Sezai Karakoç Veya Diriliş Yüzyılı

  • GİRİŞ09.02.2022 09:10
  • GÜNCELLEME10.02.2022 09:12

Miladi 2022 yılının başlarındayız.

Bu yılı anlamlandırmanın, 2023 ve daha ileri yıllara aydınlık ve umut dolu girebilmenin yolu her alanda topyekün bir atılımı gerektiriyor.

Millet olarak 2023 hedefimizin detaylarına inildiğinde elbette oldukça sevindirici atılım ve hazırlıkların olduğunu görüyoruz.

Ne var ki; kültür, sanat, edebiyat, bilim, gençlik ve aile ile ilgili alanları daha bir belirginleştirerek, her birinin ayrı ayrı çerçevesi çizilmiş olarak toplumumuzun önüne konulması gerekiyor.

Ayrıca koyulan bu hedeflerin gerçekleşmesi için ön hazırlıkların yapılması, ayrıntıların üzerinde çalışılması ve topluma mal edilmesi daha da önemlidir.

Diğer taraftan yapılacak topyekün faaliyetlere bir isim verilmesi oldukça anlamlı olacaktır.

İşte bu çalışmalarda “Diriliş” adının öne çıkarılması uygun görülmektedir.

Geçenlerde bu çerçevede şair, yazar ve ressam, 22. Dönem Adana Milletvekil’i Recep Garip kardeşim, “Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a teklifimdir” başlıklı yazılı açıklamayla bunun yolunu açarak duyurdu ve şu ifadelere yer verdi:

“Saygıdeğer Cumhurbaşkanım; düşünce, tefekkür, sanat dünyamızın yıldızlarından, Türk şiiri ve edebiyatına ömrünü vererek diriliş medeniyetine dikkatlerimizi çeken Sezai Karakoç’a gösterdiğiniz ilginin milletimiz ve münevverlerimiz tarafından oldukça anlamlı bulunduğunu ifade etmeliyim.

Zat-ı devletlerinden beklentimiz; İstanbul’daki üniversitelerden birine ya da yeni kurulacak bir üniversiteye ‘Sezai Karakoç Üniversitesi’ adının verilmesini, bütün okullarımız ve üniversitelerimiz başta olmak üzere 2022-2023 yılının tüm Türkiye’de, yurtdışı devlet kurumlarımızın her birinde TİKA, Yunus Emre, Yurtdışı Türkler Topluluğu, Dışişleri Bakanlığı, Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı, TRT birimleriyle bütün dünyada anılma ve anlaşılmasına yönelik etkinliklerin yapılmasını, Sezai Karakoç yılı olarak ilan edilmesini, bilgi şölenleriyle, yıl boyu Diriliş Okumaları ve ilkokuldan itibaren “Diriliş” dersinin konulmasını tensiplerinize arz ederim.”

Recep Garip kardeşimizin bu teklifini hatırlattıktan sonra üzerinde durmak istediğim şudur:

Devlet tarafından sürekli dile getirilen ve benim de çok önemsediğim, Türkiye’nin daha önce alışkın olmadığı kısa, orta ve uzun vadeli hedeflerin konulması ve bunun vurgulanması oldukça faydalıdır.

Mesela, 2023 hedefi, 2053 ve 2071 gibi.

Bu ve benzeri hedefler milletimizin ufkunu açması, daha ileri ve daha yüksek hedeflere yönelmesi bakımından son derece önemlidir.

Ne var ki bunların içlerinin doldurulması, bu hedeflerin koyulmasından daha değerlidir, zira insanımız, hangi hedefe ulaşmak için hangi çaba ve emeklerin ortaya koyulması gerektiği ve fert fert bu hedefe ulaşmada rollerinin ne olacağı konularında bilgi sahibi olmayı bekler.

Aksi halde toplumun benimsemediği, sahiplenmediği, içinde fertlerin kendi emek ve gayretlerinin olmadığı hedefler, sadece devlet tarafından isim olarak tekrarlanmakla kalır, gerçekleşmesi mümkün olmaz.

Bu sebeple bizim teklifimiz şudur:

1- 2022 yılı Sezai Karakoç yılı olarak adlandırılıp, yukarıda çerçevesini Recep Bey'in çizdiği şekilde bu yıl içinde etkili kutlamalar yapılmalıdır.

2- Türkiye Cumhuriyeti Devleti, 2022 yılındaki bu kutlamaları başlangıç olarak ele almalı ve ilerideki hedeflerin her birini aynı anlayışla, milletimizin Diriliş Yüzyılı şeklinde adlandırmalı, tüm çalışmaları buna göre dizayn etmelidir.

3- Recep Garip’in çok yerinde bir teklifi olarak ilkokuldan başlayarak okullarımızın tümüne diriliş dersleri konulmalıdır ve ayrıca okullarımızda diriliş okumaları yapılmalıdır.

4- Medeniyetimize ait kültürümüzü yeniden ayağa kaldırmak ve bir “Diriliş Yüzyılı”, esas adı ile “Nebevi Diriliş”in ilk adımlarını atmak için Kültür Bakanlığı’nın müstakil olarak teşkilatlanması, bu faaliyetleri üstlenmesi, ayrıca bir adı da “Vakıf Medeniyeti” olan uygarlığımıza ait vakıf değerlerinin, tarihi eserlerin, Osmanlı arşivlerinin hepsinin bu bakanlık tarafından yürütülmesi son derece önemli ve gereklidir.

5- 2023 ve sonraki hedeflerin her birinin içinde kültür, sanat, bilim, aile ve eğitim gibi başlıkların bulunması, bunların her birinde hedefin nereden nereye çıkarılacağı belirlenerek toplumumuzun bunların içinde yer almasına yönelik çalışmaların yapılması sağlanmalıdır.

Yukarıda da dile getirdiğimiz gibi her şeyden önce Türkiye’nin bir ‘Kültür Bakanlığı’na ihtiyacı vardır.

Bu bakanlık, uhdesine alacağı çalışmalarda evvela Türkiye’de sanat, edebiyat, kültür, bilim, aile alanlarında “bizim” olan, yeni, adil, bilgi ve emek mahsülü çalışmalar ortaya koyacak ve özellikle İslam dünyası başta olmak üzere tüm dünyaya da örnek olacaktır.

Bugün olduğu gibi bir yandan turizmin arkasına takılmış, sadece adı kültür olan ve hiçbir üreticiliği olmayan bir bakanlıkla ve Avrupa Birliği ülkelerinin aile yapısını bizde uygulamaya çalışan bir başka bakanlıkla hedeflerimize ulaşamayız.

Öte yandan Türkiye’de sürekli kısa ömürlü koalisyonlar olduğu için bugünkü iktidara gelinceye kadar ülkemizin önüne beş yıllık, on yıllık hedefler bile koyulamamıştır.

İlk defa bu iktidar ileriye yönelik hedefler koymuştur ve bu son derece önemlidir.

Ancak, bu hedefler toplumumuz tarafından sadece dünyanın büyük ekonomileri arasında ilk ona gireceğimiz şeklinde algılanmaktadır.

Halbuki milletler ileri hedeflere topyekün bir kültür hamlesi ile ulaşabilirler ve ekonomi de milletin harsına, yani kültürüne dahildir.

İşte bu hedefin adı da “Büyük Diriliş Yüzyılı” olmalıdır.

Bu ise sonsuz ufuklara gözlerini perçinlemiş bir milletin, büyük uygarlığını diriltmeye iman etmiş her bir ferdinin ruhlarında, kafalarında ve yüreklerinde uyandırılacak topyekün kültürel bir dirilişle mümkün olabilir.

Dünya yeniden şekillenirken, düşman, zehir akıtan çatal dilini meclis kürsülerine kadar uzatıp 1443 yıl önceki ‘Nebevi Diriliş’imizi hedef almışken, bizim; %52 çoğunlukla gönül verdiğimiz cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminden, o kutlu ‘mazideki âti’mizin ilk adımlarını atmak istemeye hakkımız yok mu?

 

NOT: Sayın Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan, eşi muhterem hanımefendi ve Milli Savunma Bakan’ımız sayın Hulusi Akar’ın Covid olduklarını üzüntü ile öğrendim.

Değerli başkanımıza, hanımefendiye ve bakanımıza geçmiş olsun dileklerimi iletir, sağlık ve afiyetleri için dua ettiğimi bildiririm.

Ferman Karaçam

YouTube:            www.youtube.com/c/FermanKaraçam

İnstagram:          www.instagram.com/fermankaracam

Facebook:          www.fb.com/karacamferman

Twitter:               www.twitter.com/fermankaracam

Web Sitesi:        www.fermankaracam.com

 

Yorumlar3

  • Yavuz Sultan Selim 2 yıl önce Şikayet Et
    Bu yüzyıl her türlü engellemeğe rağmen İNŞAALLAH Türkiye'nin yüz yılı olacaktır !..
    Cevapla Toplam 7 beğeni
  • Celalettin 2 yıl önce Şikayet Et
    Ak Parti ve Tayyip Bey yirmi yılda ne yapacaksa yaptı. Bundan başkasını ve daha fazlasını beklemek artık hayal olur. Geleceğe yönelik tekliflerde,temennilerde elbette bulunulabilir. Ama bunun muhatabı kim,şimdilik belirsiz. Umutsuz muyuz hayır, kişiler,kurumlar gelir geçer. Dileğimiz kervanın her daim kutlu yolculuğuna devam etmesidir vesselam!
    Cevapla Toplam 6 beğeni
  • M. Sarıca 2 yıl önce Şikayet Et
    Çok güzel bir teklif inşallah kale alınır ve gereği yerine getir ilerek milletimizin hayrına vesile olunur.
    Cevapla Toplam 10 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat