Cyborglar artık sinemalarda gördüğümüz makine insanlar değiller. Bizler artık birer cyborg olma yolundayız. Teknolojinin hızla ilerlemesi ile birlikte bedenimiz ile filmlerde gördüğümüz o makine adamlar arasındaki ekran kalktı ve artık içimize cyborglar kaçtı bile. Nasıl mı? Tabi ki akıllı telefonlar, elektronik cihazlar sayesinde. 

Teknoloji artık bireylerin fiziksel işlevliğinin yerini alarak bir biçimde bireylerin makineleşmesinin önünü açtı. Sinema, konser ve uçak biletlerini birkaç tık ile alabilen kullanıcılar, bunla yetinmeyip evde ya da ofiste bilgisayar başında okuyacağı mailleri, gazeteleri, blogları yürürken, otobüste seyahat ederken okur oldu ve böylece fiziksel sınırlamalardan kurtuldular. Fiziksel sınırların ortadan kalkmasının yanı sıra zamansal sınırlamalar da ortadan kaktı. Bu sınırlar kalkarken de koskocaman bir endüstriyi beraberinde getirdi.

İnternetin ortaya çıkmasıyla iletişim teknolojilerinde yaşanılan devrimin tavan yapması ile birlikte mekân sınırlamasını da yitirerek bedenlerimizle sanki bütünleşti ve bizi birer sibernetik organizma haline çevirdi. Kalp pilleri ile, doktorların ameliyat esnasında elleri ve gözleri yerine kullandıkları robotlarla vücutlarımız iyice cyborglaştı. Teknolojinin her ürettiği ile hayatımıza iyice girmesi ile makine insan bütünleşmesi böylece bir adım daha ilerledi.

İşte vücudumuzun bir parçası olan teknoloji ile birlikte makine-insan olarak varlığımızı sürdürürken tek tip bir cyborglaşma söz konusu değil. Piyasa o kadar geniş ki herkesin vücuduna eklemleyebileceği bir ürün mutlaka var. Bu yüzden de özellikle bilişim sektörü her zaman at başı önde gidiyor.

İşte markası ve özellikleri ne olursa olsun son teknolojı cihazlar hayatımıza girdiğinden beri adım adım vücudumuza eklemlenmeye başladı ve son zamanlarda pazarın da ivme kazandırdığı rekabet dürtüsü ile iyice bütünleştiğimiz ürünler oldu. Hatta öyle bir noktaya geldik ki onlarsız da yapamaz olduk.

Aslında tam anlamıyla birer cyborg olduk ve hatta transformasyonumuz özellikle iletişim teknolojileri piyasasındaki hızlı gelişme ile devam etmekte. Her ne kadar aynadaki görüntümüzde bir değişim gözlemlenemiyor olsa da sokakta gözlerimizi birbirimizin üzerinde şöyle bir gezdirdiğimizde birçoğumuzun adımlarının dahi cyborglaştığını , en basitinden ellerimizin bir parçası haline gelen telefonlarla ne kadar bütünleşik hareket ettiğimizden çıkartabiliriz. Buradan da anlıyoruz ki aslında hepimiz bir cyborguz!

Figen Aypek - Haber 7
faypek@hotmail.com