Ne İsrail kazanıyor ne İran bakalım Trump kaybedecek mi?
- GİRİŞ21.06.2025 09:58
- GÜNCELLEME21.06.2025 09:58
Dünya 9. gününde İsrail-İran savaşını canlı yayında izlemeye devam ediyor. Perşembe gününe kadar gözler geceleri Tel Aviv'e gündüzleri Tahran'a dönüyordu. Artık o da değişti, her iki taraf da gündüz gece ayırt etmeden saldırıyor birbirine. Biz de geçtiğimiz hafta sürece dair kaleme aldığımız yazımızı, yaşananlar çerçevesinde güncelleme ihtiyacı hissettik.
İSRAİL Mİ İRAN MI ÖNDE?
Savaşın ilk gününde İsrail'in İran'da özellikle askeri yapıya verdiği hasar, İran'daki zafiyetin yoğunlukla konuşulmasına sebep olmuştu. Kimilerine göre verilen karşılık da İsrail'in, başkent Tahran ve diğer şehirlerde yaptıklarına kıyasla hafif kalıyor. Fakat İsraillilerin daha önce hiç tatmadığı bir güvensizlik duygusu oluşturdu İran saldırıları. Akın akın, işgal ettikleri topraklardan kaçıp gidiyorlar kaçabilenler. Kaçmaları yasak olanlar da var tabii.
Bu savaşın gidişatı, Amerika'nın nasıl pozisyon alacağıyla alakalı olacak gibi gözüküyor. Çünkü İsrail'in İran'daki nükleer potansiyeli, arzu ettiği gibi elindeki silahlarla yok etme şansı yok. Amerika olmadan olmaz diyorlar. Trump'a "Başladığın işi bitir" mesajı veriyorlar. Diyebilirsiniz ki amaç sadece nükleer değil, rejimi de değiştirmek istiyorlar. Bu kez de İsrail istihbaratının raporundan bahsedeyim, "İran rejiminin yakın zamanda çökmesi gerçekçi değil" diyor onlar da.
Sahaya bakıyoruz, İran hava sahasını kontrol etmekle övünen İsrail, bir zamanlar 100-200 roketten 10-15 tanesini kaçırıyorlar. Şimdi İran'dan gelen 20 rokete bile çözüm bulamıyorlar. İsrail merkezli Maariv bu konuda, "Şu anda tanık olduğumuz şey, İsrail’in İran füzelerine karşı savunma sisteminin tamamen çöküşüdür." yorumunu yapıyor mesela. Günlük en az 50 roket ürettiğini de varsayarsak İran'ın, İsrail için sürdürülebilir bir mücadele yok ortada. Çünkü İran'da İsrail saldırıları halkı rejimin arkasında birleştirmeye başlamışken, İsrail'de büyüyen enkaz, Netanyahu yönetiminin tasfiyesine giden yolu açabilir.
İSRAİL ABD'Yİ SAVAŞA SÜRÜKLEYEBİLECEK Mİ?
Trump, kazanan tarafta olmayı seviyor. İran ile müzakere masasındayken Netanyahu'yu azarlayıp "Sakın saldırma" uyarısı yapan Amerika Başkanı, bir sabah televizyonundan bakıyor ki İsrail, İran'ın komutanlarını tek tek avlamış, askeri üslerini hedef almış, jetlerini İran hava sahasında gezdiriyor, hemen açıklama yaparak "Ne güzel vurdular çok müthiş saldırı" falan diyor. Çünkü galibiyeti dünyaya Trump'ın dahili olmadan servis etmek istemiyor.
İyi de şimdi manzara değişmeye başladı. Bu günlerde ofsaytta kalan taraf İsrail. Peki bu Trump'ın İran'dan yana tavır alacağını mı gösterir?
Elbette göstermez. Fakat müzakerelerden taraf olurken, bir anda saldırı sinyali veren Trump'ı fikir değişikliğine ne itmişti? Epstein dosyası? İsrail'in şantaj yoluyla ABD hükümeti üzerinde kurduğu hâkimiyet? Belki de bunlar değiştirmesini sağlamıştı rotasını.
Şimdi saldırılardan da vazgeçip diplomasiye şans vermiş gibi davranıyor Trump. Peki bunun sebebi ne olabilir? İran'ın rüzgârı arkasına alması? Bu sayede Netanyahu'nun tahtının sallanma ihtimali? Ya da savaşta çok zikredilen örnekler Vietnam-Afganistan-Irak durumuna düşme korkusu? Peki Çin ya da Rusya'dan endişe ediyor olabilir mi?
BEYAZ SARAY'IN KAFASI KARIŞIK!
Trump'ın açıklamalarını değil de Amerikan ordusunun hareketliliğine bakarsak, ABD savaşa hazırlanıyor. Bölgede arttırılan askeri varlık, savaş uçaklarının ve savaş gemilerinin bölgeye sevk edilmesi bu durumun işareti. Hatta orduya et ziyafeti çektirmenin de savaş öncesi ritüel olduğunu söyleyen Amerikan askerleri var.
Trump, çarşamba günü "çok kötü şeyler olacak" deyip Hamaney'e şans dilerken, Perşembe günü "2 hafta düşüneceğim" deyip diplomasiye yönelmesi İran'ı hazırlıksız yakalamak isteyen yeni bir oyunun olağan gelişmeleri de olabilir.
Kafası fena halde karışık Trump’ın. Ukrayna savaşını bitiremedi, Gazze'yi eline yüzüne bulaştırdı. İran ile imajını toplayabilir. Peki ya toplayamazsa?
Hamaney'in öldürülmesi fikrine Rusya başta olmak üzere liderler seviyesinden ciddi tepkiler var. İsrail'in bu konudaki gözü dönmüş talebini daha önce reddetti. Netanyahu kendi siyasi hesapları kapsamında harekete geçerse, Hizbullah bir yandan Husiler bir yandan saldıracak. Hadi bunların gücü kırıldı diyelim. ABD kuvvetlerinin varlığını sürdürdüğü Irak'ta Sistani'den de tepki geldi.. ABD Askerlerinin cenazelerini teslim alırken, acılı Amerikan ailelerine ne diyecek? Amerikan toplumunda İsrail karşıtlığının bu denli arttığı ve vergi mükelleflerinin İsrail için savaşmak istemediği şu devirde bir de?
RUSYA VE ÇİN'İN DURGUNLUĞU YAVAŞ YAVAŞ SONA ERİYOR!
Doğu, İran-İsrail meselesine tepkisiz kalamaz. Çünkü Tahran'ın kaderine terk edilmesi tüm dünyaya "ABD ve İsrail istediğini yapar" ona göre hareket edin mesajı vermiş olur. ABD hegemonyasına karşı durmaya, çok kutuplu dünyaya halklar nasıl ikna edilecek?
Belki de bu nedenle, Putin 3. Dünya Savaşı riskinden bahsedip, Hamaney'in öldürülmesine yönelik hiçbir adımın gerçeğe dönüşmemesini istedi. İsrail'e de "İran nükleer tesislerinde çalışan Ruslar var, ona göre" dedi. Çin-İran hattında askeri uçak hareketliliği tespit edildi. Belli ki destek var. Burada ayırt edebileceğimiz en önemli husus, İran'a verilen ya da arttırılan desteğin İran kaynaklı olmaması aslında.
Moskova, dünyanın dikkatinin dağılmasını stratejik bir kazanım olarak görüyor. Kiev'e bomba yağdırmaya da devam ediyor. Putin, Rus askerinin olduğu toprak bizimdir, biz Ukraynalılarla tek halkız" dedi en son. Yine de İran'da, Amerika ve İsrail'in istediği olursa hem kendisi hem de Çin güç kaybedeceği için özellikle İsrail'in çevresine politik bariyerler dizmeye çalışıyor. Moskova'ya göre sürecin bir yanı da taraflar arasında denge politikası izleyerek nükleer müzakereleri batıya karşı koz olarak kullanmakla ilgili.
Çin ise güven duyduğu bir ortak istiyor ve İran yönetimi, daha önce Çin'e ayrı Batı'ya ayrı oynadığı için bu "güvenilir ortak" sıfatından uzakta. Onlar da hem ABD karşısındaki mücadelenin devamı hem de ekonomik çıkarları adına Washington-İsrail hattına en azından "emin miyiz" sorgulamasını yaptırıyor şu anda.
Savaşın seyrine göre bu tehditlerin daha da sertleşme ve desteğin daha da artma ihtimali bulunuyor. Putin'in son açıklamasından bir cümle daha zikrederek bitirelim…
"Rusya ve Çin, yeni bir dünya düzeni için açık bir yol görüyor."
H. Akif Küçükal / Haber7
Yorumlar9