Büyük acı ve zamanlama

  • GİRİŞ05.10.2008 08:40
  • GÜNCELLEME05.10.2008 08:40

Orada, sınırın hemen kıyısında, tam beş kez saldırıya uğrayan o uğursuz karakolda ölümle iç içe görev yapan ve işte sonunda ölümle buluşan çocuklarımızın resimlerine baktım tek tek... Kocaman bir erkek gibi görünmeye çalışan çocuk yüzlerine baktım. Annelerini babalarının yerine koydum kendimi... Çıldıracak gibi oldum.

Evet, milletçe yas tutmalıyız. O annelerin babaların yasına ortak olmalı, acımızı ortaya dökerek, birbirimize aktararak, yeniden ve yeniden paylaşarak dayanılabilir kılmalıyız. Ama bir yandan da bu saldırının zamanlamasını düşünmeliyiz.

Zira PKK ya da onu yönlendiren kimileri (bu yazı boyunca yönlendirenler hatırlatmasını hep yapacağım) çocuklarımızın canları üzerinden siyaset yapıyor. Bu tip saldırıların zamanlaması onun izlediği siyaseti ortaya koyuyor.

PKK'nın ya da onu yönlendirenlerin siyasetini, ne isteyip neyi istemediğini, neden korktuğunu anlamak için bu saldırıların zamanlamasına bakmalıyız. Baktığımızda neler görüyoruz? Birincisi -ve bence en belirleyicisi - bu saldırı DTP Davası'nın karara çok yaklaştığı bir zamanda yapılıyor. PKK-ya da onu yönlendirenler, bu saldırıyla DTP'yi güç duruma düşürmeyi, sıkıştırmayı hedefliyor.

Anayasa Mahkemesi üyelerinin ve bütün toplumun DTP'ye karşı duyduğu kızgınlığı yeniden fitillemeyi hedefliyor. Mahkemeden kapatılma kararının çıkmasını, siyasetin yolunun kapatılmasını, kendi yolunun açılmasını hedefliyor.

İkincisi, bu saldırı Altınova olaylarından hemen sonra yapılıyor. Çünkü Altınova olayları terör örgütüne yıllardır gerçekleştiremediğini gerçekleştirmek için bir umut ışığı gibi görünüyor.

Ege'de ortaya çıkan bu tabloyu tam otuz yıldır Kürt ve Türk halkları arasında yaratamadığı husumetin başlangıcı olarak okuyor ve umutlanıyor. Bu husumetin üstüne üstüne gitme, kanlı saldırılarla Türk halkını daha da tahrik etme, başka yerlerde de Altınova benzeri düşmanlık ateşleri yakma siyaseti güdüyor.

Üçüncüsü bu saldırı tam da Meclis'te sınır ötesi operasyonlar için çıkarılan tezkerenin süresinin uzatılması görüşmeleri sırasında yapılıyor. Çünkü terör örgütü - ve onu yönlendirenlervarlıklarını sürdürebilmek için mücadelenin askeri zeminde kalmasına, savaşın ve şiddetin her türlü uzlaşmacı sesi bastırmasına muhtaçlar. Ve nihayetinde bu saldırı, hükümetin Kuzey Irak'la ilişkileri normalleştirme doğrultusunda önemli adımlar attığı bir dönemde yapılıyor.

Kuzey Irak'ın terör üssü olmaktan çıkması, teröre karşı ortak tavır alınması yönündeki gelişmeler provoke edilmeye çalışılıyor. Bütün bu yumuşama sürecinin bir işe yaramadığı, uluslararası istihbarat işbirliğinin de fos çıktığı fikri yerleştirilerek, Kuzey Irak yönetimiyle yeniden düşmanca bir ilişkiye dönülmesi amaçlanıyor.

Evet, yas tutmalıyız. Evet, bu saldırının zamanlamasına bakarak terör örgütünün- ve yıllardır onu yönlendirenlerin- siyaseti anlamalı ve ona göre siyasetler belirlemeliyiz. Ama aynı zamanda, artık böyle saldırılardan sonra "şehitlerin kanı yerde kalmayacak" hamasetiyle yetinmemeli, bu askeri hezimeti mercek altına almalıyız. 30 yıllık tecrübeye ve bunca tedbire rağmen 300 kişilik ve ağır silahlarla donatılmış bir grubun sınırdan nasıl sızabildiğini askeri yetkililerin bize izah etmesini beklemeliyiz.


Gülay GÖKTÜRK / Bugün

Yorumlar5

  • Oktay Koçak 17 yıl önce Şikayet Et
    genelkurmay tüm detayları açıklamalı. bu saldırının tüm detayları açıklanmalıdır.gündüz vakti bu saldırı nasıl olur nasıl haftada 2-3 kez gelirler.orda bizim kaç askerimiz vardır.sınır güvenliği teknik olarak nasıl sağlanır.askeriye nin içinde ispiyoncu bir yapılanmamı var?vücud teması yok ağır silahlar var ama bizim askerlerin 2 si kayıp nedemek bu rezalet .ne açıklama var ne istifa var.bu millet bunların hesabını mutlaka sorar.
    Cevapla
  • Yavuz Selim 17 yıl önce Şikayet Et
    Hayır yas değil, Hesap Sormalıyız!. Bunu yapanlara, onlarla kucak kucağa olan Ergenekonculara, onların asker içindeki uzantılarına, bu uzantıları yok etmeyen genelkurmaya hesap sormalıyız! Artık ya bunlara hesap sormalı, veya asker almaya son verilmelidir!
    Cevapla
  • serdar taş 17 yıl önce Şikayet Et
    hangi birlik. ne türk islam ne ab hepsi yalan.türki devletler ya rus ya abd yanlısı.abd ve ruslar ne derse o.ab ekonomisi çöken işsizliği artan bir hale geçiyor.zaten adamlarda almamak için 40 yalan atıyor.ergenekoncularda hepsi içerde.ne alaka düzene giriyoruz edebiyatı.küresel krizi yarından itibaren hissedilecekken.ekonomi yüksek faizli borçlanmaya endeksliyken.ne düzelmesi.liboşların ab hayali tamamen hikaye.liboşlar her devrin damı o kadar
    Cevapla
  • tuncay tezel 17 yıl önce Şikayet Et
    Ergenekon işi. Tam Ayvalık olayları ertesi, Kurtlar Vadisi tam yayına girmişken, Türk İslam Birliğine tam hız verilmişken.. İşte Ergenekonun neden hızla bitirilmesi gerektiği burdan anlaşılıyor. DTPnin kapanmasını değil, PKKnın fikri yapısının bitirilmesini istiyoruz biz. PKK hangi fikri yapıyla kan dökebiliyor hunharca? Marksist Leninist ideoloji ile.. İşte Ergenekon bu yapıyı yaşatmaya çalışıyor..
    Cevapla
  • Ali Haydar 17 yıl önce Şikayet Et
    Şehitlerimiz. Yazarımızın beklentisi hepimizin ortak öfkeli beklentisidir.Şehit portrelerini çizen yazarımız gözlerimizi yaşartmıştır.İnanıyorum ki hatalardan gerekli dersler alınıp uygulanmak zorundadır.Hainler mutlaka didik didik araştırılıp bulunmalı gereği neyse yapılmalıdır.Baskının zamanlaması dikkate alındığında hala ihmalkar veya korkak davranılırsa onlar da cezasız kalmamalı.
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat