Anneler, Vakıflar ve Emine Erdoğan örneği

  • GİRİŞ22.10.2025 09:59
  • GÜNCELLEME23.10.2025 09:57

Çığırından çıkmış, şakulunu yitirmiş, imamesini kaybetmiş bir gidişe “dur” demek için yazdığımız aile ve anne konulu bazı yazılarımızdan dolayı bize “Kadını Dört Duvar Arasına Koymak İstediğimiz” iftirası atılıyor.

İyi ki şu günlerde somut bir örnek çıktı da derdimizi anlatacağız.

Sokaktaki, dizideki, podyumdaki, reklamlardaki kadına salyalarını akıtarak bakan ve aileyi darmadağın eden bir gidişe şiddetle karşıyım ama kadının, toplumun içinde olmasına da taraftarım.

Çünkü bizim erdem ve ahlak timsali olarak yaşamış aile geçmişimizde zaten bu örnekler fazlasıyla var.

Bizim kızlarımız, gelinlerimiz, eşlerimiz ve annelerimiz kendi kurdukları veya kurulu olan vakıflar kanalıyla toplumun tam da merkezinde olmuşlardır.

Yeryüzünde her türlü iyiliğin temellerini atan Peygamber Efendimiz (sav) vakıflar yoluyla da iyilik hizmetinin temellerini atmıştır.

Zira Efendimiz; Medine’de sahi­bi bu­lun­du­ğu hur­ma bah­çe­lerini ve da­ha son­ra da Fe­dek ile Hay­ber hur­ma­lık­la­rın­dan ken­di his­se­si­ne dü­şe­ni Allah yo­lun­da vak­fet­miş­tir.

Bu­ iyiliği rehber edinen sahabe ise, el­le­rin­de­ki im­kân­lar­dan pek çok kıy­met­li ge­lir ge­ti­ren em­lâ­kı ay­nı şe­kil­de vak­fet­miş­ler­dir.

Bu konuda Hz. Câ­bir (ra) ise: “En­sâr ve Mu­hâ­cirler’den im­kân sahi­bi olup da vak­fı bu­lun­ma­yan bir tek ki­şi bil­mi­yo­rum.” diyor.

 

O dönemde temelleri atılan bu iyilikler büyük ölçüde kadınlar tarafından sahiplenilmiş, yürütülmüş, Selçuklu’da ve özellikle Osmanlı’da zirveye çıkmıştır.

Selçuklu’da: Türkân Hatun’dan Hatice Hatun’a, Altuncan Hatun’dan, seyyide Hatun’a, Mahmelek Hatun’dan Seferiye Hatun’a, İsmet Hatun’dan, Benefşe Hatun’a ve daha yüzlercesinin hepsi de toplum yararına vakıf hizmetleri yaparak, sosyal hayatın içinde yer almışlardır.

Osmanlı’da ise 26.300 vakıf tespit edilmiş, bunlardan önemli bir kısmı kadınlar tarafından kurulmuş, yönetilmiş ve topluma önemli hizmetlerde bulunmuşlardır.

Bu vakıflar Çeşme, Medrese yani okul, köprü, yol, mescid, camii, hamam, han yani otel gibi hizmetlerin yanında; güzel yazı öğreten vakıf, sakız ağacı diken, genç kızlara çeyiz hazırlayan, sıcak pide dağıtan, fakirlerin vergisini ödeyen, tohum saklayan, yetimlere elbise alan, çevreyi güzelleştiren, fabrika kuran, dargınları barıştırıp helalleştiren, fakir bekarları evlendiren, güvercinhane yaptıran, Van Gölü’nde acil yardım i̇hdas eden vakıf, fakirler i̇çin kurban kesen, boğazda temiz hava aldıran vakıf... ve daha binlerce, bize göre ilginç olan vakıfların çoğunu hanımlar kurmuş, yönetmiş, yönettirmiş ve böylece topluma hem çok önemli hizmetler vermiş, hem de sosyal hayatı kurgulayıp, idare edip, yönlendirmişlerdir.

 

VAKIF KADIN ÖRNEK ANNE EMİNE ERDOĞAN

 

İçtimai dünyamızın tam da merkezinde yer alan, hatta yöneten, yönettiren, çekip çeviren ve Türkiye’ye milyarlar kazandıran, dünyaya rehberlik yapan çağdaş bir vakıf örneği de Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan Hanımefendi tarafından ortaya konmuştur.

Sıfır Atık Vakfı.

Peki, bu vakıf hangi hizmetleri yapıyor?

A- İsrafın önlenmesi için çalışıyor.

B- Mevcut kaynakların daha verimli kullanılması için emek veriyor.

C- Ortaya çıkan atık miktarının azaltılmasını hedefliyor.

D- Daha faydalı ve etkin toplama sisteminin kurulmasını sağlıyor.

E- Atıkların geri dönüştürülmesi ve cinslerine göre ayrıştırılması için kamu kurumlarında, özel sektör kuruluşlarında çalışmalar yapıyor.

F- Tüm bu hizmetlerin algılanması ve uygulanması için okullarda kompozisyon çalışmaları yapıyor, kazanan öğrencilere ödüller vererek evlerde de farkındalık oluşturuyor.

Emine Erdoğan tarafından 2017’de kurulmuş olan bu vakıf, sekiz yıl gibi kısa bir süre içinde hem Türkiye’deki sıfır atık oranını yüzde onlardan neredeyse, yüzde kırklara çıkarmış, hem de dünyaya bu işin önemini algılatıp, kavratmıştır.

Sıfır atık gibi hayatımızın içinde yer aldığı halde farkına varamadığımız bir gerçeğin gün yüzüne çıkarılmasını bir anne, bir hanımefendi, yani bir kadın yapmıştır.

Bu hareket Emine Hanım tarafından başlatıldı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı koordinesinde yürütülerek küresel bir çevre hareketine dönüştü.

BM’nin iş birliğiyle 17-19 Ekim’de İstanbul’da düzenlenen uluslararası forum, “İnsan, Mekan, Dönüşüm” teması ve “8. Yılında 8 Milyar İnsan İçin" sloganı ile 104 farklı ülkeden katılımcı, 118 uluslararası partner kuruluş, belediye başkanları, büyükelçiler, BM-Habitat, UNEP ve UNDP gibi uluslararası birçok kuruluşun üst düzey temsilcilerini bir araya getirdi.

Şu anda vakfın onursal Başkanı olan Emine Erdoğan bu konuda şöyle diyor: “…Bugüne kadar 74,5 milyon ton atığı geri kazandık.

Ekonomimize 256 milyar lira kazanç sağladık.

‘Sıfır Atık Mavi Hareketi' kapsamında, yaklaşık 285 bin ton deniz çöpünü topladık.

Dünyadaki hiçbir krize seyirci kalmayan bir ülke olarak çevre krizinin çözümünde de yer almayı, insanlığa karşı sorumluluğumuzu yerine getirmek olarak kabul ettik.

Bu anlayışla, sıfır atık girişimimizi, zamanla uluslararası düzeye taşıdık.

2022 yılında Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres ile ‘İyi Niyet Beyanı’nı imzalayarak, küresel bir hareket başlattık,

BM Genel Kurulu'na sunduğumuz ‘sıfır atık’ konulu kararın, 105 ülkenin oy birliğiyle kabul edilmesini sağladık.

Bu karar neticesinde, 30 Mart’ın tüm dünyada ‘Uluslararası Sıfır Atık Günü’ ilan edilmesini gerçekleştirdik.

Ardından BM Genel Sekreterinin ve şahsımın başkanlığında ‘BM Sıfır Atık Danışma Kurulu’ kuruldu.

2023'ten bu yana da, danışma kurulumuzla, dünyadaki en iyi sıfır atık uygulamalarını öne çıkarmak, uygulamayı yaygınlaştırmak ve farkındalığı artırmak misyonuyla çalışıyoruz.”

 

Bu hayırlı vakfın kurucusu Emine Hanımefendiyi, çalışan ve emek verenleri ile Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nı kutluyorum.

Kadınlarımızın yapacağı hayırlı, güzel ve iyilik içeren nice işler, faaliyetler ve fıtratları ile birebir örtüşen alanlar varken, kendilerine ve ailelerine ekonomik gelir sağlayacak ‘işler’ duruyorken; onları sabahın erken saatlerinde otobüslere, metrolara, metrobüslere, minibüslere istifleyip “hizmetçilik” yapmaya yönlendiren sistemden vazgeçelim.

İnanıyorum ki kadın çalışma oranlarını yükselterek; Batılılarla yarışıp, aileyi dağıtmak, nüfusu yaşlandırıp azaltmak yerine, genç kızlarımızı, “anne” merkezli, sosyal dokusu yüksek, aileye destek ve topluma iyilik hizmeti sunan vakıf ve dernek faaliyetlerine kanalize etmek gerekmektedir.

Nüfusumuz giderek azalıp, yaşlanıyor. Gören gözler için gün ışımıştır. Bizden, bir kere daha hatırlatması…

 

NOT: Farkında mısınız?

Kara Para soruşturması çerçevesinde Türkiye sessiz, sedasız, “Temiz Eller Operasyonu” yürütüyor.

Patronlar: Can Holding, İş Bankası, Şişe Cam, Ciner, Mason Locası Başkanı...

Bu operasyon, bana kalırsa, tarihi bir operasyondur.

Ciner'in oğlu hapiste ve Ali Koç onu ziyarete gidiyor. Araştırıp bulun bakalım, çünkü sebebi çok önemlidir.

Dilerim ki; Türkiye artık, Cumhuriyet’in kuruluşundan beri, bu kökleşmiş rezil ve zehirli sömürü çarkını tamamen parçalasın.

Allah yardımcınız olsun Ali Yerlikaya ve Yılmaz Tunç bakanlar.

İşiniz gerçekten çok zor, dualarımız sizinle.

 

 

Ferman Karaçam

YouTube : youtube.com/c/Ferman Karaçam

Twitter : twitter.com/fermankaracam

Instagram : instagram.com/fermankaracam

Facebook : facebook.com/karacamferman

E-mail : fermankaracam@gmail.com

Web Sitesi : fermankaracam.com

 

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat