Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen sahte e-imza soruşturması, kamu kurumlarına yönelik dijital sızmalarla gerçekleştirilen organize bir suç ağını gün yüzüne çıkardı.

199 sanığın bulunduğu soruşturmaya dair iddianameyi okuyunca ‘sahte belge’ oluşturanların sistematik bir yapı olduğu rahatlıkla anlaşılıyor.

Milli Eğitim, YÖK, BTK, Göç İdaresi ve üniversite sistemlerine sızmalar yapılmış.

Bu sayede sahte mezuniyetler, not değişiklikleri, sınav sonucu manipülasyonları ve kişisel veri ihlalleri gerçekleştirilmiş.

Sahte üniversite mezuniyetleri, diploma not yükseltmeleri, lise mezuniyetleri, ehliyet sınavı not yükseltmeleri gibi eylemlere imza atılmış.

Ama Ekrem İmamoğlu’nun iptal edilen diplomasını legalleştirmek için yoğun çaba sarfeden fondaşlara üzücü haberi vereyim: “400 akademisyenin diplomasının sahte olduğuna dair hiçbir ibare iddianamede bulunmuyor.”

Ayrıca olsa da verilecek tepki çok net.

Sahteciliği, sahtekarlığı kim yaparsa yapsın; bunun savunulacak bir tarafı yoktur.

Hakkıyla çalışan, çabalayan, uykusundan olan insanların hakkına girilmesi en kibarından ‘hırsızlığın daniskasıdır’…

Akademik olarak sadece Mehmet Halil Ekici isimli şahsın doçentlik başvurusu için sahte belge üretildiği iddianamede yer alıyor.

Soruşturma 2024 yılında başlatılmış.

Şüpheliler suça konu olan işlemleri Temmuz 2024’te gerçekleştirmiş.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, ilk bildirimin gelmesinin ardından izleri sürmüş ve bir yıl dolmadan tüm şüphelileri emniyet güçleriyle beraber yakalamayı başarmış.

Hatta yakalandıktan sonra göz altına alınan şüphelilere 26 Mayıs 2025 tarihinde Ankara 10’uncu Sulh Ceza Hâkimliği tarafından tutukluluk kararları verilmiş.

Şüphelilerin ifadeleri alınmış, deliller toplanmış.

İddianame hazırlanmış.

Hasılı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, işini layıkıyla hukuka uygun ve seri bir biçimde gerçekleştirmiş.

İddianameye ulaşıp şüpheli olarak belirtilen şahısların kim olduğunu, sahte diploma aldığı iddia edilenlerin kim olduğunu araştırmak yerine; sırf ‘Ekrem İmamoğlu’na yarar’ düşüncesiyle 400 akademisyenin diplomasının sahte olduğunu iddia etmek açıkça yazayım; ‘gazetecilik filan değil, Ekrem İmamoğlu’nun halkla ilişkiler ve manipülasyon görevlisi olmaktır.’

Şebeke aracılığı ile sahte diploma aldığı ve usulsüzlük yaptığı iddia edilen isimleri burada tek tek paylaşayım.

Sahte üniversite diploması aldığı veya not yükselttiği iddia edilen isimler; “Abdullah Volkan Uçak, Abdullah Doğan, Abdülhamit Kayıhan Osmanoğlu (Osmanoğlu Ailesi’nden), Adnan Taşdemir, Ahmet Dalan, Ahmet Ruşen Uçar, Ali Öpöz, Ali Yıldırım, Aytül Çiçekli Dursun, Ayhan Ateş, Buruç Özbey, Bülent Ural, Cemal Aygün, Cemil Demirkol, Doğukan Fırat Özyürek, Duran Ali Saral, Emre Baytekin, Emre Gökdemir, Enes Dağtekin, Enes Talip Canatar, Enver Yılmaz, Erdal Şimşek, Esra Özdemir, Eyüp Yirmili, Fatih Erdem, Ferhat Demir, Ferhat Ornovak, Ferhat Uzun, Gökay Celal Gülen, Gökçe Güler, Güler Kahraman Büyükkeleş, Gülsüm Şahin, Gülseren Şahin, Hüseyin Demir, İbrahim Bolat, İsmail Örs, Kadir Şahin, Kadriye Kurtoğlu, Mehmet Baykara, Mehmet Berat Bulut, Mehmet Çiftçi, Mehmet Emin Gökçe, Mehmet Halil Ekici, Mehmet Karakuş, Mehmet Tahir Gülmez, Mehmet Üveyik, Meryem Uçar, Muhammet Kaya, Mustafa Sarı, Münir Gözübenli, Nazım Deniz Bozdere, Nizam Perk, Nursel Tanju, Nuray Emine Gaye Tuğuz, Oğuzhan Ercan, Orhan Akbaş, Osman Kürşad Mert, Osman Ulunç, Ömer Yalım, Özge Baydemir, Serdan Akıncıoğlu, Süreyya Yıldız, Şule Akkan Arıcan, Tayfun Eraslan, Tuğba İrkin, Tuncay Doğan, Tuncay Yıldırım, Yaren Özkarakaş, Yelda Boğa, Yunus Bektaş, Yusuf Algan Çelik, Zeynep Gülten, Zeynep Karacan ve Ziya Öcalır.

Evet iddianamede yer bulan isimler bunlar…

Bazı isimler verdikleri ifadede konudan haberleri olmadığını dile getirmiş.

Mehmet Baykara bunlardan biri…

Baykara, Yıldız Teknik Üniversitesi Öğrenci İşleri Daire Başkanı Hicran Burcu Aydın adına bilgisi ve rızası dışında kendisine ait bilgilerin yer aldığı sahte kimlik kullanılmak suretiyle oluşturulan e-imza ile adına Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi İnşaat Mühendisliği bölümünden düzenlenen mezun/diploma belgesi ile ilgili bilgisinin olmadığını, bu yapılan işlemi ifade esnasında öğrendiğini beyan ediyor.

Ancak Baykara’nın şirketi üzerine kayıtlı olan kullandığı mobil telefon hattı ve aynı şirkete ait sabit internet aboneliği ile pek çok kez ‘yükseköğretim mezun belgesi sorgulaması’ yapıldığının tespit edildiği de iddianame içerisinde yer alıyor.

Baykara da bu sorgulamaların şirketinde çalışanlar tarafından yapıldığını iddia ediyor.

Dosyada yer alan log kayıtları, IP-port eşleşmeleri, dekontlar ve HTS verileriyle; yapı içerisinde sistem erişimi, belge düzenleme ve sahte diploma işlemlerinin organize şekilde yürütüldüğü delillendirildi.

Emniyet birimlerinin ve savcılığın titiz bir takip içerisinde olduğu, iddianameyi okuduğunuzda net bir biçimde ortaya çıkıyor.

Emniyetin siber takibi ve savcılığın detaylı analizleri sonucunda çetenin kısa sürede çökertildiği anlaşılıyor.

Şimdi burada çıkarılacak derslerden biri de şu; e-imza süreçlerinde denetimin çok daha sıkı olması gerekliliği…

Devletin siber alanında bu tarz sızma ihtimalinin ‘sıfır’ olması gerekiyor.

Neticede orası da siber vatan…

Soruşturmanın ortaya çıkan ifade, delil ve iddianamelerine baktığımızda şu ana kadar Saraçhane medyasının iddialarıyla paralel herhangi bir şey yok.

Ayrıca onlara da şu soruları sormak lazım.

Madem sahtecilik konusunda bu kadar hassassınız. İmamoğlu’nun iptal edilen diploması ile ilgili de bu hassasiyetin onda birini neden taşımadınız?

Taşımadığınız gibi ‘sahte diplomanın’ gerçek olduğunu neden iddia ettiniz?

YAZMAK İSTEMEDİKLERİM

Sponsorları yani fonlandıkları ‘ICRYPEX’ isimli kripto para borsası şirketinin sahibi Gökhan İçer’in 27 yaşındaki bir kadının ölümüne sebebiyet vermesine ‘bir kelime ses veremeyen’ Silivri Cezaevi’ndeki Youtuber Fatih Altaylı ve Halk TV’den apar topar ayrılarak Altaylı’nın stüdyosunda ‘Onlar TV’ kanalı adı altında program yapanların karakterleri…

İsmi şimdilik ‘Terörsüz Türkiye’ olan bugün ilk toplantısı yapacak komisyona katılmama kararı alan İYİ Parti’nin şehir şehir gezerek konunun içeriğini öğrenmeden sürece karşı çıkması…

Yönettikleri 30 yılı aşkın sürede İzmir’de herhangi bir su kaynağı üretmeyen/üretemeyen CHP’li belediye başkanlarının çözümü merkezî hükümetten beklemesi…

CHP’nin her yıl düzenli olarak Diyanet’in tesettür hutbesine yönelik, “Diyanet yaşam tarzına karışıyor ve Diyanet İşleri Başkanı bir şeyler saçmalamış” yorumları…

Yerli ve millî sosyal medya platformu ‘Next Sosyal’e kara çalmaya kalkıp, kaba etlerini kondurdukları sandalyeler üzerinden ahkam kesen klavye bilirkişileri…

Yurtdışından Türkiye’ye geldikleri esnada verdikleri röportajda ülke hasretini dile getiren Avrupalı Türkler ile alay etmeye çalışan gereksiz tipler…

Ferhat Murat / Haber7