Koalisyona bir şans

  • GİRİŞ09.07.2015 10:17
  • GÜNCELLEME09.07.2015 10:17

7 Haziran’dan bu yana geçen süre içinde oy tercihlerini ciddi olarak değiştirecek bir şey yaşanmadığına göre sandıktan üç aşağı beş yukarı aynı sonuçlar çıkar. AK Parti oylarında bir-iki puanlık bir yükseliş olur belki ama bu da tek başına hükümet kurmaya yetmez. Buna karşılık, bir kere daha sandık başına gidip yeniden bir koalisyon tablosuyla karşı karşıya kalmanın, seçmenlerde bir bıkkınlık, karamsarlık ve sandığa inançsızlık oluşacağını da dikkate almak gerekir. 

Sonuç olarak benim kanaatim, erken seçimin iyi bir fikir olmadığı, Meclis’in bu tablodan bir koalisyon çıkarmak için elinden geleni yapması gerektiği yönünde. 

Bu noktada, seçenekler ikiye inmiş durumda. Hatta, Bahçeli’nin son günlerdeki keskinleşen söylemine bakılırsa bire indiği bile söylenebilir: AK Parti- CHP koalisyonu... 

Meseleye taban uyumu ve geçişkenliği açısından bakanlar, AK Parti ve CHP tabanı arasındaki tarihi zıtlığın ve uyuşmazlığın böyle bir koalisyonu neredeyse imkânsız hale getirdiğini söylüyorlar. 

Bu değerlendirmede elbette doğruluk payı var. Ama ben en azından AK Parti tabanında bir değil iki farklı eğilim olduğunu, çoğu kere de bu iki eğilimin iç içe yaşandığını düşünenlerdenim. 

AK Parti tabanı 2002’den beri süregelen düşmanlıktan, tehdit olarak görülmekten yorulmuş bir halde. Artık siyasetteki bu aşırı gerginliğin yumuşamasını ve kendini güvende hissettiği daha huzurlu günlerin gelmesini istiyor. Bunun bir yolunun da AK Parti’nin kendi dışındaki bazı güçlerle birleşmesi ve etrafındaki kuşatmayı yarması olduğunun farkında. O yüzden de, CHP’ye duyduğu antipatiye rağmen, bir AK Parti- CHP koalisyonunun yıllardır Türkiye’nin havasını zehirleyen kutuplaşmanın ve düşmanlaşmanın ilacı olacağını düşünebilir ve sanılandan daha büyük oranda destek verebilir. 
Arkasında yüzde 65’lik bir halk desteği olan böyle bir koalisyon için, Kürt sorunuyla ilgili kalan bazı reformları yapmak ve hatta eğer işler iyi giderse özlenen yeni anayasayı gerçekleştirmek bile mümkün olabilir. 

Doğrusu bu noktada da CHP’ye karşı yoğun güvensizlikler var ve bunların haklı sebepleri var. 

CHP’nin geçen dönemde anayasa değişikliğine tıkaç olduğunu biliyoruz. Ama unutmamalıyız ki, CHP seçim öncesi söylemiyle, yarattığı havayla, verdiği sözlerle kendini bağlamış durumda. Koalisyon ortağı olduktan sonra farklı bir şekilde davranırsa çok yoğun bir toplumsal baskıyla karşı karşıya kalacağının da farkında. 

Öte yandan, Türkiye’nin dış politikada yapması gereken revizyonlar açısından bakıldığında da AK Parti-CHP koalisyonunun belli kolaylıklar sağlayabileceğini düşünebiliriz. 

yazının devamı için tıklayınız

Yorumlar1

  • Oğuz ÇAKIL 10 yıl önce Şikayet Et
    Sizi Bu Mahallede Fazla Tutmazlar Hanım Efendi.
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat