Karanlığın yeni piyonu Kurişi mi?
- GİRİŞ10.08.2025 09:11
- GÜNCELLEME10.08.2025 10:39
CIA’nin Ortadoğu veya Türkiye uzmanlarından hangini sele alırsak alalım bu adamların her biri bizim, uzmanlarımız kadar Türkiye hakkında bilgi sahibidir.
Türkiye’nin komşularıyla olan sorunlarını, ekonomik durumumuzu, eğitimimizi, PKK meselemizi, Kıbrıs meselemizi, Ermenistan’la, Yunanistan’la olan meselelerimizi yani Türkiye’nin temel sorunlarını bir çoğumuzdan daha iyi biliyorlar.
Bizi bizden daha iyi bilmelerinin sebebi ise;
Birincisi; Problemlerimizin hemen hepsini kendilerinin çıkarmış olması.
İkincisi de; Eski Türkiye’yi dizayn eden “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” zihniyetinin, yurtta her on yılda bir darbe, cihanda ise “ bana değmeyen yılan bin yaşasın” anlayışından, bir adım ileri gidememesinden dolayıdır.
Bu zihniyet ne yazık ki hala, dışarıdan bakıp görenlerin gördüğünün çeyreği kadar bile, Türkiye’nin gelecekteki potansiyelinden habersizdirler.
Bunu nereden mi biliyorum?
Sosyal Medya çöplüğüne bakınca hala Külliye ile uğraşmalarından biliyorum.
Oda sayısının fazlalığı, klozetlerinin rengi, marleylerin deseni ile veya Türkiye’nin küresel projelerine olan düşmanlıklarından biliyorum.
Çünkü bu zihniyetin ufku dar, görüş açısı kısa, geleceğe bakışı gündelik.
Elimde Graham E.Fuller’in “ Yeni Türkiye Cumhuriyeti” adlı kitabı var.
Daha önce bazı başlıklarına yakından bakmış, ilgilenmiştim ama kitabın tamamına bakamamıştım.
Kitap on birinci baskısını yapmış.
Sağolsun, Profesör Mustafa Acar Hoca nefis bir çeviri ile kitabı “eksi kitaplar” dan Türkçeye kazandırmış.
Fuller’in, Ortadoğu, Asya, Türk, Kürt, Arap, İslam, Şiilik, Fars gibi “bizden” konular üzerine neredeyse on tane kadar kitabı var.
Sadece bu kadar mı?
Daha fazlası.
Hatta o kadar ki; 15 Temmuz 2016 darbe girişimi gecesinde Türkiye’de olduğuna ve Yunanistan’a sığınan FETÖ’cü sekiz askerle birlikte Yunanistan’a geçtiğine dair çok yaygın bir kanaat var.
Biliyorsunuz, eski CIA ajanı Richard Perle için, “Karanlıklar Prensi” deniyor.
Karanlık olma konusunda Graham Fuller Perle’den daha aşağı kalmaz.
İlginç olanı ise bu karanlık adamların hemen hepsi CIA menşeli.
Dedim ya bunlar, bizi bizden iyi tanıyorlar.
Şu cümle Fuller’in, kitabı bitirirken kullandığı son cümle: “Gelecek ne getirirse getirsin, bir şey kesindir: O eski, öngörülebilir ve sadık Amerikan müttefiki olan Türkiye artık tarihe karışmıştır”.
Kitap 2008’de kaleme alındığına göre Graham Fuller’in öngörüsünü bizim ana muhalefette bile görmemiz mümkün değil.
Şu cümleler de onun: “Geride bıraktığımız yirmi yıllık dönemde askeri, ekonomik ve diplomatik alanlarda Türkiye’nin Ortadoğu’nun açık şekilde hakim gücü olma yolunda ilerleme süreci kayda değer ölçüde hızlanmıştır”.
Ülkemizi bu kadar yakından tanıyan Fuller, 15 Temmuz darbe teşebbüsü gecesi Türkiye’de olmasaydı sizce, o zamanın başbakanı olan Aleksi Çipras FETÖ’nün sekiz tane mankurdunu Türkiye’ye teslim etmez miydi?
Hiç şüpheniz olmasın, ederdi.
Bu karanlık adamlar Türkiye’yi bundan sonra daha yakından izleyecekler.
Ve muhtemelen sadece izlemekle de kalmayacak yeni yeni Adnan Oktarlar, FETÖ’ler bulacaklardır.
Hatta bulmuşlar bile.
Son zamanlarda “Süleymancı” adı ile anılan Merhum Süleyman Hilmi Tunahan grubunun, bölünen iki grubundan birinin “Kullanılışlı” hale gelmiş olması bu durumu açıkça ortaya koymaktadır.
Çünkü, Milli ve Yerli değerlere sadık olan grubun lideri durumundaki Fatih Süleyman Denizolgun'un sosyal medya paylaşımı çok fazla dikkat çekmemişti.
Oysa bakın Denizolgun neler diyor:
“ Yakınım olan, Ali Erhan Kurişii, terörist başıdır.
Kurişiilik sistemi de; Dünyanın gelmiş ve geçmiş en büyük terör örgütüdür.
Dedem Süleyman Hilmi Tunahan K.S Hazretlerine, Kemal Bey Ağabeye, amcama ihanet ettiler.
Amcamın cinayetinden de sorumlu oldular.
Küfre, şirke düştüler.
Bidatlere, hurafelere girdiler.
Ümmetin imanlarını çalmaya, itikadlarını bozmaya kalktılar.
Tahrif ve hurufilik işlerine bulaştılar.
Ehli Sünnet itikadına, Nakşi tasavvufi ölçülere, İslami olan her değere; Kuran öğretiyoruz kılıfıyla ihanet ettiler.
Kurslarda talebeler de kalmadı.
İlmi, hizmeti, himmeti, irfanı da bitirdiler.
Şirketleşme ve holdingleşme yolunun zirvesi oldular.
Devletimize, bürokrasiye daha birçok yere sızmaya kalktılar.
Yasa dışı birçok işlere girdiler.
Kriptolarla el ele ihanet projelerini icra etmeye kalktılar.
Devletimize, milletimize, Türkiye'mize, ümmete, tüm dünyaya ve tüm insanlığa da ihanet ettiler.
Kurişiiler ayrıdır, Süleymanlılar çok ayrıdır.
Kurişiilik sistemi; Firavun vari, Belam vari, Karun vari sistemdir.
Dedemin K.S temiz yolunu ve camiasını, 2016'da amcamın cinayeti sonrasında ele geçirdiler.
İşgal ve gasp ettiler.
Tabanımızın çoğu temiz ve masumdur.
Firavun esaretindeki köleler gibi, korku ve istibdat zulmüyle sessizleştirilmiş, korkutulmuş, sindirilmiştir.
Çoğunluk kitle sessizdir ve masumdur.
Sesi çıkan, itiraz eden atılmaktadır.
Devletimiz aleyhine konuşmayanlar, küfredenler de atılmaktadır.
2016'dan beri onbinlerce kişi atıldı.
Sessiz olan masum kitle; maddi ve manevi zarara uğramamak için, kurslardan ve hatimlerden kovulmamak için, bunca yıl susmak zorunda kaldı.
İki kişi bir araya gelince; terörist başı olan Ali Erhan Kurişii'yi ve terör örgütü olan Kurişiilik sistemini yerden yere vurarak eleştirirler.
Ama üçüncü bir kişi ortamda olduğu vakit, merkeze jurnallenme olur, merkezin zulmüne uğrarız korkusuyla, sessiz kalmak zorunda kaldılar.
Dedemin K.S yolunda olan, çoğunluk olan sessiz kalmak zorunda bırakılan tabanımız da; Fetöcüler tarafından işgal edilmiş olan merkezi yönetime, Devletimiz tarafından tam bir operasyon yapılsın diye beklemektedir.
Tek ricaları; terör suçuna bulaşmayan temiz tabanımız ve kurslarımız hiç zarar görmesin diye istemektedirler.
Bu arada; Kuriş ailesinin her ferdi de Kurişilerden değildir.
Ayrıca tepe yönetimin tamamı da, Kurişiilik sisteminden değildir.
Yönetimde içlerinden temiz olanlar, bilgi sızdıranlar da çokça mevcuttur.
Onların yapacağı pişmanlık ve itirafçılık; etkin pişmanlıktan yararlanmaları için yeterli olacaktır.
Kurişiilik sisteminin üst düzey tepe kadrosu, çok az sayıda teröristi barındırmaktadır. Tepe kadronun tamamı da terörist değildir.
Operasyonun yapılması gereken kişiler; çok az sayıda olup, kişiler ise bellidir."
Yukarıdaki itiraflar karanlık içinde dolaşan CIA menşeli kişilerin içimizden hiçbir zaman gitmeyecekleri, Türkiye’yi rahat bırakmayacakları ayan beyan görülüyor.
O sebeple bu coğrafyada suyun uyuduğunu ama düşmanın uyumadığını hiçbir zaman unutmamalıyız.
Ferman Karaçam / Haber7
YouTube : youtube.com/c/Ferman Karaçam
Twitter : twitter.com/fermankaracam
Instagram : instagram.com/fermankaracam
Facebook : facebook.com/karacamferman
E-mail : fermankaracam@gmail.com
Web Sitesi : fermankaracam.com
Yorumlar108