Kıbrıs kuşatmayı yardı

  • GİRİŞ04.05.2025 09:08
  • GÜNCELLEME04.05.2025 09:08

Yirmi gün arayla ikinci kez Kıbrıs’tayız. Nisan ortasında, bir turizm toplantısı için geldiğimizde hemen hepimizin kafası biraz karışıktı.

Birkaç sebepten ötürü…

SON BİR AYIN ARKA PLANI

Birincisi, AB ile Kazakistan, Türkmenistan, Tacikistan, Kırgızistan ve Özbekistan arasında Semerkant’ta düzenlenen zirve toplantısının sonuç bildirgesinde, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 541 ve 550 sayılı kararlarının tanındığını söyleyen bir maddenin yer almasıydı. Söz konusu Güvenlik Konseyi kararları, Kuzey’deki Türk varlığını işgal olarak niteliyor, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) kuruluşunu kınıyor ve bu kararın geri alınmasını istiyor.

Daha beteri, bu beş ülke ile Güney Kıbrıs Rum Yönetimi arasında resmi diplomatik temasların başlamış olmasıydı. Kazakistan, Rum kesiminde elçilik açmış, diğerleri de Roma Büyükelçilikleri üzerinden Güney ile ilişki başlatmıştı. Geçtiğimiz yıl Ersin Tatar’ı Bişkek’teki toplantıya davet eden ve KKTC’nin gözlemci üye statüsünü onaylayan Türk Devletleri Teşkilatına üye ülkelerin şimdi böyle bir karara imza atması hepimizde soğuk duş etkisi yapmıştı.

Tedirginliğimizin ikinci sebebi, Nisan ayı başında Yunanistan’da düzenlenen bir askeri tatbikattı. Tatbikata Yunanistan ve Kıbrıs Rum Kesimi ile beraber NATO müttefiklerimiz ABD, İngiltere, Fransa, İtalya ve İspanya katıldı. Bunların dışında, Birleşik Arap Emirlikleri, soykırımcı İsrail ve İslam karşıtı politikaları ile öne çıkan Hindistan da katılımcı idi. Asıl üzücü olan ise katılımcılar arasında önemli dostlarımızdan birinin, Katar’ın da olması idi.

Canımızı sıkan üçüncü konu, ABD - Rum Kesimi ilişkileri ile ilgiliydi. Trump ile beraber ilişkilerimizin iyileşeceğini düşündüğümüz ABD, skandal bir kararla Rum Kesimine yönelik silah ambargosunu kaldırdı, Rumlar ile askeri iş birliği anlaşması yaptı, yetmedi Güney Kıbrıs’ta bir helikopter üssü kurma çalışmalarına başladı.

Son olarak, KKTC’nin kendi içinde bir mesele ortaya çıkmış, bir öğrencinin başörtüsü sebebi ile okula alınmaması -KKTC hükümetinin özgürlüklerden yana tutumuna rağmen- Türkiye - KKTC ilişkilerinde bir kriz başlığı haline getirilmeye çalışılmıştı.

TÜRKLERDEKİ RAHATLIK VE ÖZGÜVEN

Hülasa, 15 Nisan’dan önceki son bir iki hafta, beklenmedik derecede olumsuz gelişmelere sahne olmuştu. Biz de kafamız karışık vaziyette Lefkoşa yolunu tutmuştuk…

Ancak Kıbrıs’a vardığımızda gördüğümüz manzara bambaşka olmuştu.

İnsanlarda bizdeki tedirginlikten eser yoktu.

ABD ve Avrupa’nın tutumu ile ilgili olarak, “zaten hep böylelerdi, şaşırmayın” diyorlardı.

Başörtüsü konusunu siyasi malzeme haline getirmeye çalışan faşist sendikacıların marjinal bir azınlık olduğunu, abartmamak gerektiğini söylüyorlardı.

Türk Cumhuriyetlerinin Rumlar ile yakınlaşması konusunda da rahatlardı. “Şu aşamada tanınmayı beklemek zaten hayalcilik olur, izolasyon hafiflesin yeter” diyorlar ve ekliyorlardı: “Biz Türkiye’nin gücüne güveniyoruz”

KIBRISLILAR HAKLI ÇIKTI

Aradan yirmi gün geçti ve bu kısa süre Kıbrıslıları haklı çıkardı…

Yüzbinlerce insanın ziyaret ettiği, dünyanın en ileri teknolojilerinin ve en iyi silahlarının sergilendiği Teknofest, Kıbrıslı Türklerin gövde gösterisine dönüştü. Türk uçakları, Türk SİHA’ları dört gün boyunca FIR hattı ile oyun oynayıp, dans ettiler.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, festivale bizzat geldi ve herkese anlayacağı dilden cevaplar verdiği bir konuşma yaptı. “KKTC üzerinden oynanmak istenen kirli oyunun farkındayız. Bu oyuna düşmeyecek ve prim vermeyeceğiz.” dedi.

Erdoğan’dan bir gün önce Türk Devletleri Teşkilatı Aksakallılar Heyeti KKTC’de toplanmış, “Kıbrıs Türkünün yanındayız” mesajı yayınlamıştı.

Erdoğan ile aynı kürsüden konuşan KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ise “Federasyon defteri kapanmıştır” dedi.  Muazzam boyutlardaki KKTC Cumhuriyet Yerleşkesinin açılışı da adeta Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin müjdesi gibiydi.

Gerçekten de Kıbrıslıların dediği olmuştu. Türkiye’nin gücü bir kez daha oyunu bozmuştu…

Dönüş yolunda Rum basınına göz gezdirdim…. Adeta ağıt yakacak raddeye gelmişlerdi. Kimi suçlayacaklarını bilemez halde “hayallerimiz suya düştü” diyorlardı.

Devam edeceğiz….

Yorumlar24

  • Eskimalatyalı 1 saat önce Şikayet Et
    Hey maşallah her zaman oyunu bozuyorsunuz ama nedense kaybeden hep biz oluyoruz.
    Cevapla
  • Ayna 1 saat önce Şikayet Et
    Tarihte son 2 ASIR dan buyana türkiye batiyla yakinlasmaya basladigi andan itibaren bircok toprak kayp etti, ve türkiyenin yakinlasma istegi halen devam ediyor, batinin da türkiye yi daha da kücültme plan projeleri devam ediyor, cok basit tüm tarih boyunca yanlislar bugün ortada bakin türk dünyasina hepsi parca parca...ah ah sizler akillanmassiniz
    Cevapla
  • Ayna 1 saat önce Şikayet Et
    Bati kendi aralarinda bir olup beraber olup dünyayi avcunun icine alnasini biliyorda, dogu bunu birtürlü basaramiyor, türkiye RUSYA, CIN, PAKISTAN, IRAN ile tatbikat yapmasi gerekirken malesef gidiyor ve herzaman türkiyenin ALTINI oymaya calisan türkiye yi parca parca parsellemek isteyen batiyla tatbikatlar yapiyor
    Cevapla
  • Ayna 2 saat önce Şikayet Et
    Kibris türkü biliyor da batinin nasil ikiyüzlü oldugunu yüze gülüp SIRTINDAN vurdugunu ama türkiye halen ögrenemedi, ey türkiye batinin ab nin abd nin 3 kurus yatirimlarina fazla güvenip te herseyinizi ortaya dökmeyin, yarin birgün en ufak anlasmazlikta RUSYA ya yaptiklari gibi a dan z ye yaptirim uygulayip herseyinize el koyup gasp ederler
    Cevapla
  • Tuğrul 2 saat önce Şikayet Et
    Herşey görünenden ibaret değil. Görünmeyen veya şimdilik gösterilmeyen alanlarda çok önemli gelişmeler var anlaşılan. Duygusal davranmamak gerek. Birgün mecburen tanıyacaklar KIBRIS TÜRK DEVLETİNİ.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat