‘Temiz eller’ rüzgârı
- GİRİŞ28.10.2025 09:04
- GÜNCELLEME28.10.2025 10:47
Türkiye, son aylarda birçok noktada yapılan yolsuzluk soruşturmalarına sahne oluyor.
Siyasetten spora, belediyelerden kamu kurumlarına uzanan bir yolsuzluk zinciri, gün yüzüne çıkmaya başladı.
Bu zincirin halkaları, tesadüf eseri değil; aksine, sistematik bir ‘temiz eller’ operasyonunun sinyallerini veriyor.
Ya da en azından ben öyle düşünüyorum.
İtalya'daki Mani Pulite skandalında olduğu gibi yargı ve devlet kurumlarının birlikte gerçekleştirdiği bir süreç mi bu?
Çok benzediğini söyleyebilirim.
Öncelikle İtalyanca ‘temiz eller’ anlamına gelen ‘Mani Pulite’ skandalını hatırlatmak istiyorum.
1990’ların başında İtalya’da patlak veren ve siyaset ile iş dünyasını derinden sarsan bir yolsuzluk soruşturması serisi diyebiliriz.
1992 yılında Milano’da başlayan bu süreç, İtalya’nın modern tarihinin en büyük yolsuzluk skandallarından biri olarak kabul edilir ve ülkenin siyasi düzenini kökten değiştirmiştir.
Bugün, belediyelerdeki ihalelerden futbol sahasındaki bahis skandallarına kadar uzanan bu tabloyu incelemeye çalışacağım.
Öncelikle, belediyelerin yolsuzluk fırtınasının merkezi olduğunu vurgulamak gerekiyor.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) özelinde, 2025'in ilk yarısı adeta bir operasyonlar silsilesine sahne oldu.
Halen devam ediyor…
CHP'li belediyelere yönelik İstanbul merkezli soruşturmalarda yüzlerce kişi sorgulandı.
Mart ayında Ekrem İmamoğlu ve ekibinin gözaltına alınmasıyla başlayan süreç, ‘suç örgütü kurmak ve yolsuzluk’ suçlamalarıyla sonuçlandı.
Milyarlarca liralık vurgun iddiaları, somut deliller ve etkin pişmanlıktan yararlanarak itirafçı olan İmamoğlu’nun en yakınındakiler; konuya salt Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti karşıtlığından bakmayan herkesi şoke etti.
Ortaya çıkan vahim iddialar belediyelerdeki yolsuzluk ve usulsüzlüklerle de sınırlı kalmadı.
Ekrem İmamoğlu son olarak siyasi casusluk dosyasından da tutuklandı.
İBB'nin ‘İstanbul Senin’ uygulamasından 4,7 milyon kullanıcının verilerinin sızdırılması soruşturmasında 15 şüpheli yakalandı.
MI6 ve Mossad gibi istihbarat örgütleri ile temaslar ve FETÖ Terör Örgütü gibi iltisaklar ortaya çıktı.
Millî güvenliği tehdit eden hususlar oluştu.
Dahası, soruşturmalar sadece CHP’li belediyelerle de sınırlı kalmadı.
AK Partili Kırıkkale Yahşihan İlçesi Belediye Başkanı da yolsuzluk suçlaması ile tutuklandı.
Hükümetin ‘sıfır tolerans’ yaklaşımı lafta kalmadı.
Nisan'da İzmir'de 4 gümrük memuru ve 2 kamu görevlisi rüşvetten tutuklandı.
Ekim'de ise Merkez Bankası'nda derinleşen soruşturma, Bankalararası Kart Merkezi'nin (BKM) iki ihalesinde 100 milyon liralık kamu zararı tespit etti.
Merkez Bankası eski Başkan Yardımcısı Emrah Şener tutuklandı.
Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürlüğü'nde eski İşletme Dairesi Başkanı ve eski Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Cemil Acar, rüşvet ve yolsuzluk suçlamalarıyla 14 Nisan 2025 tarihinde tutuklandı.
Soruşturma, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı tarafından 5 Kasım 2024'te başlatılmıştı.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı Yunus Emre Enstitüsü'nün eski Başkanı Prof. Dr. Şeref Ateş, ‘hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma’ ve ‘suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama’ suçlamalarıyla 18 Temmuz 2025 tarihinde tutuklandı.
Şeref Ateş, soruşturma kapsamında 16 Temmuz 2025'te Esenboğa Havalimanı'nda yakalanarak gözaltına alınmıştı.
Vakıflar Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu'nun suç duyurusu üzerine başlatılan soruşturma, vakfın sahte faturalar ve naylon şirketler üzerinden zarara uğratıldığını iddia ediyordu.
Her ne kadar siyaset kurumu soruşturmaları itibarsızlaştırmaya çalışsa da esasen yolsuzluk yapanın gözünün yaşına bakılmadığı net bir biçimde ortaya kondu.
Ve dün de çarpıcı bir açıklama gündeme bomba gibi düştü…
Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu'nun basın toplantısı, futbolu da bu dalgaya kattı.
Profesyonel liglerdeki 571 hakemden 371'inin bahis hesabı olduğu, 152'sinin aktif oynadığı ortaya çıktı.
Sadece bir hakem tam 18 bin 227 kez bahis oynamış!
Üst klasmanda 7 hakem, 15 yardımcı ve klasman 36 hakem...
Hacıosmanoğlu, "Devletin kurumlarıyla aylardır çalışıyoruz" diyerek, bu tespitin TFF talimatlarına göre bir yıla varan cezaları beraberinde getireceğini duyurdu.
Ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı da açıklama yaptı.
Savcılık, yasa dışı bahis oyunlarının toplumun ‘ekonomik ve sosyolojik yarası’ olduğunu vurgulayarak, bu alandaki soruşturmalara kararlılıkla devam ettiğini belirtti.
Sürekli ve aralıksız bir mücadele yürütüldüğü ifade edildi.
Bahis oynama iddiaları kapsamında Nisan 2025'te bir grup hakem hakkında başlatılan soruşturma; daha sonra Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı'na intikal eden ek iddialar, yetkisizlik kararıyla İstanbul'a gönderildi ve mevcut dosya ile birleştirilerek tek bir soruşturma altında sürdürüldü.
Peki, bu soruşturmalar tesadüf mü?
Bence tesadüf değil...
Zamanlama ve kurumlar arası koordinasyona (yargı, MASAK, TFF, Emniyet ve Jandarma) baktığımızda bana göre bir ‘temiz eller’ mimarisini işaret ediyor.
Tabii ki riskler de var…
Özellikle muhalefet tarafından senelerdir oluşturulmaya çalışılan ve bir biçimde başarılı da olan siyasi kutuplaşmanın, soruşturmaların amacını gölgeleme riski yanı başımızda duruyor.
Yine de belediyelerde yapıldığı iddia edilen soruşturmalar, kamu kurumlarında gerçekleştirilen suç duyuruları, futbolda 152 hakemden 371 veri sızıntısına uzanan bu zincir, Türkiye'nin her alanda kirden arındırılmaya çalışıldığını gösteriyor.
Buna temizliği isteyen herkesin destek olması, olamıyorsa en azından köstek olmaması gerekir.
Umarım, Mani Pulite sonrası İtalya’da olduğu gibi bir dönüşümü beraberinde getirir.
Yoksa yarın başka skandallarda yine aynı soruları sorarız.
Ferhat Murat / Haber7
Yorumlar7
-
ALİ KISA
7 saat önce
Şikayet Et
bunlara kim izin verdi, niye verdi, nasıl verdi diye saçma sorular geldi aklıma. bizim ceza kanunumuzun değişmesi gerekiyor, sadece ceza kanunumu hayır hepsinin değişmesi gerekiyor sil baştan. hatta bizlerin bile değişmesi gerekiyor:) kafa yapısı olarak,
Beğen
Cevapla
Toplam 1 beğeni
-
cemo
16 saat önce
Şikayet Et
yolsuzluk yapanı asgari ücret piyasasına sürecen
Beğen
Cevapla
Toplam 1 beğeni
-
bilal
16 saat önce
Şikayet Et
Harika.
Beğen
Cevapla
Toplam 1 beğeni
-
SPOR SAHASİ
17 saat önce
Şikayet Et
Spor alaninin her noktasi her turlu çirkefin, spor kâsesinde sunulmasindan ibarettir, kemoterapi gerekir!
Beğen
Cevapla
Toplam 1 beğeni
-
AĞACAN
17 saat önce
Şikayet Et
Sayın hocam yolsuzluk, vatana ihanet (casusluk) , stajer mafya vb. gibi halkın huzurunu kaçıran gibi suçlarda ciddi cezalar gelmez , gerekli disiplin sağlanamaz ise durum sıkıntılı bir sürece girebilir. İnşallah yetkililerimizin bu anlamda ciddi çalışması olur. Zira dış politikada KIZIL EK-LMA ÜLKÜSÜNE hızla yürüyen bir sistem varken, içerinin de düzelmesi ELZEMDİR.
Beğen
Cevapla
Toplam 4 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle