Başka bir dünya mümkün mü?

  • GİRİŞ01.06.2025 09:05
  • GÜNCELLEME02.06.2025 09:26

Almanya’nın eski dışişleri bakanı Annalena Baerbock, katıldığı bir TV programında amuda kalkıp elleri üzerinde yürürmüş… Alkış kıyamet gırla gitsin
Kendisi İsrail’i ve Ukrayna’yı destekleyen çok katı tutumu ile biliniyordu. Bir de -ne demekse artık- “feminist dış politika” yaptığını iddia ediyordu. Şimdi ise böyle hokkabazlıklar yaparak genç yaşta gelen emekliliğin tadını çıkarıyor.

Baerbock, son yıllarda Batılı ülkelerin yönetim kademelerinde gördüğümüz “tuhaf” tiplerden sadece biri. Ona benzer “anlaşılması zor” figürler hemen her yerde yükselişte.
Sorunca, “kalıplar yıkılıyor, siyasete çeşitlilik ve özgürlük geliyor” diyorlar ama, yıkılanın sadece “bazı kalıplar” olmadığı, asgari bilgeliğin, siyasi sezginin, yeteneğin ve karizmanın da siyaset alanını çoktan terk ettiği anlaşılıyor.

ONLAR EĞLENMESİN DE KİM EĞLENSİN?

Bayan Bearbock’ın canlı yayında amuda kalkmasını “tatlı bir eğlence” olarak yorumlamak da mümkün. Evet, eğlence anlayışları biraz düz olsa da Batılılar, eğlenmeyi seven insanlar. Sonuçta dünyanın balını yiyorlar, onlar eğlenmesin de kim eğlensin? 
Alın size birkaç rakam…

Dünyadaki toplam refahın %66’sını Batılılar alıyor. Nüfusları ise dünyanın sadece %14’ü. Batı, emperyalist dönemin başında kaba yağma ile elde ettiği serveti bugün başka usuller ile çoğaltmaya devam ediyor. Dünyadaki en büyük 147 şirket toplam tüm dünyanın parasal değerinin %40’ını kontrol ediyor. Bu şirketlerin neredeyse tamamı Batılılara ait.

Daha önemlisi ise finans kapital, yani bankacılık sermayesi. Dünyanın en büyük yüz bankasının elinde bulunan 116 trilyon dolarlık varlığın %70’i batılılara ait. Bu bankaların ve fon şirketlerinin arkasında istedikleri kadar para basabilen ABD ve Avrupa merkez bankaları var. Çok düşük bir maliyetle ürettikleri kağıtları dünyanın her yerine  ihraç edip karşılığında faiz alıyorlar. Bu faiz, milyarlarca insanın alın teri ve emeğinin çalınmasından başka bir şey değil.

Siyonistler ile ortaklaşa kurulan faiz düzeni, uluslararası sistemde Batıyı o denli avantajlı bir konuma getiriyor ki şimdi fişi çekip elli yıl boyunca hiçbir şey üretmeseler bile dünyanın en zengini yine batılılar olurdu.

KAPİTALİZME RAĞMEN…

Bu matematik çok önemli bir başka gerçeği gösteriyor: Batının cenderesinden kurtulmak isteyen ulusların, onların kurduğu sisteminin içinde kalarak yol alması zor bir iş. Çünkü kapitalist modelin olmazsa olmazı faiz ve faiz, asıl işlevi gelişmekte olan ülkeleri yoksulluğa mahkum etmek olan bir kısır döngü. 

Albaraka Forumu’nun İstanbul’da düzenlediği İslami Ekonomisi Zirvesi, tam da bunun için çok önemli. Bu toplantılar ilk bakışta “Bazı zengin bankacıların ürün çeşitlendirme girişimleri” gibi gelebilir ama, bir tür “sistemden kopuş potansiyeli” taşıdıklarını da unutmamak gerekir.

Reel sosyalizm bu işi başaramadı. Büyük beklentiler ve iddialar ile çıkılan yolculuk, maalesef başarısız oldu ve geride sadece hayal kırıklığı bıraktı. 

Sosyalizmin hataları çoktu ama, onu eleştirirken kapitalistlerin durduğu yerden bakmamaya özen göstermek lazım. Çünkü dünyada hiçbir sistem, kapitalist Batı medeniyeti kadar insanlığa zarar vermedi. Hatta, sosyalizmin başarısızlığının sebebi de esasen Batı sisteminin içinden çıkmış olmasında aranabilir.

Sosyalizm, kapitalizme karşı bir alternatif arayışı olması sebebi ile saygıyı hak eder. Ancak içinden çıktığı Batı sistemini değerler anlamında mahkum etmeyi, alternatif bir değerler sistemi kurmayı, özcesi “yeni, erdemli insanı” üretmeyi başaramamıştır. 

Bugün Türkiye, büyük oranda kapitalist sisteme hapsolmuş durumda. Alternatif modellerin ekonomimizdeki varlığı yok denecek kadar düşük. Son yirmi yılda pek çok alanda ilerlemeler kaydettik ama, bunların tamamı kapitalizmin dinamikleri ile ve “kapitalizme rağmen” gerçekleşti. Ülkeyi yöneten irade, “küresel efendilerin” biçtiği elbiseyi zorlama cesareti göstermeseydi hiçbir şey başarılamazdı. 

Şimdi önümüzdeki soru şu: Kolları faiz, bağları ise kapitalist değerler sistemi olan bu deli gömleğini tamamen yırtıp atmak mümkün mü?

Ben fakir, Türkiye’nin böylesi bir potansiyel güce sahip olduğunu düşünenlerdenim. Birincisi, Türkiye dünyada eşi benzeri olmayan bir medeniyet birikimini temsil ediyor. İkincisi, kapitalizm Türk halkının değerler sistemi ile uyumlu değil. Türk halkı da bunun farkında. Ben faiz yemem diyen o kadar çok insana rastlıyorum ki. Üstelik bunların arasında dindar olmayan kimseler de var.

İslami finansın ve İslami ticari ilişkilerin Türkiye’ye özgü biçimleri gerçekten de kapitalizmin alternatifi olabilir. Ama öncelikle bizim başka bir dünyanın mümkün olduğuna inanmamız gerekiyor.
 

Gaffar Yakınca / Haber7

Yorumlar38

  • Özgür 1 ay önce Şikayet Et
    O dünya vardı ve yaşandı. Ve aslında hala var. Ama yok olduğuna inanmamız için çok çalıştılar. Bunların ak dediği kara, kara dediği aktır.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Sahin 1 ay önce Şikayet Et
    Altın sistemini yıkıp dolar sistemini kurduktan sonra ülkeler döviz biriktirmek için faiz vermek zounda kaldilar
  • Yörük GURD 1 ay önce Şikayet Et
    Yapmamız gereken tek şey ; değer yargılarımızı koruyup atam bombası yapmaktır.
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • Eda 1 ay önce Şikayet Et
    Evet var ahiret
    Cevapla Toplam 4 beğeni
  • Ahmed 1 ay önce Şikayet Et
    Kolay değil, ama elbette mümkün. Bir çok detay var. En ölümcül detay içimizdeki soysuzların temizlenmesi.
    Cevapla Toplam 8 beğeni
  • Kamil 1 ay önce Şikayet Et
    BRICS üyesi olmalıyız . Gerek Başkan Trump Amerikası , Gerek se AB tarafından Sarı ve Kırmızı kart yemeyecek , sahada kalmayı sağlayacak şekilde politikalar belirlemeliyiz . Avrupa'nın güvenlik bağlamında Türkiye'ye ihtiyaç duyması olumlu bir gelişmedir . ABD'nin ise Türkiye'nin bölgesel güç etkinliğinden dolayı , iyi ilişkileri sürdürmek istemesi de lehimizedir .
    Cevapla Toplam 8 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat