Mazlumların adı yok

  • GİRİŞ13.07.2025 09:04
  • GÜNCELLEME13.07.2025 13:24

Geçtiğimiz Cuma günü Srebrenitsa soykırımının 30. Yıldönümü idi. Sırp çetecilerin 30 yıl önce katlettiği 8.372 silahsız Boşnak, soykırım mezarlığında anıldı.

Anmalara katılanlar arasında Bosna Hersek başkanlık konseyinin Boşnak üyesi de vardı. Hırvat üye anmalarda yer almasa da bir anma mesajı yayınladı. Sırp üye Zeljka Cvijanoviç’in ise her zamanki gibi sesi çıkmadı.

Nedir bu başkanlık konseyi diyecek olursanız….

Savaş yılları her ne kadar geride kalmış olsa da ülkenin siyasi yapısı etnik bölünmüşlük üzerine yükseliyor. Etnik bölünmüşlüğü garantileyen belge, Bosna Hersek’in başına adeta bir deli gömleği gibi geçirilmiş Dayton Anlaşması. Anlaşma, devlet başkanlığını üç üyeli bir konsey olarak tanımlıyor. Konseyin bir üyesi Sırp, bir üyesi Hırvat ve bir üyesi de Boşnak.

Ülke, kağıt üzerinde bütün görünse de fiilen bölünmüş halde. En kötüsü de Sırpların, Boşnaklara yönelik soykırım hakkında zerrece suçluluk duymamaları, aksine bunu bir tür “onur savaşı” olarak görmeleri.

Srebrenitsa belediyesi ırkçı Sırp parti Bağımsız Sosyal Demokrat İttifakına ait. Soykırım anmalarının olduğu günün akşamı, Srebrenitsa meydanında hoparlörlerden Sırpça nefret şarkıları çalınmış. Soykırımın yıldönümünde, ırkçı Sırpları kutsayan ve “Tanrı Sırptır” diyecek kadar ileri giden iğrenç sözler şehrin sokaklarında yankılanmış…

Dünyada işlediği soykırım veya katliam suçundan utanmayan kaç halk var? Emin olun Bosnalı Sırplar yalnız değiller…

En başta işte gözümüzün önünde sürüp giden Gazze soykırımının failleri İsrailliler var.

Sonra dünyanın her coğrafyasında sayısız kitle kırımına imza atmış Amerikalılar.

Sonra Müslümanlara yönelik pogromları ile ünlü Hindu faşistleri…

Ama misal Almanlar, geçen yüzyıl Yahudilere yaptıkları sebebi ile korkunç bir suçluluk duygusu yaşıyorlar. Bu duygu o kadar ağır bir psikoza dönüşmüş ki bugün İsrail’deki faşist rejimin suçlarını dahi göremiyorlar.

Acaba bu fark, Almanlar ile İsrailliler, Sırplar veya Amerikalılar arasındaki bir tutum farkından mı ibarettir?

Yani diyorum ki acaba Almanlar, diğerlerinden daha medeni, daha vicdanlı oldukları için mi kendi suçları ile ilgili böylesine dürüst ve hassaslar?

Diyelim ki öyle…. Peki o zaman aynı Almanlar neden Gazze’de sürmekte olan soykırım ile ilgili tek söz etmiyorlar?

Ya da… Neden aynı Almanlar, 1904 yılında Namibya’da yaptıkları korkunç soykırımın sorumluluğunu kabul etmiyorlar?

Belki de “soykırım suçluluk duygusunda” belirleyici olan fail değil, kurbandır, kim bilir?

Öyle ya bugüne dek dünya üzerinde uluslararası hukuk anlamında SOYKIRIM/JENOSİD sıfatını kazanabilen bir tek Almanların Yahudilere yönelik katliamı var.

Namibya’daki, Kongo’daki, Angola’daki, Habeşistan’daki Afrikalılar kayda değer bulunmuyor.

Ön Asya’daki, Afganistan’daki, Myanmar’daki, Gazze’deki Müslümanlar kayda değer bulunmuyor.

Amerika’daki yerliler kayda değer bulunmuyor…

İnsanlık suçları denilen tasnifler, ancak Yahudiler söz konusu olunca hatırlanıyor.

Duygu Asena, yıllar önce kadının ezilmişliğini anlatmak için yazdığı kitaba “Kadının Adı Yok” ismini vermişti. Gerçekten şu dünyada Müslümanların adı yok, şu zalim dünyada mazlumların adı yok. 

Gaffar Yakınca / Haber7

Yorumlar11

  • Isa 3 saat önce Şikayet Et
    Eline sağlık
    Cevapla
  • Turgut Ersoy 2 gün önce Şikayet Et
    Harika bir yazı olmuş Gaffar bey tebrikler.
    Cevapla Toplam 5 beğeni
  • Zonguldaklı 2 gün önce Şikayet Et
    Maalesef doğru. Müslüman güçlü olmadıkça ve tefrika içinde oldukça da böyle olmaya devam edecek.
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • Yorum 2 gün önce Şikayet Et
    Küfür tek millet dır.
    Cevapla Toplam 5 beğeni
  • Yalçın 2 gün önce Şikayet Et
    Allah razı olsun.kaleminiz kırılmasın.
    Cevapla Toplam 8 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat