Kadının adı yok ama mikro kredisi var

  • GİRİŞ31.12.2011 09:31
  • GÜNCELLEME31.12.2011 09:31

Geçenlerde yazımda aşktan sevgiden bahsedince mikrokreditten” bahsetmeye fırsatım olmamıştı. Şimdi bahsedeyim dedim ama Fatih Altaylı ucundan kıyısından mevzuya değinmiş ve beni çok sinirlendirmiş durumda. Hani “mikrokrediti” yazacağım demeseydim aşk böcek devam edecek haldeyim ama atalarımızdan kulağıma “iki çıplak bir hamama yaraşır” sözü gelmeden ben en iyisi mikrokredite geçeyim ki ekonomi olmadan bu devirde aşkın da olmadığı gerçeği yüzüme çarpmasın.

Şimdi efendim Bangladeşli bir adam var. Adı Muhammed Yunus. Aralık ayında da Türkiye’ye gelerek onur ödülü aldı. Tabi bundan çok önce de yani 2006’da bizim Bangladeşli geliştirdiği “mikrokredit projesi” ile “Nobel Barış Ödülü” aldı. Türkiye’de de bu proje ilgi gördü. Hatta Fatih Altaylı geçen dönem bu projenin temsilciliğini yapan milletvekilini yazmış. Ama ben küstüm yazmayacağım.

Hani üst paragrafta söylediğime aldanıp kendi kendime küstüğümü çıkartmayın. Yani ben o eski temsilci Prof. Aziz Akgül’müş desem ne olacak, demesem ne olacak? Bu konu güzel bir konu ve Türkiye’de bu projeyi Ahmet’in Mehmet’in hatta Sayın Akgül’ün uygulamasının bir önemi yok. Önemli olan proje gerçekten uygulanıyor mu?

Tabi öncelikle “mikrokredit” nedir onu bir açıklayalım. Bizim Bangladeşli oturmuş düşünmüş, fakir çalışmayan insanları nasıl çalışma hayatına dahil ederiz için kafa yormuş. Sonunda onlara çok ufak meblağlarda sermaye verilmesine karar vermiş. Mikrokredit desteği alan bu insanlar böylece kendi istihdamlarını kendileri oluşturacak ve çalışan olarak sisteme katılacak. Yani bir taşla iki kuş vurulacak. Hem devlet işsizlik oranını düşürmüş olacak hem de fakir sınıf evine ekmek, aş götürebilecek.

Şimdi gelelim projenin Türkiye’de uygulanmasına. Mikrokredit projesi Türkiye’de 2002 yılından bu yana uygulanmaya başladı ve hedef kitlesi kadınlar oldu.  Malum ülkemizde kadının adı yok. Bu kanamalı durumun tedavisi için de mikrokredit esasen ilaç gibi. Çünkü evinden belli nedenlerle çıkamayan kadın aldığı bu küçük ölçekli kredi ile ev ortamında kuracağı minik işletmesiyle çalışan statüsü kazanıyor. Hem aile bütçesine yardım ediyor hem de kendine sosyal bir güvence sağlıyor.  Bu krediyi de Türkiye’de kadınlara MAYA ve Türkiye Grameen Mikro Kredi Projesi (TGMP) sağlıyor.

Krediyi almak isteyenlerden ise herhangi bir teminat istenmiyor. Yani mikro kredi şahsi güven esasına dayanıyor. Krediyi alabilmek için de kredi talebinde bulunanın gelir getiren bir proje sunması ve aralarında akrabalık bağı bulunmayan en az beş kişilik bir gruba dahil olarak kısa süreli bir eğitimden geçmesi gerekiyor. İşte bu şartları yerine getiren kişi mikro kredi almaya hak kazanıyor.

Geçmiş satırlarda da belirttiğim üzere ülkemizde hedef kitle kadınlar ve 30 binden fazla kişi bu krediden şimdiye kadar yararlanmış. Eğer alınan krediler başarılı bir şekilde kullanılırsa bir 30 bin kişi de bu projeden yararlanacak. Bu sayede özellikle kadınlar üretken sınıfa katılacak ve sosyal yönden de gelişmiş olacak. Böylece mikro kredi ile kalkınan aile ekonomisinde samanlık seyran olacak.

Figen Aypek - Haber 7
faypek@hotmail.com

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat