Kapitalizmin bebekleri
- GİRİŞ06.05.2025 08:19
- GÜNCELLEME06.05.2025 08:19
Amerikalılar Donald Trump’ın oyuncak bebekler hakkındaki yorumunu konuşuyor. Trump, Çin mallarına konulan %145’lik gümrük vergisinin fiyatları artıracağı eleştirisi üzerine, “Amerikan kız çocuklarının 30 tane oyuncak bebeğe ihtiyacı yok, 2-3 bebek ile de yetinebilirler; 250 tane boyama kalemleri olmasa da olur, 5 tane nelerine yetmiyor.” demişti.
Ardından katıldığı bir TV programında görüşlerini tekrarlayan Trump, “Belki bu bebeklerin fiyatları birkaç dolar zamlanacak ama gümrük vergileri sayesinde sonuçta zengin bir toplum olacağız.” dedi.
İşte bu sözlerden sonra, Trump karşıtlığı ile bilinen Amerikan medya makinesi, “Canavar Trump, şimdi de çocuklarımızın bebeklerine göz dikti” diyerek ayağa kalktı. Zaten fiyatlar Trump’ın sözlerinden çok önce artmaya başlamıştı. En çok satılan Amerikan oyuncağı olarak bilinen Barbie bebeklerin fiyatı 15 dolardan 29-30 dolara çıkmıştı. Üretimini yaklaşık 40 yıldır Çin’de yapan şirket “ABD içinde 40 milyon dolarlık bir fabrika yatırımı planlıyoruz ama fabrika devreye girene kadar bize gümrük vergilerinde istisna tanınmalı, aksi hâlde batarız” şeklinde açıklama yaptı.
Aslında kapitalizmin temel mantığı açısından bakılacak olursa Trump’ın sözleri hayli sorunlu görünüyor. Sonuçta ABD Başkanı, halkına “daha çok para vererek daha az şeye sahip olmayı” öneriyor. Biz bunu, “sınırsız kapitalizm, Amerika’ya bile iyi gelmiyor” diye okuyabiliriz.
Doğrusu, ABD ile Çin arasındaki ticaret ABD’nin aleyhine bir tablo çiziyor. Çin’den yapılan ithalatın önemli bir bölümünü de tüketim ürünleri oluşturuyor. Zaten Çin, genel anlamda dünyadan ham madde ithal edip nihai ürün ihraç eden bir ülke. ABD’nin Çin’e satışında ilk üç ürün ham petrol, işlenmiş petrol ürünleri ve soya fasulyesi. ABD’nin Çin’den yaptığı 439 milyar dolarlık ithalatın aslan payını ise cep telefonu, bilgisayar, elektrikli eşya, oyuncak, incik boncuk vesaire alıyor
Trump, işte bu incik boncuğun ithalatını azaltmak istiyor. “Daha zengin olmanın yolu daha az yabancı ürün tüketmekten ve ihtiyaç fazlasını elemekten geçiyor.” diyor. Trump’ın Hazine Bakanı Scott Bessent de mart ayında “Amerikan rüyası Çin'den gelen ucuz incik boncuğa bağlı değil." demişti. Trump’ın ve Bakan’ın sözleri ABD’nin Çin ile ticaret savaşına kültürel bir boyut da kazandırıyor. Belli ki Trump ile iş başına gelen yeni Amerikan eliti, sadece ABD’nin ticaret yapma biçimini değil, kapitalizmin bazı peşin kabullerini de değiştirmek istiyor.
Fransız filozof Baudrillard, “Modern kapitalizmin en büyük başarısı, mezarlıkları şehrin dışına taşıyıp çevresine yüksek duvarlar örmesidir.” der. Bu şekilde, ölüm düşüncesi toplum yaşamından çıkarılmış, insanlar “hiç ölmeyecekmiş gibi” tüketebilir hâle gelmiştir. Kapitalizm karşıtı hareketler bu eleştirel bakışa yabancı değiller ve ellerine fırsat geçse tüketim toplumunu kökten yıkacaklarını gizlemiyorlar. Ancak Trump gibi “dibine kadar kapitalist” birinin ağzından böylesi fikirleri duymak hayli şaşırtıcı.
Trump, bu tavrı ile acaba sadece Çin’den gelen ürünleri mi hedefliyor yoksa Amerikan ailelerinin bu kadar çok öteberiye sahip olmasını gerçekten olumsuz bir şey olarak mı görüyor? Bunu önümüzdeki günlerde “Yeni Amerika’nın” kültür politikaları netleştikçe daha iyi göreceğiz.
Bizim çıkarmamız derse gelince…
ABD, kültürel olarak tamamen kendine ait olan “oyuncakları” bile sırf Çin’de üretildiği için bir sömürü aracı olarak görüyor. Biz ise Amerika’da tasarlanıp Çin’de üretilen oyuncakları çocuklarımıza üçer beşer satın almakta hâlâ bir sakınca görmüyoruz…
Diriliş Postası
Yorumlar4