Siyasi davalarda mantık olmaz!

  • GİRİŞ15.04.2012 12:03
  • GÜNCELLEME15.04.2012 12:03

 'Müesses El' başka bir şey. Davaları ve hukuku etkileyen/belirleyen rüzgarı o estiriyor.

28 Şubat gözaltıları başladığında Cumhurbaşkanı Gül 'kimse rövanşist duygularla hareket etmesin' dedi. Doğru bir söz. Ancak Cumhurbaşkanımıza hatırlatmak isterim. Tarihimizde görülen siyasi davalar, hep rövanş üzerine kuruludur..

1926 suikast davasından Yassıada'ya 28 Şubat'tan Ergenekona kadar önemli siyasi davaları inceleyin. Keskin bir rövanş havası duyarsınız. Hatta o kadar öyle ki, bir ay önce konuşulması son derece sıradan olan bir söz devir değiştiğinde aleyhinizde en önemli delillerden birisi olabilir. Güldürü ustası Levent Kırca'nın parodisinde anlattığı gibi. Rejimin değiştiğinden habersiz vatandaş karakola düşmüştür. Bir gün önce suç olmayan bir şiiri okuduğu için ifadesi alınmaktadır. Sebebini sorduğunda polis çizgiyi net bir şekilde çizer.

-Rejim sertleşti

-Peki ne zaman?

-Dün gece!

Gülmeyin. Yakın tarihimizdeki tüm siyasi davaların metinlerini okuyun. Çok daha komik diyalogları/suçlamaları göreceksiniz. Gazetecilerin baş dönmesi de biraz bu yüzdendir. Örneğin 28 Şubat'a destek veren gazetecilerin isimleri, yeni gelecek gözaltı furyasında dolaştırılıyor. Peki 27 Mayıs'a destek veren gazeteciler ne olacak? Çetin Altan'ın şu cümlelerini ne yapacağız? 28 Mayıs sabahı yayınlanan 'Bugün canım yazı yazmak istemiyor' başlıklı yazısından kısa bir bölüm okuyalım.

TARİHİ RÖVANŞLAR

'Atatürk'ün gençliğe hitabesini, Nutuk'un tefrikası halinde yayınlamak dahi suç sayılır olmuştu. Atatürk'ten bahsedilsin istemiyorlardı. Onun kurduğu İnkılap Türkiye'sinin Cumhuriyetine bir beyefendiler saltanatı halinde çöreklenmek ve memleketi basınsız, Üniversitesiz ve hatta Meclissiz olarak idare etmek niyetine kapılmışlardı.

... Türkler, alimleri dalkavuk, üniversiteleri maktel, gazetecileri korkuluk ve bütün aydınları sürüngen haline getirerek, bir çete gibi davrananların rezaletlerini kabul etmeyi, bütün dünya önünde reddetmişlerdir.

... Bize bugünleri tattıran ve bir milletin haysiyetine konmaya çalışan tozları bir üfleyişle temizleyiveren Türk Silahlı Kuvvetleri sağ olsunlar. Kardeş kanı dökülmeden yapılan bu hareketin, aynı vakar içinde gerçek demokrasinin temellerini atmasını bekliyor, seviniyor, övünüyor, övünüyor, seviniyoruz...'

Neyse 12 Eylül sonrası yazan Nazlı Ilıcak'ın, Rauf Tamer'in yazılarına hiç girmiyorum. Sadece bazen kendi kendime bu ülkede gerçekten gazetecilik yapılabilir mi diye soruyorum.

Uzattım. Farkındayım.

28 Şubat sanıklarına 'Bizimkiler' dizisine laiklik vurgusu yapmaları için uyarıp uyarmadıkları sorusu sorulmuş. Size tuhaf gelebilir. Anayasının en temel ilkesini hatırlatmak (her ne kadar bu iş askerin görevi değilse de ) neden suç olsun diyebilirsiniz. Ama bakınız... Tarihimizde ne ilginç rövanşlar yaşandı.

Anlatacağım yargılama Yassıada duruşmalarından. Vatan Cephesi davası 1960 harekatıyla indirilen Adnan Menderes ve arkadaşlarının yargılandığı davalardan yalnızca biriydi. Adnan Bey başta olmak üzere toplam 22 sanık yargılanıyordu. (Bilinenin aksine cumhurbaşkanı Celal Bayar bu davadan sanık olmadı) Bakın neler yaşandı?

Mahkeme diyaloglarına bakalım

Başkan: İnönü'nün başındaki taş yarası değil bit dediğiniz.

Tevfik İleri: Beyefendi benim böyle bir konuşmam yoktur.

Başkan: Vardır.

Tevfik İleri: Uşak'ta böyle bir konuşma yapmadım.

Başkan: Uşak'ta demiyorum. Uşak hadisesine temas ederek İnönü'nün başındaki taş yarasına bit yeniği demişsiniz.

Tevfik İleri: İnönü'ye taş atılamayacağını atılmamış olduğunu ifade için söylenmiş bir sözdür.

Şaka gibi değil mi? (Tevfik İleri'ye 2000'li yıllara kadar yıkılmayacak bir yapı kurduk sözü de soruldu. Ne ilginç değil mi?)

Demokrat Partililer farkında değillerdi ama dün suç olmayan şimdi suçtu. Rejim sertleşmişti.

Bütün dava boyunca Vatan Cephesi'nin aslında ne olduğu ne için kurulduğu anlaşılmaya çalışıldı. Mahkeme heyeti bunun bütün partilerin üstünde bir yapı olarak kurulmak istendiğini ve cephenin dikta hedefinin olduğunu iddia ettiler. Sanıklar ise yemin billah bunun aslının olmadığını anlatmaya çalıştılar. Gerçekte kanunen kurulmuş bir yapı yoktu.

Başkan: Partinize müracaatlar şöyle yapılıyormuş: Demokrat Parti Vatan Cephesine. Böyle bir cephe yoktur deseydiniz o vakit?

Adnan Menderes: Vatan Cephesi diye ayrı bir teşekkül mevcut değildir. Bu ocaklar tıpkı semt ocakları gibi Demokrat Parti ocağıdır dedik.

Yazının devamını okumak için bu linki kullanabilirsiniz

Gürkan Hacır - Akşam

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat