“Soykırım inkar yasasını” parlamentodan geçiren Fransızlar Türkiye’den gelen tepkileri aşırıya kaçmış bulurken, içlerinden kimileri de son zamanlarda Türkiye’nin komşularıyla olan ilişkilerini göstererek Türkiye’yi uluslararası diplomaside agresif olmakla suçluyor. Hatta bu suçlama ile yetinmiyor bir de aslında “soykırım inkar yasasına” bu kadar tepki gelmesinin sebebini yasanın çıkmış olmasının vahameti ile değil de Türkiye’nin kişilik yapısı ile ilgili olduğunu iddia ediyor. 

Türkiye’nin karakteri Fransa’ya agresif gözüküyor olabilir ama biz de buradan Fransa’ya baktığımızda Fransa’nın karakteri bize daha çok karaktersizlik olarak gözüküyor. Hani dünyanın dört bir yanına el uzatıp sömürgeci zihniyetini devam ettiren Fransa nasıl oluyor da insanlığı kakao, petrol ve kahveye satarken Ermenilere karşı insanlık gösterisinde bulunuyor? Özellikle Türkiye’nin Suriye baskısından hiç hoşlanmayan Fransa elindeki son koz olan bu tasarıyı da parlamentoda onayarak aslında ne kadar güç durumda olduğunu gösterdi.

Evet Fransa zor durumda. Hem ekonomik açıdan zor durumda hem de Ortadoğu’daki rolünü Türkiye’ye kaptırıyor olmasının endişesini yaşıyor. Bu yüzden de bu soykırım tasarısıyla birlikte hem Türkiye’ye kendince bir imaj çiziyor, hem de yaklaşan seçimlerde Ermenilerin oyunu alarak bir taşla iki kuş vurmayı tasarlıyor. Ancak aslında Fransa Dimyat’a pirince giderken evindeki bulgurdan olacağından habersiz.

Fransa evdeki bulgurdan oluyor çünkü her seçim döneminde blöf olarak kullandığı bu tasarıyı parlamentodan geçirerek bir dahaki seçimlere eli boş girmeye hazırlanıyor.  Aslında daha da Türkçesi Fransa Arap Baharı nedeniyle oluşmakta olan yeni dünya düzeninde saf dışı kalacağı korkusu ile ne yapacağını şaşırdı ve belli ki gözü döndü. Tabi bu Fransa’nın Fransa olarak yaşadığı bir kaygı. Bir de hikayenin Sarkozy ayağı var:

Sarkozy’i seçilememe endişesi sardı ve elindeki son kozu da kullanarak “altın vuruşunu” yaptı. Aslında bindiği dalı kesti de henüz yere çakılmadığından herhangi bir acı hissetmiyor. Her seçimlerde tozu alınarak tekrar tekrar gündeme sunulan tasarı bu sefer parlamento ayağını da geçerek Türkiye’nin değil de esasen Fransa’nın ipini çekti.  Hem Türkiye ile olan ilişkisini telafisi güç hallere soktu hem de elindeki tek seçim kozunu erkenden kullanarak sıfıra çıktı.

Son tahlilde esasen Sarkozy bindiği dalı kesti ama erken öten horozun da başının kesileceğinden ya habersiz ya da seçilememe korkusu Sarkozy’e yapılmayacağı yaptırıyor. Yani Fransa kaderini bir şekilde Sarkozy’nin hırslarına teslim etti ve agresif olmakla suçladığı Türkiye’yi de bu aşamada kaybetti. İşte matematik alanında en iyiler arasında başı çeken Fransa bu sefer ciddi bir hesaplama hatası yaptı ve çoktan sınıfta kaldı. Ne diyelim Sarkozy de umarım kestiği daldan münasip bir yerine düşer de canı çok fazla acımaz. Hani insanlık bizde kalsın diye diyorum.

Figen Aypek - Haber 7
faypek@hotmail.com