Onlar üzülmesin de kim üzülsün?
- GİRİŞ13.05.2025 08:59
- GÜNCELLEME13.05.2025 08:59
PKK silah bıraktı; silah bırakmakla kalmadı, kendini feshettiğini duyurdu.
Vatandaşa hâkim olan hava olumlu. Herkes yaşanan süreçten memnun ve gelecekten umutlu.
Nasıl olmasınlar ki… 40 yılı aşkın süredir devam eden, 100 binden fazla insanın canına ve akılalmaz derecede büyük paraya mal olan bölücü terör sona eriyor… Türkiye’nin önünde bambaşka bir dönem açılıyor.
Ancak bu işe sevinemeyenler de var… Sakın ha Kürtlerden söz ettiğimi sanmayın, onlar mutlular, Diyarbakır’da halay çekip kutlama yapıyorlar. Mutsuz olanlar PKK’ya bel bağlayanlar…
Muhalefetin kanallarında suratlarından düşen bin parça, babaları ölmüş gibi veriyorlar haberi…
Sorulduğunda “Hı hı öyle mi ya; öyledir tabii” diye dudak büküyorlar…
PKK silah bırakacakmış… Hay Allah!
Hatta kendini feshetmiş… Olacak iş mi?
Bundan sonra bölücü terör olmayacakmış… Vah vah vah!
Devlet Bahçeli’nin 22 Ekim’deki çağrısından beri her türlü olumsuz dedikoduyu çıkardılar.
Asla olmaz dediler.
PKK bu işten vazgeçmez dediler.
PKK vazgeçse ABD izin vermez dediler.
O izin verse Almanya koymaz dediler…
Bu dedikodular tutmayınca ağız değiştirdiler…
Karşılığında ne verdiniz dediler.
Türkiye’yi böleceksiniz dediler.
Bunlar da olmayınca toplumun hassasiyetlerini kaşımayı denediler…
Apo’ya saray yapılıyor dediler.
Bese Hozat milletvekili olacak dediler.
Teröristlere bedava arazi ve iş verilecek dediler.
Anayasa’nın değişmez maddeleri değişecek dediler.
İçlerinden “devlet size tuzak kuruyor, sakın ha bırakmayın silahları” diye PKK’ya çağrı yapan bile oldu…
Çünkü samimi değillerdi. Sabah akşam teröre karşıyız diyorlardı, içlerinden bazıları en milliyetçi nutukları çekiyordu ama PKK’nın varlığından güç aldıklarını bal gibi biliyorlardı.
Pusuya yatmış, Türkiye’nin terör karşısında acze düşmesini bekliyorlardı.
Her kritik dönemeçte siyasetin arka kapısından teröristler ile kirli pazarlıklar yapıyorlardı.
Kandil’deki elebaşları toplandı “Yerel seçimde CHP’nin falan adayını destekliyoruz” diye açıklama yaptı da içlerinden biri çıkıp “Hadi oradan, siz kimsiniz!” demedi…
Örgütün silahı, onların da silahıydı.
Örgütün gücü onların gücüydü.
Çünkü ipleri aynı merkeze bağlıydı.
Talimatları aynı başkentlerden; Londra’dan, Washington’dan, Berlin’den alıyorlardı.
Şimdi büyük siyasi aparatları ellerinden gidiyor. Ne “insan hakları bahanesi” ile Türkiye’yi Batılıların önüne atabilecekler ne de halka şantaj yapabilecekler.
Hayatında bir kez olsun şehit evi ziyaret etmemiş, bir şehit babası ile bir kez olsun saf tutmamış adamların ucuz bayrak-vatan edebiyatı sona eriyor artık.
Onlar üzülmesin de kim üzülsün?
Diriliş Postası
Yorumlar1