Partiler için aynı zamanda genel seçim provası olan büyükşehirlerde aday arayışları kulisler, kamuoyu yoklamaları ve kitle iletişim araçları eşliğinde devam ediyor.

Şüphesiz en sıkı mesai iktidardaki Ak Parti'de yaşanıyor.

Parti tüzüğüne göre 3 dönem üst üste milletvekilliği, belediye başkanlığı ve il başkanlığı yapanlar 1 dönem ara vermeden yeniden aday olamayacak...

Aday olamayacaklar listesinde Başbakan ile birlikte çok sayıda bakanın da bulunduğu 73 milletvekili var.

Yalnız bu kez Ak Parti "tüzük" ile "yüz eskimesi" arasında sıkışmış durumda...

İki formül konuşuluyor birincisi iç tüzüğün değiştirilmesi ikincisi yalnızca Erdoğan ya da Erdoğan'la birlikte ufak bir topluluğu kapsayan bir tüzük düzenlemesi.

Her iki formülün de sıkıntıları olduğu biliniyor. Ustalık dönemi sonrası, oy oranında bir düşüşü imaj bakımından Erdoğan'ın istemeyeceği biliniyor. Bu sorumluluğu alacak diğer partililerin de olmadığı aşikar.

Diğer taraftan Erdoğanlı ikinci bir alternatif olan Başkanlık sistemine de diğer partilerin
destek vermemesi süreci tıkadı. Ak Parti'nin önünde bu tercih de yeterince güçlü durmuyor.

Yerel ve genel seçimleri ilgilendiren bu durum karşısında Ak Parti diğer partilere benzemek ile kendi özgün duruşunu koymak arasında bir yerde duruyor.

İktidar olsun muhalefet olsun ya diğer partilerle aynı refleksi gösterip koltuk sevdasına "yanlış yapmışız tüzüğü değiştiriyoruz" diyecek ya da Türkiye'de siyasette yeni bir çığır açacak adım atacak.

Parti tüzüğü ve yerel seçimler gündeme geldi geleli kabinedeki isimlerin belediyelere adaylıkları formül olarak sürekli dillendiriliyor. Siyaseten güçlü bir fikir olduğunu kabul etmekle birlikte millet iradesi üzerinde "gölge kabine" niteliğindeki bu hamleye seçmenin sıcak bakacağını sanmıyorum.

AK Parti'nin 2023'e kadar iktidar olma hedefi ise diğer bir açmaz...

Fakat AK Parti bu yerel seçimlerde bir başka ilke imza atabilir...

Her yerel seçimlerde teşkilatın seçimini yok sayan siyasi parti anlayışını rafa kaldırıp Türkiye siyasi tarihinde ilk kez tüm adaylarını tamayül yoklamaları ile çıkarabilir. Böyle bir karar Türk siyasi tarihinde ilk olurken aynı zamanda Ak Parti'nin taban ve teşkilatla bütünleşmesini yeniden sağlar...

Yerel seçimlerde belediye başkan adayları temayül yoklamaları ile çıkarılması AK Parti'ye yenilenme imkanı da sunabilir...

Bir başka olumsuz bir durum daha var. Tüzüğe göre süresi dolmamış fakat yerel yönetimlerdeyken yaptıkları usulsüzlükler kamuoyunun diline düşmüş; dedikoduları ayyuka çıkmış yerel yöneticiler partinin imajına darbe vuruyor.

Bu yöneticilerle ilgili bir takım iddialar halkın dilindeyken mevcut bazı adaylarda ısrar etmek parti tabanında bölünme ile sonuçlanabilir. Bu duruma özetle "Küskün bölünmesi" diyorum. Bu da partiye ciddi güç kaybettirebilir.

AK Parti'nin Başbakan'ın talimatı ile ilk günden bugüne devam ettirdiği bir gelenek var. Partideki ve hükümetteki partililerin görevi ne olursa olsun mecliste olmadıkları her dönemi memleketlerinde geçirdiler.

Temayül yoklamaları kadar bölge vekillerinin gözlemleri ve de lobileri de mutlaka dikkate alınacaktır. Önemli olan bu kararların temayül yoklamalarının önüne geçmemesidir.

Yerel seçimde de genel seçimde de kadınlar ve gençler daha fazla aday gösterilebilir. Hizmet eden ve vizyon sahibi, yenilikçi kuşağın ya da Y kuşağının ihtiyaçlarını da anlayabilecek adaylara fırsat verilebilir.

Demokratikleşme paketinin tartışıldığı bugünlerde liderin değil seçmenin listesine ve tercihine kulak vermek kazandırır. Aksi halde sağır demokrasiler ülkenin kaderi olur...

AK Parti'nin yerel seçimlerde tarihi fırsatı yakalayıp yakalayamayacağını birlikte göreceğiz...

Hakan Göksel   -    Haber 7
hakan.goksel@haber7.com
twitter.com/hakan_goksel
Facebook.com/FikirveYorum