İmamoğlu’nun en yakınları tek tek dökülüyor

  • GİRİŞ15.07.2025 08:48
  • GÜNCELLEME15.07.2025 09:15

2019-2024 döneminde İBB İştiraklerinden Sorumlu Resmi Başkan Danışmanı, 2024 Yerel Seçimleri sonrasında da CHP’den Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi seçilen ve Ekrem İmamoğlu tarafından İştirakler Komisyonu Başkanı yapılan Ertan Yıldız’dan sonra kendisine en yakın isimlerden biri olan eski sıvacısı Adem Soytekin de konuştu.

Adem Soytekin’in İmamoğlu ile tanışıklığı, Ekrem İmamoğlu'nun yüzde 60 ortağı olduğu aile şirketi olan İmamoğlu İnşaat'ta sıvacı olarak çalışmaya başladığı döneme dayanıyor.

Bu ilişki, İmamoğlu'nun Beylikdüzü Belediye Başkanı seçilmesiyle “iş fırsatlarına” dönüşmüş; Soytekin, kısa sürede kendi inşaat firmalarını kurarak İBB projelerinde birçok büyük bütçeli ihale aldı.

Yani Ekrem İmamoğlu, sıvacısına Beylikdüzü Belediye Başkanı olduktan sonra “yürü” dedi.

İBB Başkanı olduktan sonra da Soytekin koşmaya başladı.

Ancak bu koşu esnasında yapılan yolsuzluk soruşturması yolsuzluk iddialarının odağındaki isimlerin ayaklarına dolandı.

Adem Soytekin’in İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na etkin pişmanlıktan yararlanmak için verdiği 15 sayfalık ifade metninin tamamına ulaştım.

İçerisinde son derece vahim iddialar var.

Hayret etmek gerekir ancak önceki itirafçıların söylediklerini duyduktan sonra bu duyguyu da rafa kaldırmış durumdayız.

Öncelikle yine bir hatırlatma; etkin pişmanlıktan yararlanmak için sadece ifade vermeniz yeterli değildir.

Adem Soytekin

Söylediklerinizin tespit edilmesi yani delillendirilmesi de gerekir.

Tespitler söylediklerinizle uyumlu ise; etkin pişmanlıktan yararlandırılırsınız.

Ayrıca belirtmem gereken bir diğer husus da, soruşturma sürecinde etkin pişmanlıktan yararlananların cezaları 2/3 oranında düşürülür lakin suç işlediğinizi alenen kabul etmiş ve kendi ellerinizle delilleri sunmuş olursunuz.

Yani cezadan kaçamazsınız…

Şimdi gelelim ifadeye…

Medyaya yansıyan bölümleri zaten okumuşsunuzdur.

Ben biraz daha detay bilgileri ve insan canının ‘para için’ nasıl hiçe sayıldığını Adem Soytekin’in iddiaları doğrultusunda paylaşmak istiyorum.

“ADEM DİK DUR BİZİ SATMA”

Adem Soytekin konuşmasın diye Ekrem İmamoğlu avukatlar üzerinden kendisine el yazısıyla ‘pusulalar’ yollamış ve “Adem dik dur, bizi satma” demiş.

İfade metninden aynen aktarıyorum:

“Tutuklanmamın üzerinden yaklaşık 3 ay sonra ifade vermemin sebebi ise olayların bir bütünün anlamak maksadıyla geçen süredir. Bu sürede cezaevinde avukatlar aracılığıyla şahsıma ciddi baskılar, milletvekili teklifi yapılarak susturulmaya çalışıldım. El yazısıyla Ekrem İmamoğlu'na ait notlar tarafıma okutturularak susturulmaya çalışıldım. Hatırladığım notlardan birisi “Adem dik dur bizi satma” içerikli nottur. Ben şu an ifademde kimseyi sattığımı düşünmüyorum.”

METRO İHALESİNDEN YÜZDE 7 KOMİSYON İMAMOĞLU’NA

Adem Soytekin İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin yapmış olduğu Güneşli ile Bağcılar arasındaki hattın ihalesine girmek istemiş.

Bu isteğini de Ekrem İmamoğlu’nun para kasalarından biri olduğu ifade edilen Fatih Keleş ile paylaşmış.

Fatih Keleş de kendisini CHP’nin senelerdir ‘beşli çete’ diyerek eleştirdiği ancak şirket kurucusunun eski bir CHP milletvekili olduğu Yapı Merkezi isimli şirkete yönlendirmiş.

Soytekin ifadesinde;

“İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin yapmış olduğu Güneşli-Bağcılar hattında yapılan metro yapım ihalesi işine girmek için niyetim olduğunu Fatih Keleş ile paylaştım. Kendisi bu işi Yapı Merkezi'nin alacağını söyleyerek beni bu şahıslara yönlendirdi. Ben Yapı Merkezi'nin Boğaziçi’nde bulunan ofisine gittim ve orada şu an ismini hatırlamadığım gözlüklü, 50'nin üstü yaşlarında bir yönetim kurulu üyesiyle görüştüm. Bu görüşme esnasında kendisi bana üç ortak olduklarını, işin boyutunun Fatih Keleş ile Ekrem İmamoğlu'nun ortaklık payı olarak yüzde 7'ye anlaştıklarını, Avrasya Tüneli'nden sonra ilk defa İstanbul'da bir işe girdiklerini bana anlattı. Ben söz konusu yapılacak işin miktarını orada öğrendim ve yeterli iş bitirmem olmadığını anladım. Kendilerine yeterli iş bitirmem olmadığını ve ortak olamayacağımı söyledim. Bunun üzerine bana yaklaşık 3 milyar TL'lik betonarme niteliğindeki alt yüklenicilik işleri vereceklerini söylediler. Bana şirketimin gücü ile ilgili çalışma yapmamı söylediler. Sonrasında ben buradan ayrıldım. Bu görüşmeden yaklaşık bir hafta sonra tekrar bu şirket merkezine gittim. Elimde makine, ekipman gibi tüm çalışmalarımı hazırlayarak burada bulundum. Hafriyat işi için bir firmayla ön görüşmede yaptım. Kendilerine şirketimle ilgili gerekli sunumu gerçekleştirdim. Benden teminat mektubu hazırlamamı istediler. Bunun dışında çok fazla bir konuşmamız olmadı. İhale tarihi çok yakın olduğu için buna çalışılıyordu. İhale yapıldıktan 3 gün sonra ben Fatih Keleş'in yanına gittim ve ihalenin ne olduğunu sordum. Kendisi bana ihalenin patladığını, bir şahsın noterden ihale tarihinden bir gün önce ihaleyi kimin hangi fiyata alacağı gibi detayları tutanak altına aldırdığını ve bunu basına sızdırdığını, ihalenin iptal edileceğini söyledi.” şeklinde Ekrem İmamoğlu’nun metro ihalesinden komisyon aldığını iddia etmiş.

Bir kez daha altını çiziyorum iddia sahibi Ekrem İmamoğlu ile yıllardır beraber iş yapan ve kendisine en yakın olan isimlerden Adem Soytekin.

ARITMA MERKEZİNDEN DE YÜZDE 10 KOMİSYON

Adem Soytekin, Ambarlı Arıtma Merkezi’nin ihalesine de girmek istemiş.

Bu nedenle de (soruşturmada tutuklandıktan sonra etkin pişmanlıktan yararlanarak itirafçı olan) Ali Nuhoğlu ile bir araya gelmiş.

Orada da Nuhoğlu’nun ihale bütçesinden Ekrem İmamoğlu’na yüzde 10 komisyon vereceklerini ve bu işin yapımından çok fazla kazanç sağlayamadığını aktarıyor.

Yine noktasına dokunmadan Adem Soytekin’in ifade metninden aynen paylaşıyorum:

“Ali Nuhoğlu ve Özden Kuzu ile Ali Nuhoğlu'nun Aqua Florya'daki otelinde biraz önce belirtmiş olduğum metro ihalesinin sonrasında yakın bir zaman içerisinde buluştuk. Ambarlı Arıtma Merkezi işine ortak olmak istedim ancak iş bitirmemden dolayı ortak olamadım. Yine bu işin alt yükleniciliğini ben yapacaktım. Kendileri ihaleye girerek işin ön yeterliliğini aldılar, çalışmaları halen devam ediyor. Arıtma işlerinde önce ihaleye giriyorsunuz, ön yeterlilik aldıktan sonra bir proje hazırlıyorsunuz ve bir yıl sonra işe başlıyorsunuz. Ali Nuhoğlu ve Özden Kuzu bu işi konuştuğumuz gün masada konuşma esnasında ben kendilerine bu işten anlamadığımı, beni batırmayın bu işin sonunda şeklinde bir söylemde bulundum. Bunun üzerine Ali Nuhoğlu bana bu işten yüzde 10 Ekrem İmamoğlu'na vereceğiz, bizde zaten çok para kazanmıyoruz diye cevap verdi.”

KOLONU KESİLMİŞ BİNAYA RUHSAT VERİLDİ

İfade metnini okurken en çok kanımı donduran kısmı ‘para için’ insan canının tehlikeye atılma ihtimali kısmı oldu.

Soytekin, Gül İnşaat tarafından Beykent’te 14 bin 500 metrekare alan üzerinde inşa edilen Kubist Park Residence projesindeki yüksek binada beton kalitelerinin projeye uygun olmadığını ve binanın arka girişinden kolon kaldırılarak girişin genişletildiği ve sonrasında güçlendirme yapılacak alana güçlendirme yapılmadığını söylüyor.

Bu kadar hayati kusurlara rağmen de ‘ruhsat’ işini Fatih Keleş’in desteği ile hallettiğini iddia ediyor.

İddia doğrultusunda; para için orada yaşayan insanların beklenen İstanbul depreminde hayatını kaybetme ihtimali, gerçekten rüşvet suçu ile beraber aynı zamanda cinayete de teşebbüs değil mi?

Adem Soytekin’in bu konudaki ifadelerini aynen paylaşıyorum:

“Metin Gül ile benim eski zamanlardan beri tanışıklığım vardır. Kale Kent isimli projenin bir etabının kaba inşaatını ben yaptım. Metin Gül bu projeden dolayı o dönem mahkemelikti. Kendisi bana Ekrem İmamoğlu ile görüştüğünü, kendisini Fatih Keleş'e yönlendirdiğini, Fatih Keleş'i tanıyıp tanımadığımı sordu. Bende tanıdığımı söyledim ve Fatih Keleş’i aradım, kendisi birkaç saat sonra Kale Kent'in satış ofisine geldi. Metin Gül ve Fatih Keleş ayrı bir odaya geçerek özel bir görüşme yaptılar.

Bu görüşmeden sonrasında ben Fatih Keleş’i uğurlarken bana "Bu adamın derdi çok, benim çözebileceğimden fazla derdi var" dedi ve ayrıldı. Sonrasında bu büyük dertlerin tamamının çözüldüğünü öğrendim. Metin Gül'ün büyük dertleri Kubist, Kale Kent ve Bey City projelerindeki usulsüzlüklerin hukuka uygun hale getirilmesiymiş. Bu projelerden Kubist projesinin yüksek bloğun özellikle kayıtlara geçmesini isterim ki bu binanın statik sisteminde güçlendirme gerekliliği vardı, beton kaliteleri projeye uygun değildi ve binanın arka girişinden kolon kaldırılarak girişin genişletildiği ve sonrasında güçlendirme yapılacak alana güçlendirme yapılmadığını bilmekteyim. Bu nedenle mesleki sorumluluğum gereği bu binanın olası bir İstanbul depreminde yerle bir olacağını, bu beyanımın ihbar kabul edilerek detaylı incelemelerin yapılarak söz konusu tespitlerin yapılması ve insanların hayatlarına mal olmaması gerekliliğini bildirmek isterim. Ben tutuklu bulunduğum süre içerisinde meydana gelen depremde de bu projede büyük çatlaklar oluştuğunu duydum.”

23 Nisan’da İstanbul’da yaşanan depremde binada çatlaklar oluştuğu belirtiliyor.

Nasıl bir organizasyon ile karşı kaşıya olduğumuzu görüyor musunuz?

İddianame yazıldıktan sonra ve gerçekler ortaya çıkınca kim bilir daha neler duyacağız?

Ferhat Murat / Haber7

Yorumlar28

  • Mustafa 3 saat önce Şikayet Et
    16 milyon için çalışıyoruz diyorlardı. 16 milyon bunları doyurmak için için çalışıyormuşuz.
    Cevapla Toplam 5 beğeni
  • devriye 6 saat önce Şikayet Et
    Gelde bunları yandaşlarına anlat.. Allah Bunlara birda ha fırsat vermesin.
    Cevapla Toplam 15 beğeni
  • Yücel 6 saat önce Şikayet Et
    CHP; Atatürk maskesiyle hırsızlık, Çağdaşlık maskesiyle ahlaksızlık, Siyaset maskesiyle millete düşmanlık, Sivil toplum maskesiyle provokatörlük, Gazetecilik maskesiyle borazanlık yapanların kalesi olduğu müddetçe... Hiçbir zaman bu ülkenin partisi konumuna gelemez....!!! İmza:REİSSS
    Cevapla Toplam 10 beğeni
  • İsmet Yılmaz 8 saat önce Şikayet Et
    İngiliz Balonu Hırsız Ekrem sadece reklama harcadığı parayla on binlerce deprem konutu yapabilirdi, binlerce kez yazıklar olsun. Vatansever CHP tabanı İstanbul'da Murat Kurum 'un Büyükşehir Belediye Başkanı olmasını istiyordu, İngiliz Balonu Ekrem İstanbul'un başına gelen en büyük felakettir, net
    Cevapla Toplam 24 beğeni
  • Nokta 8 saat önce Şikayet Et
    Asıl vahim olan bu yolsuzluk ve hırsızlıkların yaşanmasından ziyade bu yaşanan yolsuzluk ve hırsızlıkların savunulmaya çalışılmasıdır. Her sepetten çürük elma çıkabilir ama çürük elmayı savunuyorsan sepetinde sağlam elma yok demektir.
    Cevapla Toplam 24 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat