İşte 'ikinci fasıl'daki köylüler!

  • GİRİŞ13.05.2009 09:53
  • GÜNCELLEME13.05.2009 09:53

İşte 'ikinci fasıl'daki köylüler!

Hukukçu olduğumdan mıdır yoksa geri zekalı olduğumdan mıdır bilmiyorum ama benim ilgi alanlarımdan biri de Cumhuriyetimizin ilk dönemlerinde çıkan yasaları okumaktır..

Örneğin dün internetten bulduğum köy kanununu okudum.

1924 yılında yürürlüğe giren bu kanunda ilk dikkatimi çeken 2. madde oldu; madde "Köy nedir?" sorusunu cevaplıyor ve diyor ki: "Cami, mektep, yaylak, otlak gibi yerleşim yerlerinden oluşan birime köy denir."

Burada dikkat çeken husus, maddede "ibadethane" sözcüğü yerine "cami" sözcüğünün geçmiş olması..
Yani camiye gitmemeyi tercih eden Alevilerin yerleşik olduğu bir toprak parçasında cami olmadığı için o yerleşim birimini "köy" saymayacak mıyız?

Demek ki bir yerleşim biriminde cami yoksa kanuna göre oraya köy denilemiyor..
Ama gitmesek de görmesek de o köy bizim köyümüz oluyor!

Özetle, gerçek manada demokratik ve laik bir devlette böyle bir madde olamaz.

Kiliseler, sinagoglar ibadethane değil mi? Türkiye'de o dönemde hiç mi Hıristiyan ve Yahudi yoktu?

Gelelim anılan kanunun diğer ilginç maddelerine.. Kanunun "ikinci faslı" ibaresinin altında ise şunlar yazıyor: (İkinci fasıl derken Aydın Doğan'ın da katıldığı ikinci fasıldan bahsetmiyorum!)

İkinci fasıl şu peşrevle başlıyor: "Köylünün yapacağı mecburi işler"..
Ara taksimden sonra ise "Köylünün isteğine bağlı işler" başlığı yer alıyor..
Şimdi sıkı durun; köylünün yapması "zorunlu" işler nelermiş bir bakalım..

BİR: Köyün münasip bir yerinde herkes için kuyusu kapalı veya lağımlı bir hela yapmak.. (Gerçi köylümüz bu zorunluluğu yanlış anlamış ve köyün münasip bir yerine defi hacet eylemeyi mecburiyet olarak telakki etmiştir!)

İKİ: Her köyün bir başından öbür başına kadar çaprazlama iki yol yapmak.. (Bu madde açık değil.. Köylü milletin efendisi olduğuna göre, benim bildiğim efendiler yol yapmaz, bu yolu devlet hizmetkarları yerine getirir..)

ÜÇ: Köy yol üzerinde ise köy odası yanında ahırlı bir konuk odası yapmak.. (Bakın bu madde açık.. Yani köye dışarıdan bir konuk gelirse, bu konuk beygir veya eşek gibi "taşıt aracı" ile geleceği için ahırlı konuk odası yapmak gerekiyor.. Otopark olacak hali herhalde yoktur.. Da, merakımı mucip oldu.. O dönemde otomobil olsaydı tahmin ediyorum ki o köyün girişine Petrol Ofisi de açılırdı.. Ama madem ki beygirler park edecek, o dönemde Aydın Doğan yaşasaydı acaba köyün girişine "Saman Ofisi" açar mıydı?!)

DÖRT: Köylü diktiği ağaç tamamen tutup yeşilleninceye kadar ağaca bakacak.. (Yani madde demek istiyor ki: "Ağaç yeşilleninceye kadar bak.. Ama yeşillendikten sonra istersen kökünden kes.. İster beşik, ister tabut, ister yakacak yap.." Neyse bu maddeyi geçelim.. Sırf yeşillik olsun diye yazıldığını tahmin ediyorum..)

BEŞ: Ekine, mahsule ağaçlara zarar veren kuşları öldürmek.. Bunun için hangi türlü kuşların hangi zamanlarda ve nasıl öldürülmesi lazım geldiği hususu hükümetten sorulacak ve nasıl öğretilirse öyle yapılacaktır.. (Demek oluyor ki adamın ağacına kuş dadanmışsa, adam hükümete mektup yazacak, hükümet üyeleri vatan sathındaki "muhtelif mürteci haşereler"i temizlemek için yaptığı toplantıyı durduracak ve kalkıp o mektuba cevap verecek.. Oysa mektup gelene kadar ağaç mağaç kalmayacak ve bizim köylü vatandaşımız "Manda yuva yapmış söğüt dalına.." türküsünü çığırmaktan başka bir teselli bulamayacaktır!)
Evet şimdi köylünün isteğine bağlı olan işler faslına geçelim:

BİR: Kağnıları dört veya iki tekerlekli arabaya çevirmek.. (Niye dört veya iki..
Üç tekerlekli olamaz mı?)

İKİ: Köyde ekilip biçilen ve toplanan mahsulatın satılabilmesi için köy namına alıcı adam aramak.. (Şaban Dişli ve Mehmet Sevigen'in günahı neydi o zaman?! Ben bu isimlerin yerinde olsam soruşturma olduğunda direkt köy kanununun bu maddesini referans alırım!.) Evet yazacak çok madde var da, yerim doldu.. O yüzden yazımı burada noktalıyor ve bu kanunu her kim yazmışsa ondan "ne köy olur ne kasaba.." diyorum!

Fikri AKYÜZ / Takvim
fikri.akyuz@takvim.com.tr

Yorumlar3

  • halil şentürk 16 yıl önce Şikayet Et
    muziye cumhuriyeti. inanamadım gerçekten bunlar nasıl kanun biri şaka dese teşekkürler fikri akyüz
    Cevapla
  • glokal 16 yıl önce Şikayet Et
    İkinci önerme daha doğru. Hukukçu olduğumdan mıdır yoksa geri zekalı olduğumdan mıdır bilmiyorum.. diye sormuşsunuz . Galiba yazınızı okuduktan sonra ikinci ihtimal daha doğru gibi geldi bana. 1924 te çıkarılmış olan günün şartlarına göre yazılmış kanundan ne gibi anlam çıkarmamız lazım normal zekada birisi olarak anlayamadım.
    Cevapla
  • mehmet tokat 16 yıl önce Şikayet Et
    tüm türkiye çapında eğitim seferberliği. bugün cehaleti kullanarak doğuyu koparmak isteyenler yarın karadenizi, öteki gün trakyayı da koparmaya çalışacaktır. bunun sonu yok. köylümüz eğitilsin, maneviyatı arttırılsın. ilmi bilgisi arttırılsın. bu ancak devlet desteğiyle olur. türkiyede her türlü müzik programı var trtler bünyesinde. niye eğitici programlar yok?
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat