibi

  • GİRİŞ01.07.2025 10:00
  • GÜNCELLEME01.07.2025 10:00

Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) 4-5 Kasım 2023 tarihlerinde yapılan 38. Olağan Kurultayı ve 6 Nisan 2025 tarihli 21. Olağanüstü Kurultayı’nın iptali talebiyle açılan dava, 30 Haziran 2025 tarihinde Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen duruşmada karar çıkmadı ve dava 8 Eylül 2025 tarihine ertelendi.

Yani CHP içerisindeki iç hesaplaşmalar da bir bakıma tehir edilmiş oldu.

Dava, eski Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş ile delegeler Yılmaz Özkanat, Hatip Karaaslan ve Kamile Bahar Önal tarafından, “para karşılığı oy kullandırıldığı” ve “usulsüzlük” iddialarıyla açılmıştı. 

Kamuoyunda, davadan “mutlak butlan” (kurultayın yok sayılması) kararı çıkması ve bu durumda eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun partinin başına geçebileceği geçtiğimiz günlerde en fazla CHP’liler tarafından tartışıldı. 

Hatta Kemal Kılıçdaroğlu’na yaklaşmaya başlayan partililerin yoğunluğu göze çarparken, karşı kanatta da Kemal Kılıçdaroğlu’nun itibarsızlaştırıldığı paylaşımlar ve tehditler de gündemde yer buldu.

Verdiğim bilgilerden de anlaşılacağı üzere; kurultay iptal davasını açan CHP’li, kurultayda oyunun rengini para karşılığı değiştirdiğini itiraf edenler CHP’li, pavyonda para pazarlığının döndüğünü söyleyenler CHP’li, mutlak butlan talep edenler CHP’li, bu iddiaları haberleştirenler de CHP’li ancak CHP’nin tartışmalı mevcut yönetimine göre suçlu AK Parti ve Cumhurbaşkanlığı Külliyesi…

Şaka gibi ama gerçek…

Bu olayları AK Parti’ye veya hükümete yüklemek için epeyce bir zorlamak gerek ama CHP’li yöneticiler kendi kitlesinin sorgulama konusundaki durumunu dikkate alarak bu ifadeleri kullanıyor olabilirler…

Tıpkı CHP’li belediyelerdeki yolsuzluk soruşturmasında olduğu gibi…

2023 yılının Kasım ayının başından bu yana CHP’nin başında bulunan Özgür Özel ve yönetimi, aylardır kendilerini eleştirdiğimiz sokağın gerçek sorunları ve çözüm önerilerini konuşmak yerine CHP kurultay iptal davası ve Ekrem İmamoğlu meselesi dışında hiçbir şey söylememe yaklaşımını mahkemenin erteleme kararı sonrası değiştireceğine dair açıklama yapmaya başladı.

“Günaydın” demek lazım…

“2023 yılı Kasım’ından bu yana 1,5 yıldır ne yaptınız?” diye soranlara ne cevap vereceklerini ben de merak ediyorum…

CHP’ye göre sokağın sorunlarına eğilmekten kasıtlarının ne olduğuna dair ilk izlenimi de Genel Başkan Özgür Özel’in açıklamalarından anlıyoruz.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul’da katıldığı Muharrem Orucu İftar Programı’nda cemevlerinin ibadethane statüsü kazanacağını, zorunlu din dersinin ise kaldırılacağını söylemiş.

‘Zorunlu din dersi’ de zaten sokağın en büyük problemi değil mi?

Sözün özü; CHP yine bildiğimiz gibi…

Ne kendi içindeki muhteris koltuk hesapları biter ne de milletin dertleriyle ilişkisi gelişir…
Kasedi çevir çevir dinle…

A yüzünde de aynı şeyler, B yüzünde de…

Fazla umutlanmaya gerek yok.

TÜRKİYE’DE DEVLET İLE MİLLET ARASINDAKİ BAĞ NASIL KURULDU?

CHP’nin milletle ilişkisi maalesef bizi şaşırtmıyor. 

Bir de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın neler yaptığına bakalım…

Türkiye’nin yakın tarihinde artık büyük başarıları, stratejik hamleleri ve istikrarlaştırıcı gücü var. 

Bizler yeni Türkiye’ye çok çabuk adapte olsak da eski Türkiye’yi hala hatırlıyoruz. 

Her alanda kendini var etmek isteyen ancak ne zaman bir yeniliğe kalkışsa, önü küresel güçlerin gizli ve kirli oyunlarıyla kesilmeye çalışılan bir ülke durumundaydık. 

Yıllarca uluslararası camiada var olabilme savaşı verip, varlık gösterdiğimiz her platformda itibarsızlaştırılmaya çalışıldık. 

Peki, bu nasıl değişti? 

Uzunca bir zamandır yazmak istediğim bir konuydu ancak gündem yoğunluğu buna müsaade etmedi…

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliği ve vizyonu, iktidara geldiği günden bu yana, ülkemizin hiçbir ferdinin reddedemeyeceği bir gerçek. 

Bir cümleyle özetlenen bu duruşun ülkemizce kabullenilmesi öyle kolay olmadı. “Türkiye şahlanıyor” sözüyle dalga geçildi, yerli savunma sanayi ürünlerimiz aşağılandı, uluslararası toplantılarda ülkemiz hakir görülmeye çalışıldı. 

Ancak yükselen ve daha da güçlenen Türkiye’yi anlamak istemeyenler büyük hayal kırıklıkları yaşadı. 

Hem içerde hem de dışarda buna tevessül edenler ya yok oldu ya da zihinsel körlüklerinde kalmaya devam etti. 

Erdoğan ise bunların hiçbirine aldırmayıp, güçlü Türkiye ideali doğrultusunda emin adımlarla yürüdü. Yol arkadaşları ile bu çetin mücadeleyi veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün oluşan başarının tartışmasız tek mimarıdır. 

Şimdi başarıya giden bu yolda yapılan doğru iletişim hamlelerini bir bir ele alalım. 

24 Temmuz 2018’de Cumhurbaşkanlığına bağlı olarak devletin her türlü iletişim, basın, yayın ve bilgi alışverişi faaliyetini idare eden kurum olarak Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ihdas edildi. Tamamen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın vizyonu doğrultusunda, ülkemizin önünde bambaşka bir sayfa açıldı. 

Kuruluşundan bugüne ülkemiz adına önemli çalışmalara imza atan İletişim Başkanlığı’nın stratejik iletişim başarıları ise peş peşe geldi. Küresel alanda Türkiye denince akla gelen resim resmen yeniden çizildi. 

Yabancı basın yayın organlarında “Türkiye” denilen her yayın dikkatlice takip edildi; olumsuz algı oluşturabilecek her sözün gerçeği dünyaya duyuruldu, yalan yanlış cümleler de tek tek düzeltildi.

Bunu Gazze’ye yönelik yapılan karartmaların aydınlatılmasında da çok net gördük…

Böylece, bilim insanları Claude Elwood Shannon ile Warren Weaver tarafından ortaya konan iletişim modelinde önemli yer tutan ‘bilgi kaynağından yola çıkan mesaj ile hedefe ulaşan mesaj arasındaki farkı oluşturan tüm faktörleri’ ifade eden ‘gürültü’ de doğru iletişim ile ortadan kalkmış oldu. 

İşte bu ‘gürültü’ler İletişim Başkanlığı’nın kesintisiz süren hakikat mücadelesi sonucu artık yok. Artık Güçlü Türkiye var, artık devlet ile millet arasında kesintisiz, doğru, şeffaf bilgi akışı var.

İletişim Başkanlığı’nın dijital çağın gerekliliklerine uygun çalışmaları da elbette dikkat çekiyor. 

Kurum, dijital çağın hız ve etkinliğiyle de hareket ederek, Türkiye’nin dijital medyadaki varlığını güçlendirirken kamu kurumları arasında da dijital iletişim koordinasyonunu sağlayarak, devletin mekanizmaları arasındaki söylem birliğini oluşturdu. 

Özellikle “Dijital Türkiye” vizyonunun bayrak taşıyıcısı olan İletişim Başkanlığı, Türkiye İletişim Modeli ile çıtayı yükseltti. Hem dezenformasyonla etkin mücadele edildi hem de Türkiye’nin haklı söylemi global ölçekte yaygınlaştı. Türkiye markası güçlendi, modern iletişim çağının gereklerine uygun olarak dijital mecralarda üstünlük sağlandı. 

Dijital iletişimde yaşanan hızlı dönüşümler yakından takip edilerek, sosyal medya ve dijital platformlarda varlık göstermek adına pek çok öncü çalışma gerçekleştirildi.

Böylece Türkiye’nin iletişim kapasitesi ulusal sınırların çok ötesine taşındı.

Türkiye’nin uluslararası platformlardaki itibarını yükseltmek için stratejik kamu diplomasisi faaliyetlerini kararlılıkla sürdüren İletişim Başkanlığı, gönül coğrafyamız ile etkin iletişim kurarak (ki bunu yerinde defalarca müşahade ettim), kültürel diplomasi projeleri ve uluslararası medya ilişkilerindeki iş birlikleri sayesinde ülkemiz adına önemli kazanımlar elde etti. 

‘Yumuşak güç’ unsurlarını etkin bir şekilde kullanarak, ülkemizin yükselen değerini her coğrafyaya ulaştırdı. 

Kriz zamanlarında halkla hızlı, doğru ve şeffaf iletişim kurmak, devletlerin en kritik görevlerinden biridir. İletişim Başkanlığı, pandemi ve asrın felaketi diye adlandırılan Kahramanmaraş merkezli depremlerde olduğu gibi kriz süreçlerinde gösterdiği başarılı iletişim yönetimiyle vatandaşın güvenini sağladı. Her aşamada bilgi akışı, şeffaf şekilde sağlanarak toplumsal panik ve bilgi kirliliğinin önüne geçildi.

Asrın felaketinin yaşandığı günlerde Türkiye, tüm kurum ve kuruluşlarıyla sahada mücadele verirken İletişim Başkanlığı da dijital dünyada üstün bir başarı sergiledi.
Sosyal medyada yalan bilgi yayan kötücül hesaplarla etkin bir mücadele sergileyen başkanlık, doğru bilginin de hızlı bir şekilde vatandaşlara ulaşmasında öncü rol aldı. 

İletişim Başkanlığı, dezenformasyonla mücadeleyi sadece ülke sınırları içerisinde yapmadı; uluslararası kamuoyunda da etkin bir mücadele verdi. Terör devleti İsrail’in Gazze’de uyguladığı soykırım sonrası sosyal medya üzerinden yaydığı propagandaya karşı İletişim Başkanlığı, doğruları dünya kamuoyuyla paylaşarak etkin bir varlık gösterdi.

Dünya medyası İletişim Başkanlığı’nın yayınladığı birçok doğru bilgiyi referans alarak haberleştirdi, böylece İsrail propagandası boşa düşürüldü.

İletişim Başkanlığı sayesinde Türkiye, zengin tarihî ve kültürel mirasını dünya sahnesinde tanıtma konusunda da büyük mesafeler kat etti. Düzenlenen kültürel etkinlikler, uluslararası fuarlar ve sergilerle millî değerlerin evrensel dille anlatılması sağlandı. Bu çalışmalarla, ülkemizin kültürel diplomasi alanındaki kapasitesi artırıldı, yumuşak güç unsurları güçlendirildi.

Tüm bu çalışmalar, Türkiye’yi güçlendirmek, devlet-millet birlikteliğiyle aşılamayacak engel olmadığını göstermek ve yarınlarımızı daha sağlam temeller üzerine inşa edebilmek için yapılıyor.

Siyasi gözlükler çıkarılarak bakılabilirse; İletişim Başkanlığı bünyesindeki iletişim çalışmalarının tamamı, siyaset üstü ve bilimsel veriler ışığında yürütülen yenilikçi ve etkili çalışmalar olarak görülüyor.

Tüm bu yazdıklarımızın sonucu olarak şunu net olarak söyleyebilirim ki İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un ortaya koyduğu ‘Türkiye İletişim Modeli’, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Güçlü Türkiye” vizyonuna yakışır şekilde devrim niteliği taşıyor. 

Tarihin kendisine yüklediği misyon çerçevesinde Türkiye, güçlü iletişim stratejileriyle her alanda mazlumun sesi olmaya, hakikatin savunucusu olmaya devam edecek.

Ferhat Murat / Haber7

Yorumlar14

  • Osman soylu 1 saat önce Şikayet Et
    Var da ne oluyor? 12 yıl eğitimde çocuklarımız namaz sureleri,dualarını öğrenemiyor
    Cevapla
  • ÖNCE VATAN 1 saat önce Şikayet Et
    Dünyanın. En. BÜYÜK. İSLAM. DÜŞMANI. chp. TERÖR. ÖRGÜTÜ. NOKTA
    Cevapla
  • Mehmet 1 saat önce Şikayet Et
    ALLAH Korkusu din imam gurur haysiyetli kalmamış Müslümanlara domuz satacaklar birde ATATÜRK, çüyüz diye göz bozuyorlar masonlar, kimlere hizmet ettikleri belli sahiplerinden ödül bekliyorlar.
    Cevapla
  • Erdemli 1 saat önce Şikayet Et
    Şaşrımamak lazım bunu daha önceden Muharrem inceden de duyduk Onların fikrine göre ortaçağ zihiniyetine sahibiz. Gerçek yüzlerini görmek isteyenlere bunlar işaretler akıl sahipleri için.
    Cevapla
  • sosyal çalışmacı 2 saat önce Şikayet Et
    Din dersini kaldıracağız derler, seçimlerden önce umreye gidip kuran okurlar.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat