Erdoğan ve Nobel

  • GİRİŞ11.01.2023 08:22
  • GÜNCELLEME11.01.2023 08:22

Pakistan Senatosu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Nobel Barış ödülüne aday gösterdi. Dost Pakistan’ın Türkiye’nin barış çabalarını görerek böyle bir hamle yapması sevindirici. Ancak, Nobel konusunun Erdoğan’ın pek de umurunda olmadığı anlaşılıyor.

Batı’nın her konudaki ikiyüzlülüğünü, çifte standartlılığını Erdoğan kadar iyi bilen bir lider pek azdır. Nobel Barış Ödülü denilen şey de son tahlilde Batı’nın “körler sağırlar birbirini ağırlar” türü icatlarından biri. Henry Kissinger, Şimon Peres, Jimmy Carter, Baracak Obama gibi isimlere verilen, kanlı Libya operasyonun hemen ardından kurum olarak Avrupa Birliği’ne hediye edilen ödülün barışı ne kadar temsil ettiği tartışılır.

Nobel komitesi, 1973 yılında ödülü ABD-Vietnam barışı onuruna Kissinger ve Le DucTho’ya vermişti. Vietnam’n efsanevi lideri Tho, Batı ikiyüzlülüğünü gerekçe göstererek ödülü reddetmiş, “Hanoy’a bombalar yağmaya devam ederken böyle bir ödülü kabul edemem.” demişti.

Nobel’i reddeden bir kişi daha var ama, o edebiyat ödülünü reddetmiş. Fransız yazar Jean Paul Sartre. Sartre’ın ödüle dair yorumu şuydu: “Burjuvazi bana bu ödülü vererek “politik tercihlerimin” üstünü örtmek ve beni bağışladığını göstermek istiyor. Bu canavarca bir şey.”

Nobel’in Erdoğan’a verilme ihtimali son derece zayıf. Çünkü en önde çok kuvvetli bir aday, Batının palyaçosu Zelenski var. Ola ki bir hata edip Erdoğan’a verdiler, Erdoğan bunu kabul eder mi burası da şüpheli.

Beni en çok güldüren ise bizdeki kimi çevrelerin Nobel adını duyunca yaşadıkları heyecan. Erdoğan gibi yıllardır Batıyla dişe diş mücadele eden bir liderin, bu ikiyüzlü iltifatlara prim vereceğini düşünmeleri gerçekten tuhaf.

GENÇLERE HDP/PKK’YI SEVDİRME MİSYONU

“Subay baba” kontenjanından ünlenmiş bir Youtube yayıncısı var. En son HDP/PKK’nın hülle partisi TİP’in bir vekilini, Barış Atay’ı sahneye çıkarmış. Atay, polislerimize şehit demekten imtina edince salondaki gençler tepki göstermiş. Uyanık “Youtuber”, sosyal medyaya ön-reklam olarak bu tepkileri servis etmiş.

Hepimiz izleyip “vay be helal olsun gençlere” dedik. Ama yayının sonunda işin tatlıya bağlandığını, “milliyetçi/ulusalcı” gençlerin Barış Atay ile can ciğer kuzu sarması olduğunu, Türkiye düşmanı bu adamı ağlamaklı gözlerle bağırlarına bastıklarını gördük. Uyanık programcı ile Barış Atay ise birbirlerine teşekkür etmekten kırıldılar.

Biz yakın zamana kadar bu yayıncının adını bilmiyorduk, FETÖ firarisi Hakan Şükür’e “saygıdeğer beyefendi” vs. diyerek yağcılık yaptığında öğrendik. Kamuoyunun büyük tepkisi üzerine Halan Şükür’ü sahneye çıkaramadı ama, onun yaptığı başlama vuruşu daha iğrenç bir işe vesile oldu: Şükür ve diğer FETÖ’cüler piyasaya çıkıp yüksek perdeden konuşmaya, Türkiye’ye saldırmaya başladı.

Seçimler yaklaşırken Biden Kayığı’ndakilerin numaraları da çeşitleniyor. Buna benzer sinsice kurulmuş çok tezgah var. Büyük kentlerde yaşayan ulusalcı hassasiyetlere sahip gençleri HDP/PKK çizgisine yakınlaştırmaya, hatta FETÖ’yü meşrulaştırmaya çalışıyorlar. Bu tip tuzaklara karşı uyanık olmak, sosyal medyada ve başka alanlarda “kategorik olarak” reddetmek gerekiyor.

AYDINLIK

Yorumlar2

  • nur nur 2 yıl önce Şikayet Et
    Gaffar beye teşekkürler. İyi ki varsınız.
    Cevapla Toplam 4 beğeni
  • ylç 2 yıl önce Şikayet Et
    Eline sağlık. Teşekkürler.
    Cevapla Toplam 6 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat