Bir türlü açılamayan tartışma

  • GİRİŞ27.12.2014 11:49
  • GÜNCELLEME28.12.2014 09:28

Bu kavramlar etrafında saflaşıyor, birleşiyor, kavga edip duruyoruz. Gün geçmiyor ki ortalık “Hükümet PKK’ya özerklik sözü vermiş” ya da “PKK özerklik olmazsa olmaz demiş” gibi haberlerle karışmasın. 
Ne var ki, hiç gündemden düşmeyen bu tartışma, aynı zamanda hiç ama hiç açılmıyor, derinleşmiyor ve gerçek bir tartışmaya dönüşmüyor. 
Taraftar olanlar var; karşı olanlar var; başka bir şey de yok! 

Ben, “taraftarım” ya da “karşıyım” diye pozisyon alan birçok insanın bile, mesela çok sözü edilen Avrupa Yerel Yönetim Özerklik Şartı’nda Türkiye’nin hangi maddelere muhalefet şerhi koyduğunu bildiğinden bile emin değilim. 

Oysa bizim çoktan “taraftar” ya da “karşıt” olmak gibi kaba saba pozisyonlardan kurtulmuş olmamız; herkesin bu kavramlardan ne anladığını, neye karşı, neye taraftar olduğunu ortaya koymuş olması gerekirdi. 

Bu olsaydı, belki de bugün yerel yönetimlerin güçlendirilmesi ya da özerklik kavramlarından ödü kopan birçok insan, “bunda da bir şey yokmuş canım” diyecekti. 

Mesela, Belediye teşkilatının ihtiyacı olan bütün birimleri Belediye Meclisi kararıyla kurması ve gerekli eleman alımını yapması; Merkez tarafından norm kadro belirlenmesi usulüne son verilmesi… Ya da, belediye başkanlarının İçişleri Bakanı tarafından görevden el çektirilmesinin mümkün olmaması... Ya da, yerel yönetimlere uluslararası yerel yönetim  birliklerine katılma hakkı verilmesi… Yerel yönetimlerin istikrarlı finansman mekanizlamalarına sahip olmasının güvenceye alınması; Belediye Meclisi kararıyla bazı yerel vergiler konulabilmesi… Eğitimde yerel yönetimlere önemli yetkiler tanınması, hatta eğitimin yerel yönetimlere devredilmesi… Bölgedeki iç güvenlik güçlerinin yerel yönetimlere bağlanması… Ve benzerleri… 

Kim, bu somut konularda ne düşünüyor? Bunların hangisine hangi gerekçeyle karşı, hangisinden yana? Ya da başka neler öneriyor? Bilmiyoruz. 
Oysa artık genel bir kavram tartışmasını bırakıp bu gibi alt başlıkları açmak ve konuşmak zorundayız.  

Ne güçlendirilmiş yerel yönetim dediğimiz şey, ne de özerklik ya da federasyon denen şey tek tip değil. Dünyanın her yerindeki uygulamalar  birbirinden çok farklılık gösteriyor. Biz de kendi tartışmamızı yapıp kendi ihtiyaçlarımıza uygun bir model yaratmak durumundayız. Ama bunu içi doldurulmamış kavramları birbirine tokuşturup durarak yapamayız. 

Biliyoruz ki yerel yönetimlerin güçlendirilmesi dediğimizde sadece belli bir bölgeyi değil, bütün Türkiye’yi kastediyoruz. Dolayısıyla bu konuyu sadece Kürtlerle değil, bütün Türkiye olarak tartışacağız. Yine biliyoruz ki, yerel yönetimlerin güçlendirilmesine CHP de oldukça yakın duruyor. Dolayısıyla bu konu iktidarla muhalefet arasında neredeyse örneğini hiç yaşamadığımız  verimli bir işbirliğinin konusu olabilir ve bu tek başına çok değerli bir şeydir. 

yazının devamı için tıklayınız

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat