Muhafazakâr Maymuncuklar...!

  • GİRİŞ06.08.2025 09:15
  • GÜNCELLEME06.08.2025 19:03

Feveran eden bazı dostlarım diyor ki;

“Yahu artık dayanamıyorum.

Söylesem bir dert, söylemesem başka bir dert.

Söylesem şunca yıllık arkadaşlığımız, dostluğumuz, birlikte yaşanmış güzel günlerin hatırı var.

Ama azıcık başınızı uzatıp etrafınıza bakınca; bazı “bizimkiler” şaşılacak derecede tek tük hataları üst üste bindirip sağa-sola çatıyorlar.”
 

Bu feveran eden dostlarımız haklılar.

Bu memlekette müzmin muhalifler; munzurlar, şirret Kemalistler, laikler, feministler, ırkçılar, yobazlar, ahlaksızlar, imansızlar, düzeni bozulan liberal, muhafazakâr, sözde demokrat “liboşlar”, kendini bir halt sanıp devlette görev alamamış kifayetsizler, beşinci kolun kara zabitleri, medeniyet ve tarih düşmanları, az geliyormuş parya mahlûklar… bunlar yetmiyormuş gibi,

Sözde muhafazakâr ve her çıkıntıya göre şekil alan, eğri-büğrü demirden yapılmış omurgasız mütedeyyinler de ağızlarını açınca hükümete yükleniyorlar.

Bazı bakanlara ver yansın ediyorlar.

Hiçbir şey onların istediği gibi değilmiş.

Bazı yalancı televizyonlardan aldıkları sufleleri üstümüze boca ediyorlar.

Kendi rahatı ve ailesiyle birlikte huzurlu yaşaması için, her türlü sosyal ve ekonomik imkânı olan bir adam, bütün bir ömrünü; milleti, memleketi için feda ediyor, kör olası gözleri bunu görmüyor.

Türkiye’nin; yıllarca duvarın içine yapışmış paslı çivi gibi duran en kronik sorunlarını, kimseyi incitmeden tek, tek çözüyor, bunu anlamıyorlar.

Türkiye’yi emperyalist kuşatmanın 200 yıllık tesirinden kurtarmaya çalışıyor, bunu görmüyor, duymuyor, hissetmiyorlar.

60 küsur yıldır bu adam çırpınıp duruyor.

Dev gibi bir adam bu kuşatmayı yarmak için, gözümüzün önünde eriyor,

Türkiye üç, dört kuşaktan beri yetiştirdiği hemen hemen bütün değerli insanlarını sahaya sürdü, onlar da geri çekildiler.

Ama bu adam hala savaşıyor.

TÜRKİYE 200 YILDIR EMPERYALİST ÜLKELERİN ACENTALIĞINI YAPIYOR

Bugün, dünya üzerinde, bir zamanlar Osmanlı’nın mülkü olmuş nereye ayağınızı basarsanız basın orada, şu son 20 yılda yapılmış olan hizmetleri görüyorsunuz.

Oralarda; kenarda-köşede kalmış, itilip-kakılmış, yaralı-bereli on binlerce mazluma elini uzatmış Türkiye.

Afrika’yı, Balkanları, Kafkasya’yı, Ortadoğu’yu, Orta Asya’yı ayağa kaldırmak için yapmadığı fedakârlık, girmediği kılık yok.

Bir yandan da içeride 3500 firma ile bağımsız olmanın tek çıkışı olan savunmanın güçlenmesi için yedi yirmi dört yöntemi ile aralıksız çalışılıyor.

Türkiye; Afrika’da koskoca sahralarda ekim-dikim yaparak ülkeye taşımak, ekonomik krizi çözmek, dolar baronlarının tezgahını bozmak için göbeği çatlıyor.
 

Türkiye iki yüz yıldır emperyalist ülkelerin acentesi olmuş.

Parayı ondan almış,

Tankı, helikopteri, uçağı, arabayı, zırhlı aracı, vagonu, yazılımı, bilginin her türlüsünü yıllardır ondan almış.

Piyade tüfeğini, mermisini, askerinin kemerini, kasaturasını, elbisesini emperyalist ülkelerin defolu olduğu için depolarına kaldırdığı malzemeden almış, kullanmış, giyinmiş.

İHA’sını, yani bir zamanlar adına HERON dedikleri aygıtını da onlardan aldığı için arkasında dünyanın süper gücü olan ABD ve Avrupa olduğu için PKK azdırıldıkça azdırılmış, on binlerce şehide, iki trilyon dolarımıza ve yaklaşık yarım asrımıza mal olmuş.

Ve nihayet bu belayı da 20 yıl içinde yenmiş Türkiye.

Türkiye; 1930’da İsmet İnönü’nün ABD’den aldığı 10 milyon dolar, 1932’de Sovyetler Birliğinden aldığı 8 milyon dolar ve yine Başbakan İsmet İnönü’nün 1961-65 arası aldığı 55,5 SDR’den, bütün Cumhuriyet hükümetlerinin ve özellikle darbeci generallerin alarak, bu ülkeyi gırtlağına, kılcal damarlarına kadar sömürttüren Dünya Bankası’nı (IMF), sözde emperyal baronların ekonomik desteğini, 14 Mayıs 2013 yılında parçalayıp söküp atmış.
 

Türkiye, okullardaki yüz kişilik sınıfları 25 kişiye indirmiş.

Türkiye, denizin altına demiryolu döşemiş.

Türkiye, Avrupa’nın bir numaralı hava limanını inşa etmiş.

Türkiye, uluslararası standartları aşan yollar, köprüler, viyadükler, hastaneler yapmış.

Türkiye, demiryolları ağı ile örülmeye başlanmış.

Türkiye, yıllarca sürgün yeri olan Doğu ve Güneydoğu Anadolu’ya yollar, köprüler, viyadükler, üniversiteler, yurtlar, hava alanları, hastaneler inşa etmiş.

Kimin umurunda?

Allah Aşkına, birileri çıksa da şunca yapılan işleri metre, metrekare ve gram cinsinden hesaplasa ve bize sonucu söylese, şaşkınlıktan dilimizi yutarız.

Nedir bu vefasızlık.

Bunca düşman yetmiyor mu?

Nedir bu sizin yaptıklarımız?

Anlaşılan sizin niyetiniz bozuk ve bu kırıntı haberleri sosyal medya çöplüğünden ve yalancı haber mecralarından topluyorsunuz.

Ve bir çöp yığını gibi üstümüze atıyorsunuz.

DERDİ 200 YILDA BULUP DERMANI 200 DAKİKADA ARAYANLAR

Doğrusu çok sıkıldım bu nankörlüklerden, o sebeple size genç bir Fitoterapistle yaşadığım hikâyeyi anlatarak bitirmek istiyorum.

Yıllar önce oturduğumuz dairenin çaprazındaki komşumuz, bizi bir Ramazan akşamı iftara davet etti.

Bir masanın etrafında oturunca tanışmaya başladık.

Denizli ilimizden genç bir bitki bilimi uzmanı, biri ev sahibinin eşinin babası olan emekli İstanbul Üniversitesi Matematik Profesörü ve yaşları 65’in üzerinde olan iki emekli profesör hoca ile birlikte, ben ve ev sahibimiz de dahil toplam altı kişiydik.

Yaşları 70 civarında olan hocaların her biri, rahatsızlıklarından söz ederek, hangi bitkinin, hangi hastalığa iyi geleceğini soruyordu.

Denizlili genç uzmanımız sabırla ve sekinetle bu sorulara cevap veriyordu.

Fakat hem soruların ardı arkası gelmiyor hem de hemen çözüm isteniyordu.

Sonunda uzmanımız yoruldu ve sıkıldı.

Son soruyu soran hocaya şöyle dedi: “Yaa Hocam siz de derdi 40 yılda bulmuşsunuz, dermanı 40 dakikada istiyorsunuz, bende böyle bir bitki yok.”

Hocalardan bazıları kahkaha attı, hepimiz birden gülüştük ve konu kapandı.

Şimdi; bu ülkenin sözde mütedeyyin olan müzmin muhalifleri de 200 yıllık emperyalist kuşatma 200 dakikada, zahmetsiz ve bedel ödemeden aşılsın istiyorlarsa, böyle sihirli bir değnek hiç kimsenin elinde yok, kusura bakmasınlar.

Ortalık iyice ekşimiş kabak tadı vermeden, kendilerine çekidüzen versin bu “dostlarımız”. Batılı elçilerle oturup kalkan, Osmanlı’yı paramparça eden sinsi İngiliz “dostlarından” yardım dileyen, bağımlılık taraftarı kimselerle mi olacaklar, yoksa bağımsızlık için 23 yıldan beri her türlü bedeli ödeyenlerle birlikte mi olacaklar?

Selam, dua.

Ferman Karaçam

YouTube : youtube.com/c/Ferman Karaçam

Twitter : twitter.com/fermankaracam

Instagram : instagram.com/fermankaracam

Facebook : facebook.com/karacamferman

E-mail : fermankaracam@gmail.com

Web Sitesi : fermankaracam.com

 

Yorumlar43

  • Akif KILIÇ 1 hafta önce Şikayet Et
    kaleminiz var olsun
    Cevapla Toplam 4 beğeni
  • Vatansever 55 1 hafta önce Şikayet Et
    Harika gerçekçi bir yazı kaleme almışsınız Allah razı olsun.
    Cevapla Toplam 7 beğeni
  • S Kalfa 1 hafta önce Şikayet Et
    Bu yazıyı erdoğan düşmanları..chp ... saadet .. yrp li iyi partililer ellerini başılarına alıp düşünmeli ... yazarın kalemine sağlık ..
    Cevapla Toplam 9 beğeni
  • Mehmet Tunç 1 hafta önce Şikayet Et
    Allah razı olsun.Bu gönderiyi yazan kardeşime.Kendi kendime hayıflanıyordum.Gerçekleri doğruları detayile yazacak cesur kahraman bir vatandaş çıkmazmı derdim.Zaman zaman telefonumun ekranına Tayyib Erdğan hakkında iftira karalama kötüleme neredeyse vatan haini diyecek kadar basiretsiz nankör adamların yazılarını okumaktan bıkmıştım.Bu gerçekci makalenizi okuyunca içim rahatladı.
    Toplam 1 beğeni
  • Orhan 1 hafta önce Şikayet Et
    İyiki varsın
    Cevapla Toplam 7 beğeni
  • Borsada şebeke 1 hafta önce Şikayet Et
    Daha dur bakalım. BORSADA TÜM KÜRESEL AĞ.bu millet mazlumlar ülke ne yaşamışsa alayının sebebi olan nemalanan AĞ borsada.BÜTÜN ŞİRKETLERE EL KOYACAK DEVLET.kaçacak delik arayacaklar.BU YOLLA ülkede küresel ağ oluşturan fitne bela şer oynatan küresel güçlerinde ettiğinin cezası kesilmiş olacak.ADALET HAKEDİŞ TAMDA BUDUR.
    Cevapla Toplam 4 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat