Rusya, AB, ABD; hangisi dost ve güvenilir?

  • GİRİŞ29.02.2020 15:30
  • GÜNCELLEME29.02.2020 15:30

Milletçe çok üzgün olduğumuz, 33 şehidimizin acı ve dayanılması güç haberini aldığımız sırada Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor’un “Türk askerlerinin ölümünden dolayı üzüntülü ve gelişmelerden oldukça endişeliyiz. AB, Türkiye’nin yeni dostlarından çok daha güvenilirdir” ifadesini kullanması ibretlikti.
Alt okumasında şantaj ve “Şimdi elimize düştünüz” mesajı olan bu açıklama, Türk hükûmetinin dostluk kavramını yeniden masaya yatırmasını zorunlu kılıyor.
 
ESKİ DOSTLAR, ESKİ DOSTLAR
Artık ülkeler arasındaki “dostluk” aşınmış, içeriği boşaltılmış bir sözcükten ibaret.
AB, Türkiye’nin yeni dostlarından daha güvenilirmiş. Rusya, Çin ve İran’ı kastediyor. ABD burda hangi mevkide bilemiyoruz. Bu yüzden yazı kapsamı dışında. Raportör Amor şayet “dostluk” kavramını soyadından mülhem “aşk” ile karıştırmıyorsa, şu sorulara yanıt vermeli:
-PKK terör örgütünü destekleyen ve besleyenler
-Gezi vandalizmini kışkırtıp iktidar yıkılıyormuş gibi yayın yapanlar
-15 Temmuz hain darbe girişiminin failleri olan FETÖ mensuplarını ülkelerinde ağırlayıp koruyanlar
-Her dış politik sorunumuzda (son olarak Doğu Akdeniz kıta sahanlığı ve münhasır bölgeler) karşımıza dikilenler kimdi?
Ruslar mı yoksa Türkiye’nin asıl dostu olduğunu iddia ettiğiniz AB ülkeleri mi?
Ülkemize akın akın mülteci gelirken, Türkiye’ye kapıları kapatması karşılığında 6 milyar avro vadedip kaytaran, vize muafiyeti vadedip yerine getirmeyen kimlerdi peki?
 
RUSYA’NIN HEDEFİ NE?
İyi de Rusya mı dost?
Rusya’nın elinde 33 şehidimizin kanı var. Millî Savunma Bakanı Hulûsi Akar’ın “Rusların her şeyden haberi vardı, ambulansları bile vurdular” erken kastettiği tam olarak buydu.
Peki, S-400 füzeleri, nükleer santral ve Türk akımı projeleri yapan, milyonlarca turistini gönderen, vizesiz geçişi sağlayan Rusya için her şey yalan mıydı?
Önceki yazılarımda da ifade ettim.
Rusya’nın tek amacı vardır. Kimse umurunda değildir. Ekonomik ve kültürel ilişkileri, makro çıkarları söz konusu olduğunda anlamsız kalır. Bunun örneğini yaşıyoruz şu anda.
Şimdi NATO’yu acil toplantıya davet ettik.
Bir beklentimiz var mı? Yok. NATO Genel Sekreteri Stoltenberg’in dünkü konuşması bunun ispatıydı.
 
MÜLTECİLER İÇİN GEÇ KALINDI…
Bu arada Türkiye elini güçlendirmek için gece yarısı bir karar aldı ve Geri Kabul Anlaşması’nı askıya aldığını mülteciler için sınır kontrolünü kaldırdığını, kapıları açtığını duyurdu. Medyada yer alan haberlere göre binlerce mülteci sınır kapılarına yığıldı. Karşılığında da Yunanistan ve Bulgaristan alarma geçti, askerlerini karşı tarafa yığdı. Sahillerdeki durumu net bilmiyoruz ama ilginç olan şu. Gidenlerin arasında Suriyeliler yüzde 20-30 arasında bir oran. Büyük kısmı Afgan, Pakistanlı, Türkmen vb.
Biz bu anlaşmayı Aralık 2013’de imzaladık. Tüm hükümleriyle de 1 Haziran 2016’da yürürlüğe girdi. AB bize karşılığında vize muafiyeti ve 6 milyar avro vadetti. Paranın yarısı gelebildi, vize muafiyeti ise hava gazı. Zaten anlaşmada yoktu ki, kocaman bir yalandı bu. 72 kriteri yerine getir, alacağız dediler, ama kriterler arasına “terörle mücadele etmeyin” maddesini sokuşturdular.
 
İMZALAMAYIN DEDİK AMA DİNLETEMEDİK
O zaman Başbakan Ahmet Davutoğlu’nu, dolayısıyla Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı uyaran yazılar kaleme aldım.(*)
Ama Ahmet Davutoğlu’nun gözü dönmüştü. Kendisini Erdoğan’ın yerine muhatap aldıklarını beyan eden AB ülkelerinin liderleri onu el üstünde tutuyor, güç sarhoşu olan Davutoğlu da, Games of Thrones’un Tyrion Lannister’ı olma hayaliyle tüm tavizleri veriyordu.
İmzalamayın bu anlaşmayı dedim. İmzalayacaksanız da vize muafiyetinde kriter mriter kabul etmeyin, kapıyı da 20 milyar avrodan açın dedim. Çünkü bize muhtaçlardı ve eli düşük tutuyorlardı. Ama ne yazık ki karşılarındaki fiziki profilde Tyron Lannister’daki keskin zekâ yerine zihinsel cücelik vardı.
 
BİZ TEHDİT EDİP ZAMANI HOVARDACA HARCARKEN, ONLAR TEDBİR ALDI
Biz o zamandan bu yana hep “Açtık kapıları, açıyoruz” diye her kriz anında tehdit ettik ama gereğini yapmadık.
Türkiye’yi oyalayıp durdular. Zaman su gibi akıp gidiyor, biz de hovardaca harcıyorduk. Onlar sınırlara tel örgüler çektiler, Avrupa’daki ırkçı Nazilerin iplerini gevşettiler. Son yıllarda Naziler, ırkçılar binlerce göçmene saldırdı. Son birkaç aydır toplu katliamlar başladı. Yani gelecek olanlara “Başınıza geleceklerin ne olduğunu görün” mesajı verdiler.
Dostluk öyle mi?
 
HİÇ OLMASA TARİHTEN DERS ALABİLSEK
Size tarihten bir örnek vereyim:
Rusya, Akdeniz’de mevzi tutmak için geçmişte de Osmanlı hâkimiyetindeki Yunanistan’ı ayartmıştı.
1821’deki Yunan ayaklanmasında 20 bin Müslüman katledildi. Osmanlı Rusya’ya karşı “Dostumuz” dediği İngiltere’den yardım istedi. Hatta ikna etmek için “Bakın Rusya Yunanistan üzerinde tesirli olursa Akdeniz’de İngiliz hâkimiyeti biter” dendi.
İngiltere’nin cevabı şu oldu:
“Rusya’nın amacını biliyoruz. Gelgelelim biz ayrılıkçı ayaklanmayı bastırmaya çalışıp Yunanların düşmanlığını kazanmak yerine onları Ruslardan daha çok destekleyerek Yunanistan’ı Rusya güdümünden kurtarmayı yeğleriz. Bu durumda siz de bizi destekleyin ki Rusya Osmanlı topraklarından daha fazla toprak koparmasın.”
İngiliz entrikası buydu.
Osmanlı ordusu aslında Yunan ayaklanmasını ezecek güçteydi ve nitekim Mısırlı İbrahim Paşa’nın gönderdiği donanmayla da ezdi. Ama “Dostumuz İngiltere” bize ültimatom gönderip harekâta son verilmesini istedi. Osmanlı reddedince de Fransızlarla ve Ruslarla birlikte donanmalarını Mora’ya göndererek Navarin Limanı’nda demirli Osmanlı-Mısır gemilerini “Amacımız savaşmak değil” diye kuşattı. Bu sinsi kuşatmayı tamamladıktan sonra da top ateşine tutup 57 gemiyi batırdı, 6 bin askeri de şehit etti.
Eski dostlar, yeni dostlar öyle mi?
Bunun yerine tarihten örnekler çıkarmayı bir bilsek, sinsiliği ve entrikacılığı bir kenara bıraktım, hiç olmazsa onlar kadar kurnaz olabilsek…

Türkiye Gazetesi

Yorumlar1

  • şenol 4 yıl önce Şikayet Et
    Bu savaş,Ehl-i Hilal ile Ehl-i haç arasındadır.Türk denilince akla islam gelir.İslama büyük hizmet etmiş ve hala hizmet etmeye çalışan bir milletiz.Tabii ki bizi yok etmeye çalışacaklar..O zaman bize düşen safları sıkı tutmaktır.Bir ve beraber olabilmektir.Allah (cc)ferasetimizi ve gayretimizi artırsın..
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat