Bir milat olarak 2008
- GİRİŞ20.07.2025 09:07
- GÜNCELLEME20.07.2025 09:07
Türkiye’de gündelik yaşamı “2008 öncesi ve sonrası” diye ikiye ayırabiliriz. Çünkü 2008’de 4207 sayılı yasada bazı revizyonlar yapıldı ve günlük yaşamımızda çok büyük bir değişim meydana geldi.
Ne midir 4207? Tütün ürünlerinin zararlarının önlemesi ve kontrolüne dair kanun. Halk arasındaki adı ile “sigara ile mücadele yasası”.
Aslında 1996 yılında çıkarılmış. Ama sigara şirketi lobilerinin baskısı ve devletin tütün ürünlerinden gelir beklentisi, yasayı gerçek bir mücadele için yetersiz, genel geçer maddelerle doldurmuş.
Aynı lobiler, 2008 yılında da devreye giriyorlar. O günlerde yasanın bazı maddeleri çıkmasın diye nasıl mücadele verdiklerini, kimlerle ne gibi ortaklıklar kurduklarını, o dönem Ak Parti içinde yer alan kimi isimleri nasıl “kafaladıklarını” çok iyi biliyorum.
Bir tütün şirketinin üst düzey yöneticisinin, -dönemin başbakanı Erdoğan’ı kast ederek- “akıl alır gibi değil, adamın elinden gelse kapılarımıza kilit vuracak” dediğini hatırlıyorum.
Gerçekten de Erdoğan siyasi ve ekonomik baskılara pes etmedi için 2008 yılında dünyanın en ileri sigara ile mücadele yasasına sahip olduk.
Yasayı engellemeye güçleri yetmeyenler, bu sefer konuyu bir “özgürlük” sorunu gibi gösterip halkı kışkırtmayı, sivil itaatsizlik eylemleri organize ettirmeyi denediler.
Memleketimizin yarım akıllı muhalifleri, sigara içmenin özgürlüğü için akılları sıra eylemler yaptılar, yasak deldiler… Sigara yasaklarına yönelik eylemler, belki de Türkiye’nin ilk akıl dışı muhalif eylemleridir. “Erdoğan, kapalı mekanda çocuğumu sigara dumanı ile zehirlememe izin vermiyor, buna itiraz ediyorum” diyen birilerini düşünün… Gerçekten de herşey bu sigara yasakları ile başladı ve bir süre sonra dünyanın başka bir yerinde akıl sağlığınızın sorgulanmasına yol açacak bir dolu iş Türkiye’de “muhalif itiraz” haline geldi.
2008’deki yasanın en önemli iki konuda getirdiği net yasaktı: Biri, kapalı mekanlarda sigara vb. tütün mamullerinin içilmesi, diğeri ise sigaraya özendirecek reklamlar, tanıtımlar…
Aradan geçen 16 yıl, her iki yasağında çok işe yaradığını, milyonlarca insanın hayatının kurtulduğunu, milyarlarca lira tasarruf ettiğimizi ve en önemlisi yaşam kalitemizin çok yükseldiğini gösteriyor.
2008’den sonra şehirlerarası otobüslerde, devlet dairelerinde, ofislerde, toplu taşıma araçlarında, bekleme salonlarında, dükkanlarda yepyeni bir dönem başladı. Sigara içmeyen insanlar ve çocuklar doğru düzgün nefes alabilir hale geldiler. Ülkenin genel yaşam kalitesi gözle görülür şekilde yükseldi.
Uzun vadede ise sigara kaynaklı hastalıklarda ve ölümlerde rölatif düşüş görüldü. Milyarlarca lira para halkın cebinde kaldı, çoluk çocuğun rızkının yabancı tekellere kaptırılmasının önüne geçildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün kanunun 17. yıl dönümü kapsamında gençlerle buluştu. Erdoğan, konuşmasının başında “Güçlü devletler, hiç şüphesiz güçlü milletlerden oluşur. Güçlü millet olmanın ilk şartlarından biri ise sağlıklı bir toplum yapısına sahip olmaktır.” dedi. Geçen 16 yılda sigaraya karşı kazanılan başarıları anlattı ama mücadelenin hala devam ettiğini söylemeyi de ihmal etmedi.
Gerçekten de mücadele hala devam ediyor…
Sigara yasağını dinlemeyen veya bunu nargile vb. yöntemlerle delen çok fazla mekan var. Özellikle alkollü mekanlar, denetlemeden kaçmanın bir yolunu -her nasılsa-buluyor. Ankara’nın göbeğinde veya İstanbul’un en gözde yerlerinde lokantalarda, eğlence yerlerinde sigara yasağı tanınmıyor.
Kafeler, kanunda yazan ölçülere uymayan sigara içme alanları kuruyor. Sadece üst kısmı açık alanlarda sigara içiliyor. Açılır kapanır cam sistemleri sayesinde kapalı alanlar açıkmış gibi gösteriliyor.
Yasak olmasına rağmen pek çok büfe kaçak elektronik sigara satıyor. Yine yasak olmasına rağmen kapalı mekanlarda elektronik sigara içilmesine izin veriliyor. Demek ki sınırlarımızdan veya gümrük kapılarımızdan Türkiye’ye harıl harıl kaçak elektronik sigara giriyor.
Kamusal açık alanlarda ve parklarda sigara içilmesi hala yasak değil. Çay bahçeler, lokanta bahçeleri sigara dumanından oturulmaz halde. Oysa gelişmiş ülkeler çoktan yasakladılar bile. Dünyadaki prensip belli: Sigara sadece tahsis edilmiş özel alanlarda içilebilir. Açık hava olması sigara içilmesi için gerekçe olamaz. Çünkü insanlar açık havada da dumandan etkileniyor.
Bunların hepsi teknik eksiklikler, hepsi bir şekilde giderilebilir. Ancak insanların -özellikle de okumuş kesimin- zihniyeti nasıl değişir onu bilmiyorum. Hala bugün bile sigarayı kişiliğe dair bir seçim veya bir özgürlük gibi gören çok sayıda insan var. Hepsi her şeyi gayet iyi biliyor ama, şımarıklıkları yüzünden sigarayı savunmaya devam ediyorlar. Kimse kusura bakmasın, bu “okumuş cahiller ordusu” için sıradan eğitim falan bir işe yaramıyor, bunların “ıslah edilmesi” gerekiyor.
Erdoğan’ın bu ülkeye çok hizmeti oldu. Her biri tarih boyunca anılacak… Ama en büyük hizmeti nedir diye soracak olursanız ben, sigara belasına karşı kazandığı zafer derim.
Gaffar Yakınca / Haber7
Yorumlar14