Ya Öcalan da kurtarılırsa?
- GİRİŞ06.07.2011 08:15
- GÜNCELLEME06.07.2011 08:15
Baştan beri belli olan şu ki; eğer tutuklu milletvekilleri ve Hatip Dicle sorunu çözülecekse, bu iki partinin giriştiği Meclis boykotu sayesinde çözülmeyecek; tam tersine onların bu saçma boykotu bitirip Meclis'e dönmesinden sonra, Meclis platformunda yapılacak kimi yasa değişikliği çalışmaları sayesinde çözülecek.
Şimdi Cemil Çiçek'in farklı bir üslupla olaya müdahil olup ortamı yumuşatması ve çözüm için bazı formüller önermesi bekleniyor. Umalım ki bu çabalar karşılığını bulsun ve Meclis bir an önce çalışmaya başlayabilsin.
Aslında bazı gerçekçi çözüm formülleri baş gösterdi bile.
Tutuklu vekiller sorunu konusunda Taha Akyol'un köşesinde önerdiği formül mesela...
Kendisi de bir hukukçu olan Akyol, şöyle bir yol öneriyor: "Tutuklu bir kimse yasalara uygun olarak milletvekili seçilirse, hakkındaki tutuklama kararına itirazlar 'üst mahkeme' tarafından reddedildiği takdirde, son merci olarak Yargıtay'a başvurulabileceği yolunda CMK'ya bir madde konulabilir!"
Taha Bey, CHP'lilerin de Yargıtay'a güvendiğini, zaten onun için dosyanın Yargıtay'a gitmesini istediklerini; Yargıtay'ın vereceği karar tahliye de olsa tutukluluğun devamı da olsa artık herkesin bu kararı kabul edeceğini ve tartışmanın biteceğini söylüyor ki, onun bu önerisi birçok hukukçu tarafından da makul ve uygulanabilir bulunuyor.
Öte yandan Hatip Dicle sorunu için de geliştirilen çözüm formülleri var.
Bunlardan biri Hakkari formülü... Yani önce milletvekili seçilme şartlarında bir değişiklik yaparak (diyelim 1 yıldan fazla hüküm giymiş olanlara getirilen kısıtlamayı 3-5 yıl hüküm giymiş olanlar şeklinde değiştirmek) sonra da Dicle'nin bu değişiklikten yararlanabilmesi için bir ilin (örneğin Hakkari'nin) milletvekillerini boşaltarak orada seçime gitmek ve böylece Dicle'nin üç-beş ay içinde Meclis'e girmesini sağlamak...
Bu il Hakkari mi olur, bir başka il mi olur; ya da ara seçim için bir başka yöntem mi kullanılır; bunlar tartışmayla uzlaşılabilecek konular.
Yorumlar3