Ahmet Kekeç, bu ne biçim yazıdır?
- GİRİŞ18.03.2009 10:31
- GÜNCELLEME18.03.2009 10:31
Ahmet Kekeç, beğendiğim bir yazardır. Üslubu güzeldir.
Engin Ardıç’ı sever. Ben de Ardıç’ı severim. Mehmet Barlas onu sever, Barlas benim de motivasyonumu hep devamlı kılmak için desteğini esirgemez.
Ahmet Kekeç; Ertuğrul Özkök, Oktay Ekşi, Özdemir İnce, Sabih Kanadoğlu, Ömer Faruk Eminağaoğlu gibi isimlerin gözünün yaşına bakmaz, ben de bahsi geçen kişilerin gözünün yaşına bakmam.
Evet Kekeç’in son bir iki yazısı daha doğrusu son yazısı acayip derecede canımı sıktı.
Her şey Mustafa Balbay’ın tutuklanması ile başladı. Biliyorsunuz, Balbay’a bazı gazeteci ve yazarlar destek verdi. İçlerinde Mehmet Barlas gibi, bu satırlarının yazarının kendisine olan saygısı hiç bitmeyecek olan bir isim bile vardı.
Mehmet Barlas’ın gitmesi bence de yanlıştı ama dayanışma gayesiyle gittiği noktasındaki düşüncesinden feragat etmeyerek dik durmayı başardı.
Fakat Kekeç öyle yapmadı; köşesinde önce “İstanbul dışında olmasaydım, ben de o dayanışma gecesine katılmak isterdim” dedi. (Star.. 13 Mart 2009)
Elbette gidebilirdi, gitmiş olsaydı “Niye gittin?” demezdim.
Fakat anılan yazısından dolayı kendi deyimiyle “okuduğunu anlamaktan aciz” bazı okurlarından yine kendi deyimi ile
“küfür” yiyince bu kez dün aynı köşede bir yazı daha yazdı ve dedi ki:
“Evet, ‘İstanbul dışında olmasaydım Balbay'la dayanışma toplantısına katılmak isterdim’ demiştim ama, bakmayın öyle dediğime.. O yazı kolpaydı.. İşte açık açık söylüyorum: Katılmazdım..”
Halbuki 15 yıldır okuduğum Ahmet Kekeç’in neyi deyip neyi demek istemediğini ben iyi anlarım.
Hani Bedri Rahmi Eyüboğlu, bir şiirinde “Zifiri karanlıkta gelse şiirin hası; ayak seslerinden tanırım” der ya..
Ben de Ahmet Kekeç’in üslubunu bırakınız cümlelerinden kelimelerinden dahi tanırım.
Evet Kekeç üstadım, yanlış yaptınız..
“İstanbul’da olsaydım dayanışma toplantısına giderdim” dedikten iki gün sonra “Mustafa Balbay Günlükleri” yayımlanınca neden çıkıp “Yanlış yaptım” demediniz de benim de aralarında olduğum okurlarınızı “anlama özürlü” olarak tesmiye ettiniz.
Ya da mademki “Yanlış yaptım” demiyorsunuz; Barlas gibi yapıp “Gittiğime pişman değilim, zira Balbay henüz darbe suçundan mahkum olmuş değil..” şeklinde bir cümle niye kurmadınız?
Kaldı ki Mustafa Balbay’ın günlükleri tempo24.com.tr adlı Doğan Grubu’na ait sitede yayımlanınca pek çok kişinin
çıkıp “Bu toplantıya katılanlar özür dilesin” diye yazmasına rağmen Mehmet Barlas geri adım atmadı.
Hatta Balbay’ın günlükleri Mehmet Barlas’ın oğlu Cemil Barlas’ın yönetimindeki seviyeli haber sitesi haberx.com’da yayımlanarak darbeciliğe olan negatif bakışları bir kez daha netleştirildi.
Diyeceksiniz ki: “Efendim ben yine de Balbay’ı destekleyenleri kınamıyorum. Sadece ‘giderdim’ lafımı yanlış
anlamışlar diye düşünüyorum. Balbay’ın darbeci zihniyete sahip olduğunu hep düşündüm ve yazdım.”
Ama mesele bu değil ki, mesele okurun idrakini ve hafızasını hiçe saymak meselesidir.
“Balbay meselesi” neticede önemli bir meseledir.
Neticede Refah Partisi’nden Şevket Kazan’ın 28 Şubat sürecinde Adalet Bakanı sıfatıyla Sincan Belediye Başkanı Bekir Yıldız’ı cezaevinde ziyaret etmesi de yanlıştı..
Bazı generallerin Kandıra cezaevinde Hurşit Tolon ile Şener Eruygur’u ziyaret etmesi de yanlıştı.
Bunun gibi Mustafa Balbay’a isnat edilen suçlama da düşünce hürriyeti kapsamında da değildir.
Elbette Tolon, Eruygur, Balbay gibi isimlerin hiçbiri mahkum olmamıştır, dolayısıyla bu kişilerin suçsuz oldukları varsayılmalıdır.
Ama “darbecilik” fikrinin fikir özgürlüğü olarak lanse edilmesi bizim bazı aydınlarımızın ayıbından başka bir şey de değildir.
Darbecilik zihniyeti o kadar berbattır ki, Kenan Evren’in isminin bir okula verilmesi ile Doğan Güreş’in isminin 28 Şubat’ta kışladan silinmesi arasında hiçbir fark yoktur.
Sonuçta ha birisinin ismi yazılmış ha birisinin ismi silinmiş; fark eden bir durum yok..
Evet Kekeç üstadım, bu satırları sizin için yazmadım; bu konuda aynı düşündüğümüz malum..
Ama bir konuda da farklı düşünelim; zira yazılarımız şu “batak” ortamda bazen “pişti” oluyor.
Bugün de olmasın; “okey” mi?!
Yorumlar4