Dünya’nın köpek dişleri arasında kendi kovuğunda süslü et parçaları olduğumuzu düşündüm. Kardeşinin etini çakalların boğazına tıkayan kursak taşeroncuları biz. Biz, dostunun yüzüne değil arkasına dobrayız ki bıçağı kardeşinin sırtında bilemeyi seven 140 karaktersiz okla bir kaleyi liğme liğme eden fistanlı kovboylar biz!

 Rab seni adam yaratır lakin sen şerefin, haysiyetin, onurun, erdemin genlerinden taş çalarsın. Ne oldu da şeytanın kadehini annenden emdiğin beyaz ırmağa daldırdın. Ne oldu da şerefin sütten kesildi. Bize ne oldu Ya Allah. Ne oldu da tuzağın hilelin sıçratacağın çamurun tiryakisi oldun. Ne oldu da gereceğimiz çarmıhlar için kardeş avına çıktık! Ne oldu da adamlığımız bir deri bir kemik! Ne oldu da tasmalar yağlayıp boyunlar kızarttık! 
Bu gönlümü sana değil, ılgıt ılgıt yele verseydim, bu gönlümü sana değil boz bulanık sele verseydim. Kulağıma çok sık dokuduğum bir Yavuz Bingöl türküsü. 

Gündem kendini yağız zanneden adamlığı betonarme küfür kadavrası heriflerin yavuzları vurduğu gündem. Ellerinde kalan çamur fazlalığını sıvayacaklar çünkü insanlıkları hala inşaat halinde. Dillerinde ana avrat bacı korolu küfür aryası. Belaltı arkeologları bu kazmalı kabadayılar, kazıyacaklar ve güya kazanacaklar. Düşenin değil düşürenin dostları, zamanında senin acının sessizi olmuş naylon dostların bile sanal tarzan kesilecek! 
Hey gidi Yavuz Bingöl! Keşke gönlünü değil, bu çakalları, bu tükürük şelalesinden sana isabet olan insan görünümlü nefret torbalarını sele verseydin. Bu şeref gaspçısı kalpleri mühürlü yontulmamış iyi gün paçavralarını sele verseydin. Gerçi bunları sele versen utancından çekilir. Bunları sele versen sürüklemeye tenezzül etmez. 

Kim ne derse desin Yavuz Bingöl benim için sözün de sazın da Yağızıdır. Ahmet Hakan röportajından sonra lafı tampon bölgesinden anlamayı sevicilerin analı bacılı küfür sağanağına maruz kalması yanlış kemikle salya şovu yapmaya çalıştıklarını gösterdi.

 Yavuz Bingöl bağcıyı dövmek isteyenlerin yeni üzümü. İçlerinde nefret çarkı etsiz kaldı çünkü. Yavuz Bingöl ne demiş “" Mesela Tayyip Bey'in ölmüş anasına küfür edildiği zaman, ertesi gün o zaman Berkin Elvan'ın annesi yuhalattığı zaman... İşte o zaman sonuç ne? Yani bu çok insani, işte duygusunu işine karıştırmak! Şimdi buna önce sol değerlere inanan insanlar bu kadar aymazlık içine girip de, ilk bir haftası Gezi'nin ilk bir haftası benim için önemliydi, ondan sonra başka bir noktaya gitti, yani işte ne bileyim biliyorsun işte o köprünün adını değiştirmek bilmem ne... Bunlar şimdi sol değerlere 
inanan insanların söyleyeceği cümleler mi? Ya da ölmüş bir annenin peşinden edilen küfür ne kadar yakışabilir? Ne kadar ayıp bir şey! Hiç farkı kalmıyor ki işin... O zaman o da öyle yapıyor. Peki tamam... Güzel... Ben de yani o yüzden saf tutmak istemiyorum. O kadar kötü bir noktaya gitti ki iş". 

Şimdi bu paragrafta bu sanal kovboyların anladığı ve çıkardığı çamur manşet şu “ Tayyip Erdoğan’ın annesine Gezide küfredildi, o da Berkin’in Annesini yuhalattı bu çok insani bir şey” Bu Kesinlikle aynı şey değil! İnsani derken duygusal refleksten bahsediyor bunu onayladığını söylemiyor . Ve taraf olmadığını söylüyor. Ahmet Hakan o oynak zekasıyla bir tarafa reverans yapma enerjisini manşet çıkarırken imtina üzerine harcasaydı bu aptal linç gerçekleşmeyecekti. Ve hepimiz biliyoruz ki amaç bu röportaj değil amaç Yavuz Bingöl’ü Erdoğan’la söylediği türküden vurmak, onu sazından vurmak, onu yandaş diye salya akıttıkları havuza atıp küfür hakaret kulaçlarına sıvamak! 

Yavuz Bingöl hiçbir tarafın sazı değil, bunu anla sayın şeref yontucu! Söz vicdanla bestelendiği zaman sağırı olursun. Bunlar da öyle. Anlamak istediklerinin borazancısı, anlamak istemediklerinin suizancısı bu adamları da sele ver gitsin Yavuz Bingöl! 

Esra Elönü
Twitter:@elonue