Sıfır atık… Çevreden daha fazlası
- GİRİŞ21.12.2025 08:52
- GÜNCELLEME21.12.2025 14:17
Muğla’daydım. Dünyanın en güzel denizi Ege’nin kıyısında…
Anlatmama gerek yok hepiniz biliyorsunuz, bizim tabirimizle “Adalar Denizi”, insanoğluna yeryüzünde bahşedilmiş bir armağan gibidir. Yemyeşil yamaçların dibinde kıvrım kıvrım dizilen koylar ve karşı kıyıdan onlara bakan yüzlerce ada… Deniz, bunların arasında hiç bitmeyecek bir mavilik halinde uzanır.
Ve ta İlyada’dan beri, bağrında hiç bitmeyecek öyküleri taşır…
Benim favorim aşk öyküleri. Paris ile Helen, Çakır gözlü Gülsüm ile Halil, Halikarnas Balıkçısı’nın umut dolu öyküleri veya Papadiamantis’in yazdığı denizci aşkları…
Ancak artık eski aşklara pek rastlanmıyor Ege’de. Çağ, her şeyi kirlettiği gibi duyguları da kirletiyor, yok ediyor.
Aşkın da diğer duygular gibi yaşadığımız dünya ve onun maddi koşulları ile şekillendiğini düşünenlerdenim.
Balık kalmadıysa, balıkçı kalmaz… Balıkçı kalmayınca mavi deniz, büyük aşk öyküleri de kalmaz… Hepsi bu denli basit işte.
Sıfır Atık dedikleri şey de işte bunun için önemli.
İlyada’nın, Halikarnas Balıkçısı’nın, Papadiamantis’in, geçmişte kalan hatıralar gibi değil, bugünün gerçekliği olarak okunabilmesi için “maddi koşullarının” korunması gerekiyor.
Maddi koşulların… Yani tertemiz bir denizin ve doğanın, o denizde yüzen tertemiz balıkların.
Sıfır Atık düşüncesi aslında tam olarak böylesi insani bir arayışın güvencesi olmak istiyor.
Türkiye’nin “first lady’si” Emine Erdoğan’ın öncülük ettiği proje, önce Birleşmiş Milletler'de onaylanıyor ardından tüm dünyanın ortak hedefi haline geliyor. 190’dan fazla ülke Türkiye’nin sıfır atık inisiyatifine katılıyor.
Öyle sanıyorum ki bu, Türkiye’nin diplomasi alanında elde ettiği en büyük başarılardan biridir.

Başarının arkasındaki en önemli iki aktör. Biri Emine Erdoğan, diğer ise onun öncülüğü ile kurulan Sıfır Atık Vakfı.

Muğla’daki organizasyon da Sıfır Atık Vakfı'nın bir işi idi. Şehirdeki bürokrasiden en genç öğrencilere kadar herkesin sıfır atık fikrini benimsediğini gördük. Mükemmel çalışmaları gördükçe hem Adalar Denizi hem Türkiye hem de tüm Dünya için sevindik.

Ancak asıl sürpriz İstanbul’a dönüş yolunda karşıma çıktı.
Uçakta Sıfır Atık Vakfı'nda çalışan iki uzmanla yan yana oturdum. Yol boyunca uzun uzun sohbet etme imkanımız oldu. Bu gencecik insanların bakış açılarındaki sadelik ve yaptıkları işin önemine dair şuurları beni etkiledi. Sorduğum sorulara aldığım yanıtlar gerçekten çok bilgece idi.

Evet, Sıfır Atık Vakfı, sadece çevre sorularına ve iklim değişikliğine dair değil, aynı zamanda gelecek neslin kalitesine dair de bir dönüşümün öncüsü oluyor.

Gaffar Yakınca / Haber7
Yorumlar5