Baykal: Yargılamayan namerttir

  • GİRİŞ11.01.2009 09:23
  • GÜNCELLEME11.01.2009 09:23

CHP lideri Deniz Baykal, Ergenekon soruşturmasına, çeteler, silahlar, silahlı eylemler de dahil her yönüyle karşı çıkıyormuş gibi eleştiriliyor. O kadar ki, laik cumhuriyet ve TSK alerjisiyle ahkâm kesenler, “Baykal bu silahlara ne diyecek?” diye soruyorlar.

Bakalım Baykal ne diyor:

-  Sayın Baykal, İbrahim Şahin’in evinde bulunan kroki üzerine Gölbaşı’nda yapılan kazıda bazı silahlar bulundu. Şahin, Ergenekon kapsamında gözaltında. Ne diyorsunuz?

“Tereddüte mahal yok”

- Bu bizim için sürpriz değil. İbrahim Şahin’in kim olduğu belli. Bu silahların çıkmasına şaşıranlar, biz Susurluk olayıyla mücadele ederken, ‘bunlar faso fisodur, glu glu dansı yapıyorlar’ diyenlerdir. Ben, 1995’te bu gerçeği görüp Tansu Çiller’le hükümeti bozdum, Türkiye’yi seçime götürdüm. ‘Devlet kuşatma altında’ dedim. Devletin içine sızmış bir takım organizasyonların ortaya çıkarılması için var gücümüzle çalıştık. Çıkardık da. Sanki bu çetelerle mücadele konusunda bir tereddüdümüz varmış gibi hava yaratmaya çalışıyorlar ama boşuna uğraşıyorlar. İbrahim Şahin’i, onun gibileri, çeteleri sonuna kadar yargılamayan namerttir.

“Her dalgada iki kategori”

-  Ergenekon soruşturmasına her yönüyle karşı çıkmakla eleştiriliyorsunuz. Karşı çıktığınız nedir?

- Gayet açık. Bu, bir hukuki dava değil, siyasi bir dava. Her gözaltı dalgasında iki kategori var. bunu özellikle yapıyorlar. Bir kategori çete olaylarına bulaşmış, mahkûm olmuş, silaha bulaşmış insanlardan oluşuyor. Bir de aynı dalganın içine sırf iktidara muhalefet ediyorlar diye saygın profesörler, aydınlar, gazeteciler, eski YÖK Başkanı, eski MGK Genel Sekreteri gibi saygın isimleri koyuyorlar. Bu bir psikolojik harekâttır. Biz, buna karşı çıkıyoruz. İbrahim Şahin’i neden bu isimlerle birlikte gözaltına alıyorlar? Bu sadece bir zamanlama meselesi değil, bu bir siyasi planlama meselesidir.

Kanadoğlu davası mı?

Baykal, Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu’nun aynı soruşturma içinde evinin aranmasının psikolojik harekât örneği olduğunu belirterek, şu değerlendirmeyi yaptı:

- İbrahim Şahin’i mahkûm ettiren Başsavcı Sabih Kanadoğlu’nu aynı kefeye koyuyorsunuz ve evini arıyorsunuz! Bu olacak iş mi? Kanadoğlu’nun İbrahim Şahin’le ne ilgisi olabilir? İlgisi şu, Kanadoğlu, Şahin’i mahkûm ettiren Başsavcı. Sadece Şahin’i değil, birçok çete mensubunu mahkûm ettiren Başsavcı. Şimdi Şahin’le Kanadoğlu aynı çetenin üyesi, öyle mi? Buna kim inanır? O zaman ben şunu sorarım: Bu dava Şahin davası mı, Kanadoğlu davası mı? İşte siyasi planlama burada ortaya çıkıyor. Keza eski YÖK Başkanı Kemal Gürüz’ün aynı dalga içinde çete mensuplarıyla, silahlarla ne işi olabilir? Bu Şahin davası mı Gürüz davası mı?

“Gücü gücüne yeten mi?”

CHP lideri Baykal, gözaltı dalgalarına mutlaka suçlu kişilerin konulmasıyla diğer insanlar hakkında kafa karışıklığı yaratılmak istendiğini vurguladı ve şöyle devam etti:

- Öyle bir hava var ki, sanki gücü gücüne yeteni götürüyor, gücü gücüne yeten birilerini koruyor, sahip çıkıyor. Yani ilke bu mu? Kimin gücü kimin gücüne yetiyorsa, bir sonuç alacak, öyle mi? Peki arkası olmayan, dayanacağı gücü olmayan, bu uygulamalardan mağdur olanlar ne olacak?

Fikret Bila / Milliyet
fbila@milliyet.com.tr

Yorumlar52

  • hüseyin yüksel 16 yıl önce Şikayet Et
    sabih te roket atar çıkmalıydı, 7,65 le darbemi olur. "Baykal, Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu'nun aynı soruşturma içinde evinin aranmasının psikolojik harekât örneği olduğunu belirterek...." diyor. Evinde bulunan Silahın kendisinin olmadığını, karısının asker olan eski kocasına ait olduğunu söylediği ortaya çıktı. Kanadoğlu'nun eşi Bilge Kanadoğlu'nun 2 eski kocası olduğunun, bu şahısların 1969'da ölen Ahmet Hamdi Dinar ile Lina Mizrahi isimli Musevi kadınla evlenip tekrar boşanan Servet Seri Durlanık isimli şahıslar olduğu öğrenildi.
    Cevapla
  • hüseyin yüksel 16 yıl önce Şikayet Et
    gerçekten uğraşmış sayın baykal--2. "İbrahim Şahin'i, onun gibileri, çeteleri sonuna kadar yargılamayan namerttir."diyor agamız.Nasıl olsa bir cumhurbaşkanı affeder.sezer gibi mesela
    Cevapla
  • hüseyin yüksel 16 yıl önce Şikayet Et
    gerçekten uğraşmış sayın baykal--1. " Devletin içine sızmış bir takım organizasyonların ortaya çıkarılması için var gücümüzle çalıştık. Ben, 1995'te bu gerçeği görüp Tansu Çiller'le hükümeti bozdum, Türkiye'yi seçime götürdüm. 'Devlet kuşatma altında' dedim." diyor sayn baykıl. Zaten ya seçime gitme zamanıdır o zamanlar yada darbe. Seçime giderek olayların üstü örtülmesin sakın. veye seçime gitmeseydi tansu hanım ne olurdu acaba.
    Cevapla
  • mustafa sarı 16 yıl önce Şikayet Et
    daha konuşuyo ya:d. hala konuşabiliyomu baykal.avukatlığa devam ediyor yani.gitsin de müvekkillerini savunsun millete maval okumasın.
    Cevapla
  • ahmet ilker 16 yıl önce Şikayet Et
    27 Nisan Muhtırası 367 Fiyaskosu Ve Fasa Fiso Kapatma Davasının Savunucusu Baykal Ve Yalakaları. Ülkeyi germekte üstünüze yok. Ne millet umurunuzda ne örtü ne inanç ne çarşaf ne hak ne hukuk. Ülkenin yararına yaralı parmağa bile şey etmekten aciz olmanız bir yana çalışanı da engellemekte fitne fesatta üstünüze yok. Elinizden gelse Ergenekon'a da bir 367 dolaması yaparsınız ama Allah'tan sadece bir Yalçınkaya var. Hukuk inşallah gereğini yapacaktır, siz istemeseniz bile!
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat