Gezi, eylemcinin dibi ve değişim sancısı

  • GİRİŞ11.09.2013 08:21
  • GÜNCELLEME11.09.2013 08:44

 "Eylemin cılkını çıkarttık" ne güzel dedi. "Yaz başından beri o bitiyor bu başlıyor, bu bitiyor şu başlıyor. Şimdi de akın akın merdivenleri gökkuşağı rengine boyama salgını oluyor. Ya bundan daha güzel bi şey olabilir mi? Asla olamaz."diyor Tokbaş.

Bir kesimde özellikle Beyaz Türk dediğimiz kesimde, Gezi olaylarından itibaren inanılmaz derecede artmış olan bu eylemlilik neyin göstergesidir?

Amerikalı toplum filozofu Eric Hoffer, "Değişim Sancısı" adlı kitabında "köklü değişime maruz kalan bir toplum, bir uyumsuz -dengesiz, patlamaya hazır ve eyleme aç- insanlar topluluğudur. Eylem, değer kazanmamızın ve değer kazanmamızın en kolay yolu olduğu gibi, aynı zamanda dengeyi yitirmeye karşı -dengeyi yeniden elde etmek ve ayakta kalmayı başarabilmek için kolları oynatıp havayı dövmeye benzer- bir tepkidir de."

Cem Boyner'den tutun, film, müzik ve dizi sektöründen en pahalı artistlere kadar ülkenin en pahalı isimleri Gezi içindeydi. Gezi olaylarından beri ülkede belli bir kesim, sürekli eylem yapıyorlar ve iktidara koşulsuz muhalifler.

Bunun sebebi kendi merkezlerini kaybediyor olmalarıyla açıklanabilir. Ak parti çevreden gelip merkeze yerleşen bir iktidar partisi oldu.

Markar Esayan "Erdoğan neden hedef" adlı yazısında bu merkez ve çevre mücadelesine değiniyor. "AK Parti'nin merkeze yürüyen bir çevre hareketi olduğu hep söylendi. Çevre merkeze yürüyorsa, merkezi elinde tutan bir kesim var demektir. 10.5 yılın, ama genelinde son yüz yılın hikayesi de esasen bu 'hareketlenme'nin damga vurduğu mücadeleyi ima eder."

Bu mücadele, Kürt sorunun çözülmeye çalışılması ve demokratikleşme paketiyle birlikte daha da görünür oldu. Ülke, demokratikleşme yolunda adımlar atarken; darbecilerin ilk kez yargılandığı ülkemizde, askerden medetle yaşamış, zenginleşmiş ama artık umamayacak kaymak yiyen bir kesim var. Bu da köklü bir değişim demektir. İktidarın hem sağlık alanında hem de ülkelerin iflas ettiği günümüzde ekonomik başarılarını da katarsak ve her şeyden önemlisi muhalefet partilerinin başarısızlığı da eklenince merkezinden olanlar için her şeyi eyleme dönüştürmekten başka yol gözükmüyor.

Gezi "babaya" bir başkaldırı mı?

Ahmet Ümit, geçen hafta Radikal gazetesine verdiği röportajda "Hitit dönemini, Roma dönemini, Osmanlı'yı düşünün... Bu topraklarda 3500 yıldır kul kültürü gelişti. Bir kral, bir imparator, bir padişah hep vardı. Cumhuriyet dönemiyle birlikte iddia, bu kul kültürünün yıkılıp vatandaş kültürünün yerleşmesiydi. Fakat bu iddianın sahibi Mustafa Kemal bile bir padişaha dönüştü. Sonra? Mustafa Kemal gitti, başka bir tek adam, İsmet İnönü geldi. Menderes, Ecevit, Demirel, Özal ve bugün de Tayyip Erdoğan... . Hepsinin yönetme biçimi bir noktadan sonra birbirinin aynısıdır. Çünkü karşılarında kul kültürü vardı. Gezi eylemlerinin en büyük önemi ve hiçbir siyasetçinin okuyamadığı bölümü buydu. Kul kültürü ilk kez kırılmaya çalışıldı" diyor.

Ve Ahmet Ümit, yorumuna son noktayı koyuyor: "Gezi'de yapılan ve Başbakan'ın kendisine karşı düzenlenmiş komplo sandığı şuydu: Babaya ilk kez karşı geliniyordu. Gerçekten Türkiye'yi kazanmak istiyorlarsa, tüm siyasi partilerin bunu okumasını tavsiye ederim."

Belki çok küçük bir kesim için Gezi, babaya bir başkaldırıydı ama üstte belirttiğimiz her şeyi eyleme dönüştürmeye mecbur hisseden, merkezinden olanların babası hiç değildi. Gezide başörtülü ve başörtüsüz olup da muhafazakâr babasına isyan edenler vardı. İktidara yakın olup da yahut evdeki babasının otoritesine karşı gelmenin dayanılmaz ağırlığıyla Geziye sığınarak iktidara isyanı, babaya isyan olarak algılayanlar da vardı. Kaldı ki merkezdekilerin baba isyanı hiç değildi.

Merkezinden olanların her şeyi ateşleyip toplumsal bir eyleme dönüştürmesi ve babaya isyanın birleştiği bir olgu oldu bu.

Hacer Aydın - Haber 7
aceraydin@hotmail.com

https://twitter.com/hacer_aydn

Yorumlar1

  • turgut1 10 yıl önce Şikayet Et
    türkiye halkı aklını başına alıp yola devam etmelidir. çapulcular olayları nasıl çarpıtarak okutmak isterlerse istesinler,bırak kendileri çalıp oynasınlar,yola devam..bu kervan yürümeye devam edecek..muhalefetin saçmalıkları yüzünden,iktidarın yapması gerekenleri veya eleştirileri yapamaz olduk....hatta ortada muhalefet falanda yok.sadece erdoğana kişisel düşmanlıklar falan,başarısını,performansını çekemeyen bir güruh var..ve birde bu güruhun memnuniyetini kazanmak için ucuz ezber yapan yazarlar var.
    Cevapla Toplam 10 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat