Son aylarda Türk’ün çılgınlığını Ortadoğu politikalarında hızla sürdürüyoruz ama dış politikanın haricinde de çılgınlığa tam gaz devam edenler var. Ortadoğu’ydu Kürt sorunuydu derken küçük dünyalardan büyük dünyalara adım atanları da görmezden gelmemek için bugün bir çılgın Türk yazıma takıldı kaldı.

Çoğumuzun kullandığı hatta benim çok aktif olarak kullandığım Facebook’a ilk davet edildiğimde üye olmamak için başlangıçta çok dirensem de artık ben de birçokları gibi bu sosyal iletişim ağının bir kurduyum. Benzer bir direnci alışveriş siteleri için de gösterdim ama aynı sonu yaşadım ve kendimi ayakkabıdan tokaya kadar tüm ihtiyaçlarımı alabileceğim belirli alışveriş sitelerinde buluverdim. Bu satırlar belki sanallığı sevmeyenler için itici gelebilir ama nasıl egzoz dumanlarını sevmeyenler ata binmekten vazgeçip değişen dünyaya ayak uydurdularsa bizler de sanal mağazalar kullanmaya iyice alışacak gibiyiz.

İşte çılgının biri şimdi öyle bir site kurmuş ki şimdiye kadar kurulan alışveriş sitelerinden çok farklı. ‘Sermayesiz Ticaret’ adını verdiği sitede anlattığına göre bu sitenin içinde isteyen herkesin kendi sanal marketi olacak ve bu site üzerinden sitenin bu marketlere bizzat kendisinin sağladığı 40 bin ürünü satarak oturduğu yerden ticaret yapacak. Sanal market sahibi olmak için de yapılması gereken tek şey internet adresi alabilmek için tek seferlik ufacık tefecik bir meblağ ödemek ve geri kalan tüm hukuki ve kargo işlemlerini ‘sermayesiz ticarete’ bırakmak olacak.

Sitede okuduğum bu bilgiler ekonomist yanımı harekete geçirirken tembel yanımı da öyle bir okşadı ki biran evvel sanal ticaretin patroniçe adaylarından biri olmalıyım diye düşündüm. İşte bu yazıyı yazmamın sebebi de içinde patronluk, patroniçelik yatıp da bir yerden başlayamayanların başlaması için bu fırsatın bir Türk tarafından icat edilmiş olması. Hani otomobil yapamaz bu Türkler diyenler var ya muhtemelen bu sitenin altında da o zamanlar öküzün altında aradıkları buzağıyı arayacaklar ama öküzün altında buzağı olmadığını artık bilecek kadar biyoloji öğretiyorlar biz çılgın Türklere.

Özellikle dört duvar arasına sıkışıp kalmış ama bir yandan da çalışmak isteyen kadınlar için, ufaktan ufaktan ticarete atılayım diyen yeni mezunlar için ya da içi ticaret yapmakla kaynayan herkes için oluşturulan “sermayesiz ticaretin” sunduğu bir başka imkan da birine ufacık bir internet adresi masrafı ödeyerek mağaza hediye etme imkanı sunuyor olması.

Sonuç olarak bir şekilde haberdar olduğum bu sitenin çılgın Türk’ü kimdir bilmem ama bilenler varsa bu güzel keşif için hani bir alnından öpün derim. Daha da sonuç olarak görün bakın Türkiye’de bunun gibi daha da güzel şeyler olmaya devam edecek. Şimdi ilk tebrikler “sermayesiz ticaret”in kâşifine ama ne demişler durmak yok yola devam.

Figen Aypek - Haber 7
faypek@hotmail.com