CHP’deki cemaat köstebekleri ve Fuat Avni

  • GİRİŞ21.02.2015 11:57
  • GÜNCELLEME22.02.2015 09:45

Mesele tek kelimeyle korkunç.

Son olarak Sümeyye Erdoğan’a suikast plânını seri katil soğukkanlılığıyla konuşmaları daha da çarpıcı.

Umut Oran ile Akif Hamza Çebi Cemaatçi mi değil mi bilmeyiz ama CHP’deki cemaatçiler uzun süredir konuşulmakta zaten.

“Mesela Faik Tunay gibi bir yobazı getirdiler. Muhammed Çakmak var. Bunlar Cemaat’in adamları. Erdoğan Toprak vak’ası var. Alevi Tuncelili. Cemaat yayınlarının, Abant toplantılarının baş konuğu. Gürsel Tekin vak’ası var. Yalçın Küçük bunun için cemaatçidir dedi, tekzip etmedi. CHP Bursa Milletvekili Sena Kaleli var. Ben Atatürk ilkelerinin bekçisi olmak zorunda değilim diyebildi. Bir Ankara Milletvekili Bülent Kuşoğlu var. Bir taraftan da Sezgin Tanrıkulu. CHP’ye sadece İstanbul’da yüzde 12 oy kaybettirdi. Kendi köyünde oy alamadı.”(1)

CHP’nin rotasını Cemaatçi Taha Akyol’lar, Gül’ler, Ekmel’ler belirliyor ise, burada büyük sorun vardır.(2)

Sonuncusu de pek enteresan.

AKP’ye karşı yeni bir strateji geliştiriliyor. Bunun ortasında Abdullah Gül koordinatör olacak, CHP olacak, destekçisi de cemaat olacak.(3)

Du bakali…

KÜBALILAR NASIL TÜRKLERDEN DAHA ZENGİN OLDU?
Bazı solcu ve ulusalcı gazetelerde çıkmıştı haber. Sosyal medyayı etkin olarak kullandıkları için, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Latin Amerika seyahati çerçevesinde Küba’ya da gidince yeniden ısıtıp hızlı biçimde dolaşıma soktular.

Haber şu:
“Küba, Türkiye’den zengin. Küba’nın kişi başına düşen milli geliri 18 bin 800 dolar. Küba böylece Türkiye dâhil birçok gelişmekte olan kapitalist ülkeyi geride bıraktı. AKP hükümetinin çok övündüğü ekonomik başarı, Küba ile karşılaştırıldığında başarısızlığa dönüştü.”

Allah Allah dedik.

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Ekonomist Cemil Ertem de aynı seyahatte olduğu için dönüşte ona Küba izlenimlerini ve bu “kişi başına düşen milli gelir” hikâyesini sordum. Gülerek “Tam üstüne bastın” dedi ve Küba ziyareti sırasında yaşanan ilginç bir anekdotu aktardı. Heyetler arası görüşmeler başlamadan önce Kübalı yetkililerle yapılan bir sohbet esnasında laf Küba’nın kişi başına düşen milli gelirine gelmiş. Onlar da 18 bin 800 dolar demişler. Bizim heyettekiler ister istemez gülümsemişler. Yoksulluk içinde ve virane haldeki bir ülkede “Bu gelirin kaynağı ne olabilir?” diye merak etmişler ve lisan-ı münasiple de sormuşlar hâliyle.

Onlar da anlatmış ciddi ciddi.

Küba’da kişi başına düşen milli gelir şöyle hesaplanıyormuş meğer:

a)Bireyin yıllık kazancı

b)Devletin her aileye verdiği aylık 5 kilo pirinç ve iki kilo etin nakdi karşılığı

c)Ücretsiz sağlık ve eğitim hizmetlerinin nakdi karşılığı

d)Yol, su ve elektrik, çöp toplama, onarım gibi altyapı hizmetlerinin kişi başına düşen nakdi karşılığı

e)Sabit parayla satın alma paritesi

Tüm bu kalemler birleştiriliyor ve böylece Küba’da kişi başına düşen millî gelir bulunmuş oluyor: 18 bin 800 dolar.

Tam bizim Kemalist-Marksist iktisat profesörlerinin ağzına layık, kıyak bir hesaplama biçimi.
Şimdi aynı tarz hesaplamanın Türkiye için de yapıldığını düşünün.

yazının devamı için tıklayınız

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat