Kız çocuklarımıza dayatılan moda ve ibretlik halimiz

  • GİRİŞ05.11.2025 08:59
  • GÜNCELLEME05.11.2025 10:29

Siz de şahit olmuşsunuzdur.

Cenazeyi kıldıran imam efendi kısa bir konuşma yapar.

Bu konuşmada, musallada yatan merhum ya da merhumeyi göstererek; ölümün, yaşayanlar için en iyi nasihat ve ibretlik bir “musibet” olduğunu söylerler.

Hiç şüphesiz imam efendilerin yaptığı bu uyarılar yerindedir ve biz yaşayanlar bakımından çok kıymetlidir.

Son yıllarda bu gezegendeki hepimize ibret olacak kadar her türlü ölümler Gazze’de yaşandı ve yaşanıyor.

Gazze’de ölümün her çeşidi var: Bombayla ölüm, yıkıntılar altında ölüm, açlıktan ölüm, füze ile ölüm, susuzluktan ölüm, keskin nişancılar ile ölüm… Ayrıca ölümlerin onlarca çeşidi zindanlarda yapılıyor.

Bütün bir dünya bu ölümleri hep birlikte ekranlardan sadece seyrettik.

Eğer insanlık Gazze’den ibret almayacaksa, Allah, bu aleme ister insan eliyle, isterse başka yol ve yöntemlerle daha çeşitli ölümler ve acılar verebilir.

Bu dünyada yaşayanlar olarak bütün gezegenin tamamında, ağırlığı bir gram bile olmayan virüsün neler yaptığını, olumsuz etkilerinin nelere mal olduğunu ve olmaya devam ettiğini hepimiz biliyoruz.

Yedi Ekim 2023’ten önce, adım adım yok edilen Filistin topraklarının, tencerede yavaş yavaş kavrulan kurbağa gibi dünyaya fark ettirilmeden siyonistler tarafından işgal edildiğini, bilenler biliyordu.

Fakat, yedi Ekim saldırıları bahane edilerek, o tarihten sonra işgal ve katliamlar soykırıma dönüşünce, özellikle Amerika’nın ve Avrupa’nın gençliği bunu gördü.

Ve gençler tarafından yapılan sokak eylemleri, Trump’tan Netanyahu’ya: “Dünya ile savaşamazsın” uyarısına dönüştü.

Böylece Gazze’de yaşanan ölümlerin her türlüsü dünyaya bir ibret, bir nasihat olarak yansıdı.

Peki “İslam Dünyası” dediğimiz insanlar, bu ölümlerden ibret aldık mı?

Bana sorarsanız almadık ve alacak gibi de görünmüyoruz.

Körfez ülkelerinde birbiri ardına yapılan müzik ve eğlence festivalleri ile İstanbul’da 2007’den 2036 yılına kadar yapılan ve yapılacak olan tüm bienallerin sponsorluğunu Koç Holding Grubu’nun üstlenmesi, ayrıca milyonlarca izlenen dizilerin içeriğinde, gençlere yönelik ahlak dışı görüntüler Gazze’deki ölümlerden hiçbir ibret almadığımızı gösteriyor.

KIZ ÇOCUKLARIMIZIN MASUMİYETİ KATLEDİLİYOR

Moda adı altında sunulan giysiler…

Kültür etkinlikleri adı altında yapılan çirkinlikler...

Salonlarda müzik ve eğlence adına sahnelerden evlerimize ve sokaklarımıza yansıyan iğrenç görüntüler…

Dizilerde genç kızlarımız tarafından pervasızca sergilenen göbeği açık bırakan tişörtler...

İsterseniz gidin bakın; alışveriş merkezlerinde, AVM’lerde, çoğunlukla yabancı markaların satıldığı mağazalarda, çocuklar için elbise satan büyük işyerlerinde çocuklarınıza doğru dürüst giysi bulabilecek misiniz?

Birkaç mağaza hariç buralarda, kız çocuklarımızı küçük yaşta, büyükler gibi giyinmeye, süslenmeye, makyaj yapmaya özendiren her türlü kıyafet ve süs malzemesi bulabilirsiniz.

Bu kıyafet ve malzemeler kız çocuklarınızın karakterini altüst ediyor.

Kimliklerinde onarılmaz tahribat yapıyor.

Bilgiye, ahlaki duyarlılığa çocukça yaşamaya yönelik taraflarını körelterek, bunun yerine bedenlerini sergileyerek var olmanın yolunu seçmelerine sebep oluyor bu ‘ürünler’.

Yaşına ve masumiyetine uygun kıyafetler yerine, kişiliğini objeleştirerek, erken yaşta dişiliğini öne çıkaran giysiler, bu mağazaların vitrinlerinden dizilere, sosyal medyaya, evlerimize ve buralardan da sokaklarımıza taşıyor.

2025 yılının yaz aylarındaki sokaklar, Türkiye’de çıplaklığın boyutlarını ve ileride olacakları göstermesi bakımından son derece ibret vericidir.

Elbette bu konuda ailelerin de sorumluluğu vardır.

Aileler çocuklarının fıtratına ve yaşına uygun olmayan ürünleri almamalıdırlar.

Çocukların cinsiyetine özen göstermeli, ona göre giysiler giydirmelidirler.

Çocukların bedenlerini giydirirken, kişiliklerini ve ruhlarını parçalayacak, özentilere vesile olacak, erken yaşta büyükleri taklit edecek giysilerden uzak durmalılar.

Ailelere kız çocuklarının giysileriyle ilgili söyleyecek sözlerimiz elbette fazlasıyla vardır fakat bundan ziyade şunu hatırlatalım ailelere:

“Kızım oku, ayaklarının üstüne dur, kimseye, yani kocaya muhtaç olma” derken biraz düşünmelerini hatırlatabiliriz.

Çünkü burada, kocadan patrona yöneltilen bu muhtaçlık; “sabah dokuzdan akşam altıya kadar boyun bük, itaat et, dokuz saat yerinden kıpırdama, patrona kusursuz hizmet et” durumuna dönüşüyor.

İşin yıkıcı tarafı ise hem annelik örseleniyor ve hem de memleket yaşlanıyor.

Ama konumuz bu değil.

YAPIM ŞİRKETLERİ VE YABANCI ORTAKLARI KİMLERDİR

Bana kalırsa bu giyim ve dizi işini, ailelere havale edip geçiştirmek yerine daha derinlerde aramanın zamanı geçiyor.

Mesela Türkiye’de dizi sektörüne giren büyük yapımcı şirketler hangileridir ve bunlara ortak olan yabancılar kimlerdir, bu dizilere finans sağlayan körfez ülkelerinin antetini taşıyan firmalar hangileridir?

Netflix ve benzeri ortamlarda gençlerimiz tarafından milyonlarca izlenen dizilere kimler, hangi amaçla kaynak aktarıyor?

Bu diziler hangi yabancı dillere çevriliyor, hangi ülkelere transfer edilerek izlettiriliyor, bu ülkeler arasında Arap ülkeleri ve diller arasında da Arapça önemli bir yer tutuyor, neden?

“Türk dizileri aile birliğini zedeliyor, özellikle genç kızların karakterini bozuyor ve aileyi dağıtıyor” gerekçesiyle Rusya’da yasaklanması için birçok Rus aile gösteri yaptı, Türkiye neden bu tahribatı önleyecek tedbirler almıyor?

Türkiye’de göbek açma hastalığı dizilerden bulaşmadı mı sokaklara?

Türkiye’de moda odaklı sektörü besleyen ve AVM’lere ürün ithal eden, üreten büyük holdingler hangileridir?

Kültür, sanat, müzik gibi etkinlikler adı altında düzenlenen faaliyetlere sponsor olan kurumlar ve kuruluşlar kimlerdir ve bunlar vasıtasıyla topluma sunulan içeriklerin denetimi, yasal bir sınırı, toplumu tahrip eden, aile yapısını bozup dağıtan tarafını kontrol eden bir mekanizma yok mudur, eğer yoksa neden kurulmuyor?

29 Ekim’i bahane ederek, İzmir’de bir lisenin bahçesinde vals gösterisi yapan çocukları herhangi bir ülkeden ithal etmedik, bu çocuklar bu ülkede yayınlanan medyadaki dizilerden örnek alıyorlar ve bu ülkenin mağazalarından giyiniyorlar.

Gördüğüm kadarıyla bu gidiş, gidiş değil.

Ölümlerden ibret alacak yerde, ölümlerin nasihat olduğunu kabul edip toparlanmak yerine, pervasız bir halde gemi azıya aldık, uçuruma doğru gidiyoruz.

Dijital ve konvansiyonel medyada gençlerimiz tarafından çok izlenen, giyim kuşamları ile aile yapımızı darmadağın eden yapımların arkasındaki düşmanın sinsi elini görmeliyiz artık.

Ama, iş işten geçmeden görmeliyiz.

Ferman Karaçam

YouTube : youtube.com/c/Ferman Karaçam

Twitter : twitter.com/fermankaracam

Instagram : instagram.com/fermankaracam

Facebook : facebook.com/karacamferman

E-mail : fermankaracam@gmail.com

Web Sitesi : fermankaracam.com

 

Yorumlar45

  • ali aydınlı 21 dakika önce Şikayet Et
    moda altında kültürümüze , örfümüze aykırı giyim biçimleri ; hepsi bilinçli. Normal giysi (kız - kadın- erkek fark etmez) bulmak gittikçe zorlaştı.
    Cevapla
  • piyade 34 dakika önce Şikayet Et
    Maşallah,Barekallah Hocam
    Cevapla
  • Birsen düzcan 44 dakika önce Şikayet Et
    Bir dokun bin aah işit
    Cevapla
  • srrth 1 saat önce Şikayet Et
    Tüm büyük mağazalarda özellikle kızlara ve kadınlara yönelik kıyafetler hep açık ,hatta açıklık normal kabul edilmiş. Moda diye çoluk çocuğumuzu günahkar şeytani giyimlere mahkum ediyorlar.kadın ve kızlarımıza doğru düzgün elbise yok.Bunlar için din ,iman haya,haram,helal önemli değil,kılık kıyafet üreten yerlere siz ne yapıyorsunuz, demeli...yoksa felakete gidiyoruz.
    Cevapla
  • Rıza AVCI 1 saat önce Şikayet Et
    Sayın Karaçam, söylediklerinizin tamamına imzamı atarım. Benim oğlum olmasına rağmen ben bile bu çıplaklıktan, bu toplumsal ahlaksızlıktan tiksiniyorum. RTÜK'ün bu iğrenç dizilere, Netflix v.s. düzenine bir son vermesi gerek. Allah bu memleketi yöneten büyüklerimize basiret ve çelik gibi bir irade versin....Ahh Osmanlı, neredesin sen???
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat