Sire bize ne öğretti?
- GİRİŞ23.07.2025 08:45
- GÜNCELLEME24.07.2025 09:06
Yunanistan’ın Sire (Sinoz) adasına yanaşan kruz gemisindeki İsrailli turistler karaya çıkamadılar… Sire halkı buna izin vermedi.
Limanda toplanan kalabalık ellerinde Filistin bayrakları ile “Bebek katili İsrail, Siyonistler defolun” diye sloganlar atıyor.
Başlarda geminin güvertelerinden aşağılık bir Siyonist şarkı ile cevap veren İsralli güruh, işlerin “tahmin ettikleri” gibi gitmediğini anlayınca sus pus oluyor.
Gemi bir süre liman girişinde bekledikten sonra geldiği gibi defolup gidiyor.
DÜNYA İSRAİL’İN HİZMETİNDE!
Peki nedir “tahmin ettikleri?”
Filistin’de çoluk çocuk demeden öldürdükten sonra evlerinin lavabosunda ellerindeki kanı yıkayıp canlarının istediği uçağa, tekneye binebilir, canlarının istediği ülkeye gidebilirler.
Tüm Batı ülkelerinde, halk ne kadar tepki verirse versin, tüm protestolara rağmen istedikleri gibi gezip tozabilirler.
İstedikleri gibi ırkçı sloganlar atabilirler
İstedikleri gibi nefret suçu işleyebilir, o ülkenin vatandaşlarına, insanların evlerine iş yerlerine saldırabilirler.
Kimse de onlara, -bırakın soykırımcı katil olduklarını- “gözünün üstünde kaş var” bile diyemez…
Çünkü tüm Batı ülkeleri İsrail’in uşağı olmuş durumdadır. Paranın ve uluslararası tefecilik lobisinin esiri haline gelmiş hükümetler, polisleri ile askerleri ile İsrail’in hizmetindedir. Bunun için İsrail’i protesto etmeye kalkan vatandaşlar bedelini ağır biçimde öderler.
İşte bakın daha geçen gün Almanya’da seksen yaşında insanları evlerini basarak tutukladılar, 13 yaşındaki çocukları kelepçe ile sürüklediler…
Evet, dünya hükümetleri İsrail’in esiri durumundadır…. Esir olmayacak kadar zengin veya güçlü olanlar ise… Trump gibi “geçmişte işlediği bazı günahların” esiridir!
Sonuçta İsrailliler, dünyanın en şımarık milleti haline gelmiştir.
Dedim ya, ellerindeki çocuk kanına rağmen dünyanın her yerinde birinci sınıf insan muamelesi görürler.
SİRE: PARA MI ONUR MU?
İşte Sire’deki eylem, tam da bunun için çok önemli…
Sire, kabaca 20 bin nüfuslu küçük bir ada. Bütün geliri turizmden…
Yani gemiden inecek İsrailliler, deyim yerinde ise adanın “veli nimeti”. Adanın bütün dükkanları, lokantaları, kahveleri bu adamları, daha doğrusu turistleri bekliyor.
İşte Sire halkının güzelliği de burada gizli… Halk, gelir kaybedecek olmasına rağmen soykırımcı ülkenin parasını istemiyor. Defolup gidin diyor.
İnsanlık onuru için paradan, hatta geçiminden vazgeçiyor.
Şimdi eğri oturup doğru konuşalım….
Türkiye’nin herhangi bir kıyı kentinde böylesi bir eylem düzenlense, ticaret erbabı veya esnaf nasıl davranırdı acaba?
Üzülerek söylüyorum, bizde, özellikle kıyıları mesken tutan esnafın paradan başka kıymet verdiği bir değer yok. Hiç şüpheniz olmasın, soykırımcı ülkenin turistlerine karşı oluşabilecek bir eylemde -istisnalar bir yana- önce eylemi kırmak isteyecek, sonra da “öldük bittik mahvolduk batıyoruz” diyerek devletten teşvik, yardım, af vs. dileneceklerdir.
Sire halkı bize ahlak ile para arasında ince bir denge olduğunu, gerilim durumunda paranın değil ahlakın seçilmesi gerektiğini gösteriyor. Özellikle de turizmcilerimiz için ne güzel bir ders!
FİLİSTİN GÜZELLİĞİ
Evvelki hafta benzer bir haber de İspanya’nın Malaga kentinden gelmişti. Bir lokanta işletmecisi, İsrailli turistleri “size yemek yok” diyerek mekanından kovmuştu.
Vicdanlı lokantacının bu tavrı internette çok iltifat aldı, muazzam bir beğeni dalgası oluştu.
Sonuç: Adamcağız şimdi siparişlere yetişemiyor. Müşteriler, aylar sonraya rezervasyon yaptırabiliyor…
Demek ki dünyada hala halkın gücü hükümetlerin sansüründen, baskısından öndedir.
Demek ki Filistin’i desteklemek ayıp değil, aksine bir insanlık ödevidir ve er ya da geç mükafatını bulur.
Gaffar Yakınca / Haber7
Yorumlar34