On iki gün savaşının ateşkesi barışla sonuçlanır mı?

  • GİRİŞ25.06.2025 09:10
  • GÜNCELLEME25.06.2025 09:10

Dün itibarıyla İran, İsrail, ABD arasındaki savaş, en azından şimdilik, noktalandı. Peki bu savaşta kimler kazandı, kimler kaybetti? İsterseniz bakalım, gerçekten kazanan var mı yok mu?

Savaşı en çok isteyen Siyonist İsrail ve soykırımcı Netanyahu kaybetti, çünkü savaşı başlatırken İran’ın kendisini vuramayacağını sanıyordu. Sanıyordu zira, Amerika’da bir toplantı için otururken koltuğunu büyük bir saygıyla tutarak onu oturtan Başkan Trump hemen Netanyahu’nun imdadına koşacak ve İran; öldürülen üst düzey komutanlarını ve neredeyse bir düzine bilim insanını kaybetmekle kalacaktı. Üstelik birçok şehirdeki stratejik yerler ve nükleer santrallerinin bulunduğu şehirler bombalanacaktı. Böylece İran, Amerika’dan korktuğu için hiçbir hamle yapmayacaktı. Bu haliyle İsrail kazanacak, efelenecek, ülkesinin Demir Kubbe'siyle, demir yumruğunu istediği kimselere indirmiş olmanın zevkini yaşayacaktı.

Ama öyle olmadı. Amerika ve özellikle Trump “Tilkiye kaç, tazıya tut” diyerek son derece pişkin bir rol oynadı ve sonuna kadar savaşa katılmadı; İran füzelerinin, İsrail’in yenilmezlik karizmasını çizmesini izledi. Ve son vuruşu kendisinin yapması gerektiğini bildiği için İran’ın nükleer tesislerini bombalayarak Netanyahu’nun başından beri yalvaran, savaşa katılma ısrarını da yerine getirmiş oldu. Bana kalırsa Trump, ustaca ve sinsi bir şekilde süreci iyi yönetti. İyi yönetti ama içeride halk nezdinde önemli oy kaybına uğradı. Savaşları sonlandırma sözü ile başkan seçilen Trump, Amerika ve dünya kamuoyunda iki yüzlü başkan olarak tarihe geçti.

 

Siyonistliğin günümüzdeki somutlaşmış hali olan Netanyahu kaybetti. Ona güvenen Yahudi halkı dağıldı, bir kısmı ülkeyi terk etti. Başta Tel Aviv olmak üzere önemli şehirleri, banliyöleri, ekonomik merkezleri, limanları vuruldu. İsrail hiçbir zaman hayal etmediği yıkımı yaşadı. İsrail’in en çok güvendiği ve gölgesinde kendisini refah içinde hissettiği Demir Kubbe delindi, İHA’larla birlikte güvenleri de boşa çıktı, Siyonist Başbakana karşı öfkeler çığ gibi çoğaldı.

 

İHA deyince unutmadan söyleyeyim. İsrail’in kendi yaptığı bu İHA’lar terör devletinin başını belaya (!) soktu. Şöyle ki, İran’ın bölünmesi için savaşta kullanılan İHA’lar İranlıları tek yürek yaptı, bırakalım bölünmeyi, İran halkı tutkal gibi birbirine kaynadı. İkincisi de biz 2005 yılında İsrail’den İHA satın almak için onlarla bir anlaşma yapmıştık. Bu anlaşmanın bedeli de yaklaşık 190 milyon dolardı. Anlaşmanın üzerinden üç yıl geçti, sabırla bekledik. Bu arada teröristlerin üzerine giden FETÖ'cü askeri personele dünya kadar paralar da ödedik. Nihayet üç yıl sonra İsrail üç adet İHA gönderdi. Bu İHA’lar da operasyon sırasında sebepsiz bir şekilde düşüp parçalandılar, görev yapamadılar. Bunun üzerine FETÖ'cü komutanlar yeni bir rapor hazırlayarak Genelkurmay'a, onlar da Başbakanlığa sundular. Bu rapora göre İsrail’den on adet İHA’nın daha alınması gerekiyordu. Söz konusu on adet Heron daha alındı. Alınan bu Heronların beş tanesinin motoru arızalı çıktı, ikisinin elektronik sistemi çalıştırılamadı. Bunlardan daha da önemlisi bu İHA’lar görüntü alamıyordu. Görüntülerin bir kısmı çok flu, anlaşılamıyor, bir kısmı da PKK’lı teröristleri göstermiyordu. Tamir edildikten sonra görüntü verenler de saatler sonra Genelkurmay’a geliyordu. Elbette görüntüler önce İsrail’e gidiyor, temizlendikten (!) sonra Genelkurmay’a geliyordu. Peki sonunda ne mi oldu? Türkiye kendi İHA’sını, hem de en iyilerini yaptı.

Tekrar etmek gerekirse, on iki gün süren savaşın kaybedeni kan içici, soykırımcı, bebek katili, Siyonist Netanyahu oldu. Katar'daki ABD üssüne füze atmadan önce, Katar resmi makamlarına haber vermenin, Amerika’ya haber vermenin aynı şey olacağını bilerek boş binaların yakınlarına on üç adet sembolik füze atarak rahatlayan (!) İran da kaybetti. Trump, saldırıyı önceden haber verdiği için İran’a dün teşekkür etti. İran; ABD aracılığıyla İsrail ile ateşkes yaparken, Siyonistlerin Gazze’den çekilmesini şart koşsaydı, savaşın kazananı olacaktı, ne yazık ki olamadı. Trump’a gelince; o da görünürde kazanmış gibi olsa da, evvela kendi kamuoyu olmak üzere dünya halkları nezdinde kaybetti.

Gerçekten de bu savaşın kazananı olmadı. İran dün, ateşkesten sonra kendisini savaşın galibi olarak ilan ederek, Tahran’da büyük bir katılımla kutlamalar yaptı. İsrail’de Netanyahu, kabinesinde kendisini kayıtsız şartsız destekleyen bakanlarla toplanarak savaşı kazandıklarını ilan etti. On ikinci günde ateşkesle sonuçlanan İran-İsrail arasındaki savaşın bir barışla neticelenip neticelenmeyeceğini zaman gösterecek. Her ne kadar şimdiden bir şey söylemek erken sayılsa da Netanyahu’nun kanla beslenen bünyesi yeniden kan isteyecektir. Ayrıca içerideki hukuki sürecin de sıkıştırmasıyla yeni bir cephe açacağını söylemek pek yanlış olmayacak.

 

Ferman Karaçam

YouTube     : youtube.com/c/Ferman Karaçam

Twitter        : twitter.com/fermankaracam 

Instagram   : instagram.com/fermankaracam

Facebook   : facebook.com/karacamferman

E-mail         : fermankaracam@gmail.com

Web Sitesi : fermankaracam.com

 

Yorumlar1

  • Maraşlı 5 saat önce Şikayet Et
    Süratle hazırlık yapmalıyız. Kıbrıs acilen mercek altına alınmalı temizlik yapılmalı.
    Cevapla Toplam 5 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat