Google’da “Tayyip” ismi niçin sarartıldı?!

  • GİRİŞ21.04.2009 13:20
  • GÜNCELLEME21.04.2009 13:20

  Bazı yazarlar, bazı insanların evlerine girilip “delil” aranmasına itiraz ediyor..

Hatırlayınız Ak Parti’yi kapatma davasında savcılık makamı Tayyip Erdoğan ve arkadaşlarının evine girmemiş, bu hususta ziyadesiyle hassas davranmıştı..

Peki savcılık ne yapmıştı? Pek tabii ki eve girmemiş direkt “Google”a girmişti!

Tabii "Guugıl" denilen bu "delilbulucu" hakkında bazı bilgilere sahip olmak gerektiğini de biliyorsunuz.

Örneğin; savcılık diyelim ki arama boşluğuna "AKP, Tayyip, türban" sözcüklerini yan yana yazdı..

Bilenler bilir; peşinden "önbellek" kısmına tıkladığınızda yazmış olduğunuz bu üç sözcük, zemini üç ayrı renkle karşınıza çıkacaktır.

Ben denedim.. AKP sözcüğü "kırmızı", Tayyip ismi "sarı", başörtüsü kelimesi ise "yeşil" renkte çıktı!

(Sayın Başsavcı’nın, bu kırmızı-sarı-yeşil renkleri bir arada görünce "İşte bu bile tek başına Erdoğan'ın nasıl bir bölücü olduğunu gösteren bir kanıttır" dediğini hiç sanmıyorum! Belki DTP için açtığı kapatma davasında böyle düşünmüştür, bilemiyorum!)

Tabii bu Google denilen "zıkkım"a girenler, sayfanın üst sol köşesinde "Görseller", "Gruplar", "Bloglar", "Dizin", "Gmail", "Diğer" şeklindeki bir nevi "ekdelilbulucusu" vazifesi gören başlıkları da görecektir.

Tabii bir de aynı sayfanın sağ üst köşesinde “Oturum açın” diye bir bölüm de var.. Fakat bu bölümün “mahkeme oturumu” ile hiçbir ilgisi bulunmamaktadır.

Dolayısıyla savcılık makamının “Hazır Google’a girip kanıt arıyoruz, girmişken bari oturumu açıp duruşmaya başlayalım..” demesi söz konusu değildir.

Oysa bu "Oturum açın" şeklinde başlığın amacı "posta koymaktır", pardon "elektronik muhtıra göndermektir", pardon pardon "elektronik posta göndermektir"!

Savcı olsaydım uygulayacak metodum şu olurdu: Önce fotoğraf kanıtı bulmak için "Görseller"e girerdim, girdikten sonra arama boşluğuna "sıkmabaş" yazardım.

Gerçi bunu denedim ama karşıma başörtülülere "sıkmabaş" diyen (Sabah, 20.06.2008) Hıncal Aaabi Uluç'un "kel kafası" çıktı.

(Uluç hemen kalkıp kızmasın, amacım ona ve saçı olmayanlara hakaret etmek değildir. Sıkmabaş demek hakaret mi ki kel kafa demek de hakaret olsun(!)

Sonra "Gruplar"ı bir tıklayayım dedim; bu sefer karşıma "İstikbal Oturma Grubu" çıktı.

Çıktı ama fotoğrafları tek tek inceleyince "İstikbalde Çankaya'da Oturmak İsteyenler Grubu" üyelerinin toplu fotoğrafını gördüm.

İçinde "Süleyman Demirel, Abdüllatif Şener, Sabih Kanadoğlu, Vural Savaş" gibi, 27 Mayıs haklıydı diyen, şarabın tadını bilmeyen ama acayip derecede anlayan, melon şapkadan tavşan çıkaran, AKP kurulmadan kapatılmalıydı diyen bir grup insan vardı.

Sonra “Atatürk istismarcıları” diye yazdım ve bu kez karşıma “Atatürk’ün siluetinin göründüğü Ardahan’daki bir dağda koyun otlatanlara soruşturma açıldığı” haberi çıktı.

 Siluette inek otlatmak suretiyle o dağı laikliğe aykırı eylemlerin odağı haline getiren iki köylünün ahırının beş yıl süreyle kapatılması; memelerine dokunulmazlık zırhı konularak ellenmemesi; dolayısıyla o ineklerden süt sağılmamasına dair yürütmenin durdurulması kararı var mıydı yok muydu göremedim.

Yürütmenin durdurulması için ise Danıştay kararı gerekiyordu; bunun için de Google’a girip bu kez “Danıştay Kararı” diye yazdım, bu kez de karşıma “Emmanuella-Danıştay Kararı ile..” diye bir başlık çıktı..

Tabii Danıştay’ın kararında haklılık olduğunu düşünerek devamına girmedim. Çünkü filmde tahmin ediyorum ki Türk kızı yoktu.. Olsaydı “Türk kızlarını yabancı erkeklere peşkeş çeken kompradorlar” olduğu iddiasıyla herhalde yürütmenin durdurulmasına karar verilirdi!

BİR SORU: Vakit gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak, vefat eden eski deniz kuvvetleri komutanı Güven Erkaya hakkında “Hakkımı helal etmiyorum” diye bir yazı yazmıştı. Bu yazı üzerine Erkaya’nın varisleri Dilipak hakkında dava açmış ve Dilipak faiziyle birlikte 157 TL tazminat ödemeye mahkum edildi.

Buna göre, ölünün arkasından “Ona hakkımı helal etmiyorum” dediği için tazminat ödenmesine karar verilebiliyorsa ve bu tazminatı ödemek durumunda kalan Dilipak bu kez “Bu tazminatı onlara helal etmiyorum” derse bu cümleden dolayı da tazminata mahkum edilir mi?


Fikri AKYÜZ / Takvim
fikri.akyuz@takvim.com.tr

Yorumlar9

  • emel özcan 16 yıl önce Şikayet Et
    Ankaralı. yazılarında zekanı konuşturuyorsun ya hayranım Fikri Abi..yazılarının devamını bekliyorum elineyüreğine sağlık
    Cevapla
  • by bars 16 yıl önce Şikayet Et
    slm. fikri beye teşekkürler,vatanı nı milletini seven ellerin den çıkan yazılzr böyle olur çılgın türk size gelince artık bunları yemiyo olmanız üzüntü verici size ne yedireceğimizi bilemiyoruz.siz en iyisi azarbaycan üzerin den rusyaya gidin nicinizi de değiştirin kuzgun yapın rusya ya gittiğinizde azgın yaparsınız
    Cevapla
  • Hakan Kadıoğlu 16 yıl önce Şikayet Et
    Tebrikler!. Farklı bir tarzda yazmış Fikri bey keyifli ve hoş'ta olmuş. Elinize Sağlık.
    Cevapla
  • mehmet emin 16 yıl önce Şikayet Et
    .... milletin seviyesi bu kadar düşük olursa yazarın yazdığı yazının da seviyesi bu kadar düşük olur.ne yazdığını kendi bile bilmiyordur.ardahan daki dava yı nasıl laiklikle bağdaştırmış anlayamadım.orda silütein bozulmaması için koyun otlatılmıyor diyeceğine bunuda laikliğie bağlamış.laiklik ve ergenekon bu iki kelimeyi ağzınıza sakız yapmışsınız geveliyorsunuz.
    Cevapla
  • Ekrem Erol 16 yıl önce Şikayet Et
    Alo Çılgın Türk. 17.500 faili meçhulü, bunların arasındaki Uğur Mumcu'yu Bahriye Üçok'u, Çetin Emeç'i, Doç.Hablemitoğlu'nu nereye koyuyorsunuz peki sayın Çılgın Türk? Yoksa siz de bu davayı sulandırmaya çalışanlardan mısınız? Ha işsizlik? Bu sorun bugün mü ortaya çıktı? Güneşli bir günde cumartesi günü E-5 karayoluna bir çıkın bakalım trafik nekadar yoğun. Bu krizde bu insanlar araçlarına nasıl biniyorlar? Siz de mi kriz tacirisiniz yoksa?
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat