Yıllar önce Portekiz’de tanıştığım mavi-kan bir Avusturyalı için defterime şöyle bir not düşmüşüm: “Ahlaklı olamayacak denli terbiyeli birisi.”

ABD’nin Ankara Büyükelçisi Tom Barack’ın Lübnan’daki halleri, aklıma bu notu getirdi.

Beyefendi soru sormak için birbiriyle yarışan Lübnanlı gazetecileri görünce coşa gelmiş….

“Medeni insanlar gibi davranmazsanız basın toplantısını bitiririm, hayvanlık etmeyin, medeni davranın” diye ayar veriyor.

Yetmiyor, “bu bölgesinin sorunu da hayvan gibi davranmak değil mi zaten” diyerek içindeki zehri kusuyor…

Kendisi Lübnan kökenli bir aileye mensup. Kapitalizmin göbeğinde paraya ulaşmanın güzel yollarından birini bulmuş. Şansı yaver gitmiş, Trump ile yakınlığı onu devlet katlarına da taşımış. Tüm sonradan görmeler gibi kaba, tüm sonradan görmeler gibi küstah, tüm “olmamış adamlar” gibi kibirli…

Ancak tabi asıl sorun Barack Efendi’nin şahsiyeti ile ilgili değil… Bu, Batı’nın iki yüzyıldır Doğu’ya bakışıdır: “Doğulular, insan ile hayvan arasındaki aşağılık bir türdür, onlara buna göre davranmalıdır...”

Batılının kafasındaki insan - hayvan diktomisi, terbiyeye dayanır. Yani isanlık, iyi davranışlar ile, kibarlık ile, karizmatik olmakla  ilgili bir şeydir. O nezih görüntünün arkasında gerçekten bir ahlak var mı, gerçek bir iyilik gerçek bir insanlık var mı? Bu önemli soru her zaman es geçilir….

Amerika’nın işgaller ile çula çevirdiği, yağmaladığı, her türlü insanlık dışı müdahaleyi tatbik ettiği bir coğrafya… ABD, bu coğrafyada ahlaksızlığın rekorunu kırmış, alçaklığın dibine vurmuş.

Ama aynı ABD’nin memuru, bölgenin en çok bedel ödemiş şehrine gidip “hayvanlaşmayın” diye talimat verebiliyor!

İki yüz kilometre ötede, Gazze’de bebekleri katledenler hayvanlık yapmıyor… Soykırımcı alçaklara destek verenler hayvanlık yapmıyor…. Ama Lübnanlı gazeteciler, sırf soru sormakta yarıştıkları için hayvan oluyor öyle mi?

Doğrusu, aşırı kibarlık, aşırı terbiyelilik, aşırı nezaket veya başka bir deyişle “medeniyet takıntısı”, ahlaksızlığı gizlemek için en iyi örtülerden biridir. Bunlar üzerinden ahlak -veya terbiye- dersi vermeye kalkanların, mutlaka üzerini örtmeye çalıştıkları daha büyük günahları vardır… Emin olabilirsiniz.

GIDA GÜVENLİĞİ

Hollanda’dan İstanbul’a gelen bir baba ve iki kız evladı maalesef büyük bir trajedinin konusu oldular. İki çocuk yaşamını yitirdi babaları ise yoğun bakımda. Konunun tavuk dönerle ilgili bir zehirlenme vakası olduğu söyleniyor. Kızlar ve babaları akşam tavuk döner yemişler ve rahatsızlanıp hastaneye kaldırılmışlar. Adam kurtulmuş ama, çocuklar maalesef hayatını kaybetmiş.

Gıda güvenliği konusunun hızla bir milli güvenlik sorunu haline geldiğini görmek zorundayız. Bu tip olaylar, artık münferiden değerlendirilemeyecek şeyler. Ticaret bakanlığı tarım bakanlığı veya yetkili her kimse, denetimlerin dozunu arttırmak ve  en şiddetli yaptırımlar konusunda ısrar etmek zorunda.

NAKİT ÖNEMLİ

İsviçre parlamentosu insanların “nakit kullanım hakkını” güvence altına alan bir anayasa maddesini oyladı ve kabul etti. Dünyadaki ekonomi yönetimlerinin neredeyse tamamı nakit paraya savaş açmış durumdalar. Böylesi bir konjonktürde İsviçre’nin tam tersi yönde tavır alması çok önemli…

Biz de benzer bir yasal güvence için talep eden tarafta olmak zorundayız.

Gaffar Yakınca / Haber7