Diplomatlara sabotaj çağrısı mı?
- GİRİŞ02.06.2023 08:10
- GÜNCELLEME02.06.2023 08:10
Seçimin ertesi günü, İYİ Parti Uluslararası Politikalar Başkanı Ahmet Erozan, Dışişleri Bakanlığı çalışanlarına hitaben bir mesaj yayınlamış. Kelimesi kelimesine aktarıyorum:
“Kurumun ve personelinin geleceği için yapmış olduğumuz hazırlıklarımızı şimdilik paranteze almak durumunda kaldık… Sizlerin de en az bizim kadar hüzünlü bir günün mesaisine birazdan başlayacağınızı biliyorum…
İktidar milli çıkarlarımızla bağdaşmayacak politikaların talimatlarını vermeye devam edebilir… Memursunuz. O talimatın gereğini yapmak durumunda kalırsanız Dosya Notunu kaleme alıp hıfzetmeyi ihmal etmeyin.
Seçimin sonucuyla, başta Bakanlık dışından atanmış Büyükelçiler olmak üzere, zil çalıp oynayacaklar olduğunu da biliyoruz… Onlara tek sözüm var: Gün gelir devran döner…”
Bu mesajı uzun uzun aktarmamın sebebi, siyasi tarihimizde eşi benzeri olmayan bir belge niteliği taşıması. Çünkü bu sözler, demokratik ülkelerde rastlanması mümkün olmayan ürkütücü bir zihniyeti ortaya koyuyor.
İktidar değişince bakan değişir, en çok birkaç tane de üst düzey yönetici değişir. Bakanlık çalışanları ise devletin geleneğine ve yasalara uygun şekilde çalışmaya devam ederler. Kamu çalışanının patronu siyasi iktidar değil devlettir.
Emekli Büyükelçi Erozan’ın sözlerinden, iktidara gelmeleri halinde uygulanacak, “kadrolara dair” bir hazırlıkları olduğunu anlıyoruz. Seçimi kazanmış olsalardı acaba bakanlıkta nasıl bir kıyım yaşanacaktı, insan düşünmeden edemiyor.
Erozan, seçimden mağlup çıkmalarına rağmen içerideki memurlara ayar vermekten ve “dışarıdan atanmışları” tehdit etmekten de geri durmuyor. “İktidarın talimatını yapmak durumunda kalırsanız mutlaka not edin.” diyor. Demek ki ilk beklentisi iktidarın dış politikaya dair talimatlarının yerine getirilmemesi. Bu ne demek biliyor musunuz? Erozan, Dışişleri personelini, büyükelçileri, konsolosları, ataşeleri sabotajcılık yapmaya davet ediyor!
Neden? Çünkü, milli çıkarlara aykırı işler yapmaktadır! Erozan’a göre misal, Mavi Vatan’da ısrar etmek milli çıkarlara aykırıdır, Libya ile anlaşma yapmak milli çıkarlara aykırıdır. İsveç’in terör destekçiliğine itiraz etmek, FETÖ üyelerinin peşine düşmek, Rusya ambargosuna alet olmamak, Karabağ savaşında Azerbaycan’ın yanında durmak, Suriye’de terör unsurlarına harekat düzenlemek…
Erozan’a kalırsa hepsi milli çıkarlarımıza aykırıdır. Dolayısı ile Hariciye personeli mümkünse hükümetin bu yöndeki talimatlarına uymamanın bir yolunu bulmalı, tüm bu süreçleri sabote etmelidir!
Diyelim ki “mecburen yerine getirdi”, mutlaka bir dosya oluşturmalıdır. Bunun anlamı nedir sizce? İzah edelim, Erozan, “Yaptığınız işler yüzünden yargılanacaksınız. Dosya notu tutun ki paçayı yırtabilesiniz.” diyor. Bir Dışişleri yetkilisi hakim karşısına çıkmış, “Yunanistan’a kıta sahanlığı konusunda nota vermekten” dolayı yargılanıyor, düşünebiliyor musunuz? Siz düşünemiyorsunuz ama İP’li Erozan düşünüyor.
Bakanlık dışından atanmış büyükelçilere yönelik “gün olur devran döner” sözleri de ibretlik. Kim bunlar? Misal Metin Feyzioğlu. Elçilik görevi ile ilgili ne gibi bir kusuru olmuş, devleti ne tür bir zarara uğratmış ki devran dönüyor da Feyzioğlu’ndan hesap soruluyor?
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde Hariciye kadroları dışından atanmış sayısız büyükelçi var. Erozan’ın yasalara da teamüle de uygun olan bir işi kan davasına dönüştürmesinin sebebi ne olabilir dersiniz? Monşer tutuculuğu mu yoksa Batı aşkı mı, siz karar verin.
AYDINLIK
Yorumlar9