PKK saldırılarının şifreleri
- GİRİŞ06.08.2012 08:30
- GÜNCELLEME06.08.2012 08:30
PKK Şemdinli’den sonra Çukurca’da üç karakola saldırarak çatışma alanını genişletti. Şemdinli’de 2 haftadır tutunmaya çalışan terör örgütü, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) gücünü bölmeye çalışıyor.
PKK yeni saldırılarla hem Suriye hem de Şemdinli üzerindeki baskıyı azaltmayı hedefliyor. Ankara’nın, muhalifleri destekleyerek Esad’ı sıkıştırdığı, TSK’nın sınıra büyük yığınak yaptığı, Kuzey Suriye’nin PKK-PYD kontrolüne girmesine izin verilmeyeceğinin açıklandığı bir dönemde, PKK’nın Türkiye’yi yeniden ülke içindeki terör sorununa kapamak istediği anlaşılıyor.
Halep’e değil Hakkari’ye bak
Bu saldırılarla Türkiye’ye ‘Sen Halep’e değil Hakkari’ye bak’ mesajı veriliyor. Suriye sınırına konuşlanmış TSK’nın, Kuzey Suriyeye yönelik baskısı içeriye çevrilmeye çalışılıyor.
Kandil, geniş çaplı ve kanlı saldırılara geçeceğini açıklamıştı. Terör örgütünün Suriye’de yaşanan süreci Türkiye’ye taşımaya çalıştığı açık.
Suriye’de bazı yerleşim yerleri PKK-PYD kontrolüne geçerken, Türkiye’de Şemdinli’de denendiği gibi bazı yerleşim bölgelerinin PKK’nın kontrolüne geçebileceği mesajı veriliyor. Şemdinli’de, terör örgütünün kent içine sızıp evlere yerleşmesi, buradan sokak çatışmaları yaratmaya çalışması, kentin hemen yakınında da ağır silahlarla saldırılar düzenlemesi, ‘kurtarılmış bölge’ yaratma girişimini gösteriyor.
PKK, dünyaya; Halep’te yaşandığı gibi Şemdinli’de de güvenlik güçleriyle halkın, sokak sokak çatıştığı görüntüler yansıtmaya çalışıyor.
Alan hakimiyeti
Şemdinli’de çatışmaların hala sürüyor olması, bölgeye giriş-çıkışların kontrollü yapılabilmesi, teröristlerin vur-kaç yerine bölgede kalmaya ve çatışmaya devam etmeleri, PKK’nın “alan hakimiyeti” sağlamaya çalıştığının da bir göstergesi.
Terör örgütü, bunu sağlamasa bile güvenlik güçlerinin de alan hakimiyeti kuramadıklarını kanıtlamak için bölgede kalarak direniyor.
Tunus’ta başlayan Arap Baharı sürecini, Mısır’daki Tahrir Meydanı görüntülerini Diyarbakır’a taşıyarak “Kürt baharı” sürecine dönüştürmeye çalışan PKK, Türkiye’den de bir parçanın kopabileceği mesajı veiyor. Hakkari bölgesine Ankara’nın hakim olmadığını, bölgede otoritenin ve silahlı üstünlüğün kendilerinde olduğunu da göstermeye çalışıyor.
Barzani ve Zana
Ankara bir süredir, PKK’yı Kandil’den indirmek için Barzani’yi devreye soktu. Aynı dönemde Leyla Zana üzerinden de yeni bir süreç başlatmaya çalıştı.
Şemdinli olayı ve Çukurca’ya yapılan saldırılar, Barzani’nin de Zana’nın da terör örgütüne silah bıraktırma yönünde bir etkileri olmadığını gösterdi. Ankara’nın, Barzani’nin bu yönde bir niyeti olup olmadığını sağlıklı biçimde test edip etmediği de büyük bir soru işareti. Bu bağlamda, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun Barzani ile görüşmesinin dumanı henüz tüterken bu saldırıların gelmesini de dikkatle izlemek gerekiyor.
Ankara’ya baskı
PKK; terör saldırılarının çapını ve niteliğini değiştirerek, Ankara’yı baskı altında tutmayı hedefliyor.
Oslo sürecinin kesilmesinden sonra isteklerini Ankara’ya kabul ettirmek için yeniden terör eylemlerini tımandıracaklarını açıklayan Kandil, bir taraftan da tekrar masaya oturma koşullarını yaratmaya çalışıyor.
Saldırıların gerekçeleri olarak; Öcalan’la görüşmelerin kesilmesini, Kürtçe eğitimi, KCK olayını ve Suriye’de PYD’ye yönelik tehditleri gösteren Kandil, silahli güç alarak Türkiye ile “stratejik denge”ye geldiğini, eylem güç ve kapasitesini büyüttüğünü bu saldırılalrla dünyaya duyurmaya odaklanmış görünüyor.
Büyük Kürdistan hedefi
Suriye’deki olaylar sonucu Beşar Esad’ın Kuzey Suriye’den çekilmesiyle ortaya çıkan alanı “Batı Kürdistan” olarak ilan eden PKK-PYD, “Büyük Kürdistan” hedefine doğru önemli bir mevzii kazanıldığı düşüncesinde.
Kuzey Irak’tan sonra Kuzey Suriye’de de devletimsi bir yapı kurulmasına yoğunlaşan PKK-PYD cephesi, Türkiye’den de Güneyoğu’nun koparılmasıyla Büyük Kürdistan’nın kurulabileceğine olan inancını artırmış görünüyor.
Köşe yazısının devamını özgün kaynağından okumak için tıklayınız
Yorumlar5