Tutuklanan ilk Orgeneral Balanlı değildi!

  • GİRİŞ05.06.2011 09:38
  • GÜNCELLEME05.06.2011 09:38

Hayır! 27 Mayıs'ta, Genelkurmay Başkanı olan Rüştü Erdelhun da tutuklanmıştı ama sivil değil askerler tarafından!

Rüştü Paşa'nın hikayesine geçmeden şunu da hatırlatayım. Yüksek rütbeli subayların herhangi bir suçtan yargılanmasında izlenen yol; onu önce emekliye sevk etmek ardından yargılanması için mahkemeye götürmektir. Bunun örneklerini defalarca gördük. 12 Mart yönetimi, içindeki 9 Martçıları temizlemek için muhtıradan tam dört gün sonra onlarca yüksek rütbeli subayı emekliye sevk etmişti.

16 Mart günü emekliye ayrılan subayların büyük bir çoğunluğu, bir yıl içinde önce mahkemede ardından da cezaevinde aldılar soluğu...

Küçük bir not daha... Yüksek rütbeli subayların gözaltına alınması veya tutuklanması tarihimizde hep askerler tarafından yapılmıştı. Yani Balanlı Paşa'nın tutuklanması sivil bir mahkeme tarafından alınan karar olarak ilk oluyor.

Şimdi, gelelim bir Genelkurmay Başkanı'nın gözaltına alınma ve tutuklanma hikayesine...

İKTİDARA YAKIN OLMAK

Rüştü Erdelhun 1894'te Edirne'de doğdu. Edirne Lisesi'ni bitirdi, 1910'da Harp Okulu'na girdi. Topçuydu. Birinci Dünya Savaşı'nda Çanakkale'de görev aldı. Kurtuluş Savaşı yıllarında ise Anadolu'ya geçen subayların arasındaydı. Gösterdiği yararlılıklardan dolayı İstiklal Madalyası'na hak kazandı. 1926'da da kurmay oldu. Tokyo ve Roma'da askeri ataşeliklerde, sonra sırasıyla Tümen Komutanlığı, Genelkurmay İkinci Başkanlığı ve 2.Ordu Komutanlığı görevlerinde bulundu.

Bu arada belirtmeden geçmeyeyim. Yıllar, Demokrat Parti ve Menderes yıllarıydı. Rüştü Paşa general olduktan sonra 'hızla' yükselmenin yolunun Menderes'le yakın dostluk kurmaktan geçtiğini öğrenmişti.

Ama nasıl? Nasıl olacak da Başbakan'a yaklaşacaktı?

Dişçi Sami Gürnzberg'in hikayesini aylar önce yazmıştım. Sultan Abdülhamid'den Atatürk'e, Celal Bayar'dan Menderes'e kadar 'herkes'in dişçisi Sami Bey, diş hekimliğinden ziyade 'siyasi koç'luk yapıyordu. Abdülhamid'in mirasının iç edilmesi, Atatürk'e bürokrat tavsiyesi işinin bir parçası gibiydi. Bu Musevi asıllı dişçimizin İstiklal Caddesi Mısır Apartmanı'ndaki muayenehanesi uzunca bir dönem Türk siyasi yaşamına yön veren merkezlerden biri oldu. (Merakımı yenemiyorum. Neden birileri siyasetin dışında kalıp da siyasete yön veren adamları kaleme almayı düşünmez. Dişçi Sami'den Cüneyt Zapsu'ya kadar ne ilginç portreler çıkar bir düşünsenize...)

GÜNZBERG DEVREYE GİRİYOR

Evet!.. Rüştü Paşa doğru adresi bulmuştu. Onun zirveye çıkmasına yardımcı olacak kişi Dişçi Sami olacaktı. Sami Günzberg'le sıkı bir dostluk kurdu. Haftada bir iki gün mutlaka muayenehanesine gitti. Sadece onunla değil oraya gelenlerle de dostluklar kurdu. Dişçi Sami, Erdelhun Paşa'nın asıl isteğini Menderes'e açtı. Dahası ısrarcı oldu. Erdelhun'un istediği tek bir makam vardı: Genelkurmay Başkanlığı!

Peki ama bu nasıl olacaktı? Rüştü Erdelhun 2.Ordu Komutanı'ydı. Genelkurmay Başkanı olması teamüllere aykırıydı. Hemen bir formül üretildi. 1 Ağustos 1958'de önce Kara Kuvvetleri Komutanlığı'a atandı. Tam 22 gün sonra ise Fevzi Mengüç emekliye sevk edildi ve Genelkurmay Başkanlığı koltuğu ona verildi.

Rüştü Paşa, ışık hızıyla ilerlemiş ve çok istediği Genelkurmay Başkanlığı koltuğuna kavuşmuştu.

Aslında bu durum Menderes'i de bir ölçüde rahatlatmıştı. Çünkü giderek artan toplumsal muhalefete asker de katılmıştı. Ordudan yükselmeye başlayan sesleri böylece kontrol altına almış oluyordu. Rüştü Erdelhun tam da Menderes'in istediği bir Genelkurmay Başkanı'ydı. Ordu içindeki bütün gelişmelerden Başbakan'ını anında haberdar ediyordu.

GÖNÜLLÜ ULAK İŞBAŞINDA

Bu gönüllü ulak durumu, 26 Mayıs gecesi bile devam etti. 27 Mayıs 1960 günü alttan başlayan askeri müdahalenin farkına varır varmaz Eskişehir'de bulunan Menderes'i aradı. Saat gece yarısı 2'ydi. Oysa Harp okulu öğrencileri hareketten gece saat 10'da haberdar olmuşlardı. Hatta parolaları bile belliydi. 'İnkılap. Saat 3'te karartma' Saat 3'te bütün birlikler harekete hazır hale gelmişlerdi.)

Erdelhun, Menderes'e telefonda 'Hemen kaç. Benim de kontrolüm dışında bir ayaklanma var' dedi. Menderes paniğe kapıldı. Kütahya'ya doğru yola çıktı. Kaçmak üzereyken gözaltına alındı. Ankara'ya getirildi. Ardından Cumhurbaşkanı Bayar direnmesine rağmen enterne edildi.

Yazının devamını okumak için bu linki kullanabilirsiniz

( Gürkan Hacır - Akşam )

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat