Kardelenlere dokunmayın
- GİRİŞ15.04.2009 09:25
- GÜNCELLEME15.04.2009 09:25
Ergenekon Davası'nın ünlü-saygın isimlere ulaşmasına yapılan itirazlara baştan beri katılmadım.
Darbe yaparak iktidar düşürmek, Türkiye'nin rejimini değiştirmek gibi ciddi ve kapsamlı bir proje elbette sarı çizmeli mehmet ağalar tarafından gerçekleştirilecek değildi. Bu komplo içinde hem sivil hem asker kesimden önemli-ağırlıklı isimlerin yer almış olması son derece normal...
Böyle bakıldığında, soruşturmanın son dalgasının üniversite-medya çevrelerine uzanmasında da yadırganacak bir şey yok.
Gözaltına alınan kişilerle ilgili iddiaları ve bu iddiaların kanıtlarını henüz bilmediğimiz için tek tek isimler üzerinde spekülasyon yapmak yersiz.
Ama içlerinde bir kişi var ki, savcının elindeki delilleri bilmesek de bizim elimizdeki deliller onun herhangi bir darbe komplosu içinde olamayacağına inanmamız için yeterli...
Türkan Saylan'dan söz ediyorum...
Evet Türkan Saylan yakın geçmişte laiklik adı altında yasakçılığı savundu. Türban yasağının sürmesi için elinden geleni yaptı.
Evet, bu laiklik anlayışı yüzünden Türkiye'deki değişimi, gelişimi anlayamadı.
Ama aynı Türkan Saylan şimdiye kadarki bütün söz ve davranışlarıyla "kurtuluşun" darbeyle olmayacağının bilincinde olduğunu da ortaya koydu; muhalefetini hep demokratik mücadele zemininde yürüttü. Cumhuriyet mitinglerinde aldığı tutumla kendisini darbe heveslilerinden net biçimde ayırmayı bildi, zaten bu yüzden de mitingde konuşması engellendi, darbeciler tarafından dışlandı.
Ben Türkan Saylan'ın söylediğine güveniyorum. Onun kendi deyişiyle darbecilerle "el kadar" bir bağlantısı bile olmadığına inanıyorum. Soruşturma sonunda bunu savcıların da göreceğine ve Saylan'ın hayatının bu zor dönemini "Ergenekon şaibesi" altında yaşamak zorunda kalmayacağına eminim.
Ne var ki meselenin asıl yanı Saylan'ın aklanması değil.
Son gelişmelerin asıl vahim yanı, bu vesile ile Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ve Kardelen Projesi ile ilgili olarak yürütülen karalama kampanyaları, yıpratma çabaları...
Açık söyleyeyim, bu kampanyayı tamamen etik dışı buluyorum.
Neymiş; Türkan Saylan Protestan misyonerliği yapıyormuş!
Neymiş; Kardelen Projesi'yle PKK'ya kalifiye eleman yetiştiriliyormuş. Yetiştirilen kızlar DTP'de bilgisayar işlerinde istihdam ediliyormuş. Şahit de, Kuvva-i Milliye Derneği Başkanı Öztürk ve yine aynı dernekten ayrılan Ayşe Asuman Özdemir...
Bu suçlamanın Fetullah Gülen okulları ve Işık Evleri'yle ilgili olarak yürütülen karalama kampanyasından ne farkı var? Bu okullar ve yurtlar da belli bir tip insan yetiştiriyor diye suçlanmıyor mu yıllardır?
ÇYDD, Kardelen Projesi'yle Anadolu'nun zeki çalışkan ve yoksul genç kızlarına okuma, meslek sahibi olma imkanı sunuyor ve çok da iyi ediyor. Bunu yaparken elbette bu genç kızların dünya görüşünün Dernek'in benimsediği misyon doğrultusunda şekillenmesine de çaba harcıyordur.
Bundan daha meşru bir çalışma olabilir mi?
Kardelen'den burs alan kimi genç kızlar DTP'de çalışıyorsa bundan Çağdaş Yaşam'cılara ne? Sivil toplum kuruluşları bir biçimde bağlantı kurdukları, yardım ettikleri kişilerin hayatlarına ipotek mi koyacaklar? Ne yaptıklarını, nasıl yaşadıklarını denetlemek için başlarına ömür boyu birer bekçi mi dikecekler? Ayrıca, DTP'de çalışmak hangi yasaya göre nasıl bir suç oluşturuyor acaba?
Türkan Saylan'ın "Protesetan Misyonerliği" ise hepten çirkin bir belaltı bir vuruş denemesi...
Olacak iş değil ya... Diyelim ki misyonerlik yaptı...
Hani bizler artık herhangi bir dinin misyonerliğini yapmayı ifade özgürlüğü içinde görecek kadar medenileşmiştik? İnsanların kendi inandıkları bir şeye başkalarını da inandırmaya çalışmalarını "suç" gibi görmeyi geride bırakmıştık?
Bir yandan konuşmalarda böyle söyleyip, böyle yazılar yazarken, karşınıza faaliyetlerini tasvip etmediğiniz biri çıkınca karalamak için yine o küflü silaha sarılmak yakışık alıyor mu?
İşin esası şu ki, bütün bu bel altı saldırıların gerisinde, Çağdaş Yaşam'cıların yürüttükleri faaliyetlerden, hedefledikleri insan tipinden duyulan rahatsızlık yatıyor.
Bu topraklarda yaşayanların çoğu hâlâ, amacını yanlış bulduğu bir kuruluşun da kendi hedefleri doğrultusunda toplumu şekillendirmek, dönüştürmek için faaliyet yürütme hakkı olduğunu kabul edemiyor bir türlü. Sivil toplum denen devasa alanda herkese yer olduğunu; var olabilmek için kimsenin kimseyi yok edip kendine yer açması gerekmediğini; bin bir çeşit fikrin bin bir çeşit örgütlenme biçimiyle ortaya çıkıp sivil toplum alanında yarışmasından müthiş bir toplumsal zenginlik doğacağını hafsalası almıyor.
Herkes diğerini ezip "tek hakim" olma peşinde...
Meseleyi böyle bir ölüm kalım savaşı gibi algıladınız mı, yok olmamak için yok etmek zorunda olduğunuzu sandınız mı, savaşı kazanmak için her yola başvurmak da mübah sayılıyor.
İşte o zaman etikmiş, tutarlılıkmış, her şeyi unutup elinize hangi silah geçerse kapıp saldırıyorsunuz.
Gülay Göktürk - BUGÜN
gokturkgulay@yahoo.com
Yorumlar18
-
Şahin türkaslan
16 yıl önce
Şikayet Et
al takke ver külah. kimse , kimseyi yaptığı işlerden dolayı suçlamıyor.Türkan saylan ve bazıları misyonerlik faaliyetleri yapıyor.yapsın ama bunları yaptığını inkar etmesin adam gibi söylesin yaptığını, takiyye yapmasın.Ne yaptığını söyleyince kendilerinin kabul görmeyeceklerini çok iyi biliyorlar.Yani savunulacak bir yerleri olsa hep beraber savunalım ama yok neyi savunacağız.
Beğen
Cevapla
-
Avustralya'dan Simsek
16 yıl önce
Şikayet Et
Aydinmis?. Sayin Gulay Gokturk gibiler guya aydin olup eline kalemi alip bir seyler soylediklerini saniyorlar. Niye mi?1-1960 Ihtilali ni yapanlar icerisinde bir tane General yok.2-Hilmi Ozkok Pasa,Buyukanit Pasa'ya ragmen denediler.3-Bu evcilik oyunu degil Savcilar isini yapiyor. Onlarin ellerinde delilleri olmasa veya supheleri boyle yapmazlar. Yoksa bir insani devlet hesaba cekmeden sana mi sorsun "Nasil bilirsiniz?" diye.
Beğen
Cevapla
-
hacı atik
16 yıl önce
Şikayet Et
sizi tanıyamadım. gülay hanım sizin yazılarınızı takip ederim demokrasi yanlısı türkiye sevdalısı bir kadınsınız ama bu saylan denen kadını sizin benden daha iyi tanımanız gerekirdi yakinen tanıdığınız yada arkadaşınız olabilir.başörtüsü düşmanlığıile ünyapan birisini lütfen savunmayın sizin yaptığınız tam bir u dönüşü oldu. eğer ukuyamayan garibanlara burs vererek okutmaya çalışıyorsa önce parasıyla okula gidemeyen baş ürtülü genç kızlarımızdan başlasın siz bunu benden daha iyi bilirsiniz LÜTFEN AKLINIZI BAŞINA ALIN
Beğen
Cevapla
-
Umit Erdal
16 yıl önce
Şikayet Et
Niye savcılığı savunuyorsunuz?. Burada hiçbirimiz Saylan'ın hangi
gerekçelerle gözaltına alındığını
bilmiyoruz. Fakat bildiğimiz bir şey
var ki, Türkiye'de insanlar çok
hukuki olmayan gerekçelerle
suçlular gibi muamele görüyor.
Dolayısıyla, hemen savcının
tarafında yer almak doğru değil.
Yarın bir gün anlamsız bir
gerekçeyle, sizin güvendiğiniz
insanlar da tutuklanabilir. Önemli
olan, mahkemede hangi
suçlamaları getirecek, savcılık, ona
bakalım.
Beğen
Cevapla
-
Ahmet mestaner
16 yıl önce
Şikayet Et
Göktürk-Saylan. Sayın Göktürk'ü daima okur ve genellikle de katılırım. Yanlız, Saylan'a Dünya Kiliseler Birliğinin neden yardım ettiği tartışılmalıdır. Gülen yıllardır tartışılıyor. Saylan açıkça yapmak istediklerini (Hristiyanlaştırma varsa) söylesin ve buyursun yapsın. Kimliğini bilelim. Gülen'i destekliyorum, çünkü yapmak istediklerini biliyorum.
Beğen
Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle