Bu Türkiye’nin savaşı değil
- GİRİŞ18.03.2012 10:11
- GÜNCELLEME18.03.2012 10:11
Ankara da umudunu yitirmiş olmalı ki, Suriye’de yaşayan vatandaşlarımızın ülkeye dönmesi çağrısında bulundu. Bu çağrı, Suriye’deki çatışmaların şiddetleneceğine ve dış müdahale olasılığının giderek arttığına işaret sayılabilir.
Esad’ın farkı
Arap Baharı başladığında Tunus, Mısır, Libya’daki rejimler hızla devrildiler.
Libya’da düzenli bir ordu yoktu.
Kaddafi’nin zaten zayıf olan askeri gücü, NATO’nun da müdahalesiyle dağıldı. Kaddafi’nin tehditlerinin kuru gürültü olduğu kısa sürede anlaşıldı.
Mısır’da düzenli ve güçlü bir ordu vardı.
Ancak Mısır ordusu, Hüsnü Mübarek’in devrilmesini seyretmeyi yeğledi.
Bu tavrıyla Mübarek’in sonunu hızlandırdı ve yönetime el koydu.
Esad’ın durumu ise biraz farklı.
Suriye ordusu, bazı general ve subayları muhaliflerin cephesine geçmiş, bazıları Türkiye’ye kaçmış olsa da henüz dağılmış değil. Esad’ın ordu üzerindeki kontrolü giderek zayıflasa da devam ediyor.
Esad’ın ordusu, halkını bombalamaya devam ediyor. Muhalif kentleri kuşatıyor ve muhaliflerin üzerine yürüyor. Bunu yapabilmesinin önemli nedenlerinden biri de İran’ın yanı sıra Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde veto hakkı bulunan Rusya’nın ve Çin’in desteğinin sürmesi.
Suriye ordusunun dağılması ve Rus-Çin desteğinin zayıflamasıyla, bu ülkede iç savaşın çok daha fazla şiddetleneceği açık.
Suriye’nin etnik ve mezhepsel bir savaşa doğru hızla sürüklendiği görülüyor.
Yazının devamını okumak için bu linki kullanabilirsiniz
Fikret Bila - Milliyet
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol