GEZMEYİ SEVER MİSİN? 

Aslında Musa Emmi tam olarak Mudurnulu değil.

Doğum yeri Elazığ, fakat büyüme yeri Türkiye, hatta dünya.
Son uzun yıllarını geçirdiği yer ise Mudurnu olduğu için kendisine sordum:

—Musa Emmi biliyorsun, ben bu konuşmayı tutamam yayımlarım. Biz gazetecilerin huyudur, huylu huyundan vazgeçmez. Amma senin için “nereli” diyeyim? Dedi ki:

—Oğul tabii ki sen bilirsin de uzun yıllarımı burada geçirdim, bu seneyi de sayarsak 23 yılım aralıklı olarak burada geçti. Ben, doğum yerim olan Elazığ dahil, bu kadar uzun zaman hiçbir memlekette kalmadım.

Gene de sen bilirsin.

—Peki Musa Emmi, dedik ve biz de Mudurnulu Musa Emmi başlığını attık ve nasip olursa öylece devam ettirmek arzusundayız.
Musa Emmi, 1927 yılında Elazığ’ın Maden İlçesinde doğmuş.
Babası emekli yüksek yargı mensubuymuş.

Bu sebeple Türkiye’nin birçok yerinde okullarda öğrencilik yapmış.
Konuşmamız boyunca, subaylıktan, öğretmenliğe uzayan hayatı ve biyografisi hakkında bilgiler verileceği için çok uzun ve zikzaklı olan bu hayatı, zaman zaman kendisinden dinleyeceğiz.

2021 yılının Eylül ayı sonlarına doğru Mudurnu merkezindeki tarihi Yıldırım Bayezid Camiinde tanıdım Musa emmiyi.

Kendisi; 1374 yılında Yıldırım’ın Şehzadeliği döneminde yapılan Osmanlı erken döneminin bu güzeller güzeli taş şaheserin küçücük bahçesinde, bir banka oturmuş etrafa bakınıyordu.

Ben de öğlen sonrası içerden çıkınca selam verip yanına oturdum.
Ve bu muhteşem binanın bahçesinde, muhteşem ve mübarek bir abide insanla tanışıklığımız başladı.

Musa Emmi ile tarih, siyaset, ekonomi, sosyal hayat, savunma, askeri ve sivil bürokrasi, eğitim, sağlık ve dahası bütün bir hayat hakkında sohbetler yaptık.
Ve ben de bu konuşmaları telefonuma kaydettim.

Çözebildiklerimi tatil günleri sizlerle buradan paylaşmayı düşünüyorum.
“Seçim Sath-i Mailine” girdiğimiz şu sıralarda evvela kendim olmak üzere hepimizin Musa Emmiden öğreneceğimiz çok şey var.

Musa emi, cumhuriyetin ilk yıllarından beri yüzlerce bakan, onlarca Başbakan, Cumhurbaşkanı, Genelkurmay Başkanı ve parti tanımış, fakat hiç partisi olmamış.
İlk tanıştığımızda soruyorum.

—Musa Emmi, samimi konuşalım, şu anda hangi partidensin?
—Ben, Türkiye partisindenim evlat bakarım, ölçerim, biçerim oy veririm ama, parti tutmam.

Ben başkaları gibi hiç kimsenin atı değilim ki, yularımı birilerinin eline vereyim. Memlekete çalışan var mı, ona bakarım. Lafını edenleri çok gördük biz. İş, iş yapmakta, geleceğimizi emanet edeceğimiz bir partinin ekibi helal süt emmiş olmalı ki, vatana sahip çıksın...! Vatana sahip çıkacağını söyleyenlerin çoğu kof çıktı, esasında kendi cüzdanlarına sahip çıkıp, kaybolup gittiler.
—İyi de Emi biz nerden bilelim kim hırsız, kim arsız, her parti ve aday en dürüst benim, diyor.
—Evlat bizim memleketimiz çok zengin ve güçlü bir vatandır. Ben hemen hemen bütün memleketleri gezdim, halkımızın dayanışması çok yüksektir. Böyle bir dayanışma ruhu başka memleketlerde, hele hele batıda hiç yoktur. Bu dayanışma bizi güçlü yapar. Partiler ise bu gücü kullanarak ya hizmet eder, ya da bu güçten gelen kaynakları cebine atar. Cebine atarsa hizmet edemez. Cebine atmayan da hizmet yapar. Sen, ben ve bütün halkımız da bunu takip edeceğiz. Hizmet varsa gerisine bakma.

—Peki şimdi hizmet var mı?
—Gezmeyi sever misin?
—Musa emi ne ilgisi var benim sorumun gezmekle?
—Çoook, çok ilgisi var evlat, çok ilgisi var...!
—Musa emmi seninle de benim çok işim var, sen bizi kündeye getireceksin anlaşılan.
—Getireliiim, getirelim ki, siz gazeteciler herkesi kündeye getiremeyeceğinizi bi anlayın...!

İkimiz de gülüşüyoruz.

Anlaşılan o ki, Musa Emmi ile hoş sohbetimiz gitgide kızışacak.
Kimi gülecek, kimi de kaygılanacak ve üzüleceğiz.
Ama, çoğunlukla düşüneceğiz.!
(Devam edecek)

Ferman Karaçam - Haber 7 
fermankaracam@gmail.com 
fermankaracam@twitter.com 
twitter.com/fermankaracam 
facebook.com/fermankaracam